ويكيبيديا

    "bu odadaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في هذه الغرفة
        
    • في هذه القاعة
        
    • في هذه الغرفه
        
    • فى هذه الغرفة
        
    • بهذه الحجرة
        
    • في هذه الغرفةِ
        
    • من بالغرفة
        
    • من بهذه الغرفة
        
    • في تلك الغرفة
        
    • في هذهِ الغرفة
        
    • في القاعة
        
    • الحاضرين
        
    • من هذه الغرفة
        
    • من في الغرفة
        
    • من في هذه
        
    Eğer meclis için aday olursan, bu odadaki hiçbir kadın sana oy vermez. Open Subtitles وإذا بحثت في المكتب، لن تجد امرأة في هذه الغرفة لن تصوت لصالحك.
    ama sevdikleri bu odadaki herkes buradasınız çünkü ona yardım etmeyi gönülden istiyorsunuz. Open Subtitles لكن احبائه كلكم في هذه الغرفة اتيتم الى هنا لأنكم تهتمون بمساعدته حقا
    Ve işte bu konuşma için olan özel görevim: bu odadaki her bir insanın yaşam süresini yedi buçuk dakika artırmaya çalışacağım. TED لذا سأقدم لكم مهمتي الخاصة لهذا الحديث: سأحاول أن أزيد من العمر الإفتراضي لكل شخص موجود في هذه القاعة بسبع دقائق ونصف
    bu odadaki tek tehlikeli şey sensin. Open Subtitles الشيء الخطير الوحيد في هذه الغرفه هو أنت
    Dalga mı geçiyorsun? bu odadaki bir şeyi ağzına mı süreceksin? Open Subtitles هل تهزأ, أتريد وضع شيء وجدته فى هذه الغرفة فى فمك
    Sadece bu odadaki insanlar ve iki bahriyeli. Open Subtitles فقط الحراس بهذه الحجرة بالاضافة الي اثنين من الجنود..
    bu odadaki herkes cinsel eğilimleri düşünüyor. Open Subtitles كُلّ شخص في هذه الغرفةِ يعتقدُ بالتوجيهِ الجنسيِ
    bu odadaki tek vatan haini ben değilim, değil mi efendim? Open Subtitles لست المدان الوحيد بالخيانة في هذه الغرفة أليس كذلك يا سيدي؟
    bu odadaki herkes onun canına olumak istedi aynı veya farklı sebepten. Open Subtitles جميع من في هذه الغرفة أراد كسر عنقه في مرحلة أو أخرى
    Çok inandırıcı buluyorum ama bu odadaki tek ebeveynin de ben olduğumu düşünüyorum. Open Subtitles أنا أجدها قابلة للتصديق بالفعل ولكني أعتقد أنني الأب الوحيد في هذه الغرفة
    bu odadaki herhangi bir savcının yaptığından farklı hiçbir şey yapmamıştır. Open Subtitles لم يفعل سوى ما كان اي مدعٍ في هذه القاعة سيفعله
    Hepimiz biliyoruz ki bu odadaki herkes hatalar yapmıştır. TED في الحقيقة الجميع هنا في هذه القاعة .. يرتكب الأخطاء
    bu odadaki çoğu kimse de muhtemelen bu şekilde düşünüyor. TED وربما بالنسبة لمعظم الناس في هذه القاعة ، هذه هي الطريقة التي يرون الإيدز بها
    Çünkü bu odadaki herkes seni seviyor ve her şeyini vermek istiyor. Open Subtitles لأن كل شخص في هذه الغرفه يحبك ويريدون إعطائك كل شيئ
    Bakın, bu odadaki herkesin bir noktada bu adamdan yumruk yediğini biliyorum. Open Subtitles الآن انظروا ، أعلم بأن كل واحدٍ منكم في هذه الغرفه قدّ تلقّى لكمه من هذا الرجل ، في وقتٍ من الأوقات
    bu odadaki herkes gibi ben de İncil'in köktendinci yorumuna inanıyorum. Open Subtitles الآن ، إننى أؤمن كما يؤمن الجميع فى هذه الغرفة فى أساسيات التفسير الأصولى للكتاب المقدس
    Biliyor musunuz, bu odadaki her koltuk sevdiğim atların kıllarıyla doldurulmuştur beni seven atların. Open Subtitles هل تعلمين, ان كل كرسى فى هذه الغرفة محشّو بشعر الخيول التى اعشقها واعتقد انهم يحبوننى
    Listede, hafta sonuna kadar bu odadaki herkesin öleceği yazıyor. Open Subtitles والقائمة تقول أن كل من بهذه الحجرة سيموتون بحلول نهاية الأسبوع
    bu odadaki muhteşem gücümle o sapığı mıhlamak için tek ihtiyacım telefonda 15 saniye. Open Subtitles بالقوَّةِ الرهيبةِ عِنْدي في هذه الغرفةِ ّ أَحتاجُ 15 ثانيةُ على الهاتف لتحديد مكانه
    bu odadaki herkesin saat 5'e kadar yalan makinasına girmesini istiyorum. Open Subtitles أريد جميع من بالغرفة ان يعرضوا على جهاز كشف الكذب بحلول الساعة الخامسة من مساء اليوم
    Bir damla bira için bu odadaki herkesi öldürebilirim. Open Subtitles سأقتل جميع من بهذه الغرفة لأجل قطرة من البيرة
    bu odadaki kıdemli saha ajanı kim? Open Subtitles في تلك الغرفة من هو العميل الميداني ذو السلطة؟
    Bu savaş, bu odadaki baylar ve bayanlar tarafından yapılacak sessiz bir savaştır. Open Subtitles كانت حربًا مقدر لها السير بهدوء مِن قبل الرجال والنساء في هذهِ الغرفة
    Tahmin ettiğim üzere bu odadaki bazı insanlar bunu daha önce yaptı. TED وأعتقد أن بعض من في القاعة قد جربوا القيام بذلك بالفعل.
    bu odadaki insanlar Will'in idam edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşamayabilir, ama bence herkes bu hikayenin en iyi versiyonunun hiçbir öldürme vakasının olmadığı bir versiyonu olduğu konusunda hemfikir olacaktır. TED بعض الحاضرين قد يعترض في اذا ما حق حكم الاعدام على ويل لكن اعتقد ان الجميع سيوافقني الرأي ان افضل نسخه من قصته تكون تلك القصة التي لم يحدث فيها قتل
    bu odadaki bütün ses ve görüntülerin bağlantılarını kesmeni istiyorum. Open Subtitles أريد فصل كل كاميرات الفيديو والأجهزة السمعية من هذه الغرفة.
    Ve eğer beni gitmek istediğim yere götürmezsen bu odadaki herkes ölecek. Open Subtitles سوف أقتل كل من في الغرفة إذا لم تدلني على مكان الذهب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد