Ama elinde bazı çözüm yolları olmadığı müddetçe Bu konuşmanın asıl amacını anlayamıyorum. | Open Subtitles | ولكن إذا لم يكن لديك حل فأنا لا أفهم مغزى هذا الحوار |
Doktor, Bu konuşmanın Dünya'yı temsil eden yetkili biri tarafından yapılmasını öneriyorum. | Open Subtitles | دكتور، أنصح بشدة أن يكون هذا الحوار بين يدي ممثل رسمي من الأرض |
Demek istediğim, Bu konuşmanın aramızda kalacağı konusunda sana güvenebilir miyim? | Open Subtitles | ما أعنيه هل أستطيع أن أثق أن هذه المحادثة ستبقى بيننا؟ |
Yani, Bu konuşmanın her bir dakikasında, 25 saatlik YouTube videosunun yüklendiğini düşünmez harika. | TED | أعني، إنه لأمر مدهش أن نفكر أنه في كل دقيقة واحدة من هذا الخطاب ، 25 ساعة سيتم تحميلها في يوتيوب. |
Bu konuşmanın sizin annem ve babammış gibi sürdürmediğiniz bir versiyonu var mı? | Open Subtitles | حسناً، إنتظري أهناك نسخة أخرى من هذه المحادثه |
Bu konuşmanın sonu nereye varacak? | Open Subtitles | إلى أين يتجه الحوار ؟ |
Bu konuşmanın konusu ben değilim. | Open Subtitles | -لستُ من ينصبّ عليه الحديث هُنا . |
Sence Bu konuşmanın, o evlendikten sonraki dönemi içermesi hoş olmaz mı? | Open Subtitles | الا تظنين بأنه سيكون لطيفا اذا خصص جزء من الخطاب لحياته بعد الزواج |
Bu konuşmanın internette yayınlanacağının farkındayım. | TED | أنا أدرك أن هذة المحادثة سوف تظهر على الإنترنت. |
İki arkadaş arasında Bu konuşmanın 1 ya da 2 milyon baskısını basabiliriz. | Open Subtitles | سنطبع من مليون إلى 2مليون نسخة لتلك المحادثة ! بين صديقين |
Şimdi Bu konuşmanın asıl çözüm kısmına geliyoruz. | TED | والآن وصلنا لجزء من الحل الفعلي لهذه المحادثة. |
AM: 21 günlük bir sayıda bile size karşı çıkardım ama Bu konuşmanın amacından dolayı söylediğiniz bir şeyden devam etmek istiyorum, hem çocukları alıkoymanın yanlış olduğu hem de etkili olmadığı konusunda. | TED | آ.م: كنت سأتحداك حتى فيما يخص رقم الـ21 يومًا. ولكن لبلوغ المقصد من هذا الحديث أود متابعة الحديث في أحد الأمور التي ذكرتَها؛ وهو أن احتجاز الأطفال ليس من الصواب ولا يؤتي ثماره، |
Bu konuşmanın nereye gittiğini anladım. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أفهم إلى أين يتجه هذا الأمر |
Daniel Day-Lewis Bu konuşmanın içine edebilirdi. | Open Subtitles | دانيال داى لويس , لم يكن ليؤلف هذا الحوار |
Bu konuşmanın metni çoktan yazıldı bile. Gördüklerinizin hepsi gerçek olacak. | Open Subtitles | هذا الحوار كُتبَ مُسبقاً أيّاً يكن ما رأيتموه، سيحدث |
Bu soruya cevabım yedi dakika sürdü, ve gerçekten Bu konuşmanın TED için bir cömertlik hareketi olduğunu kavrattı. | TED | أخذ هذا الجواب ما يقارب 7 دقائق وأعطاني حقا مقدرة كبيرة على فهم كم كان هذا الحوار كرما زائداّ لـ TED |
Onun yatağına girmen için sana kolaylık göstermemden sonra bana gösterebileceğin tek nezaket onu Bu konuşmanın dışında tutmak olurdu. | Open Subtitles | يبدو أن المعروف الوحيد الذي ستسديني إيـاه بعدما أعطيتك نفوذ الوصول لسريرها هو أنّ تدور هذه المحادثة بيني وبينك دونها |
Şimdi biraz iyi haber verip Bu konuşmanın sonunda size biraz umut vermiş olmayı diliyorum. | TED | الآن، توجد بعض الأخبار الجيدة، وأتمنى أن أعطيكم بارقة أمل بنهاية هذه المحادثة. |
Bu konuşmanın hangi kısmı daha sıra dışı karar veremedim! | Open Subtitles | وأريد أن أتحقق من ذلك لا أستطيع أن أحدد أي جزء من هذا الخطاب غريب |
Bu konuşmanın nereye gittiğini anlamış değilim. | Open Subtitles | أربكتني طبيعة هذه المحادثه. |