Arkadaşın olarak sana asla bunu yapmam. Evet, seni bu programa ben soktum. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل شيء كهذا لكوني صديق تبًا، لقد أدخلتِك في هذا البرنامج |
Büro beni bu programa kabul etmeden önce bütün referanslarımı değerlendirmişti. | Open Subtitles | المكتب راجع كل اوراقي الاعتماديه قبل ان يقبلوني في هذا البرنامج |
bu programa dahil olması için 8. sınıflardan 10 öğrenci seçtik. | Open Subtitles | لقد إخترنا 10 تلاميذ من الصّف الثامن للمشاركة بهذا البرنامج |
Jack'e inanmıyorsan, bu programa da inanmıyorsun. | Open Subtitles | ولم تستطع استئجار واحد منهم إذا لم تؤمن بجاك، فأنت لا تؤمن بهذا البرنامج |
Dip noktada: inanılmaz derecede güçlü bir lider, bu programa kendisini başka kimsenin yapmadığı kadar adamış aslında herşeyden çok. | Open Subtitles | هو زعيم قوي جداً أعطى لهذا البرنامج أكثر من أي رجل معطاء أخر أي شيء يمكنك تخليه |
Gerçekten senin gibi bir am beyinlinin bu programa nasıl girdiğini anlayamıyorum çük kafalı! | Open Subtitles | بصراحة ، لا أعرف كيف حثالة مثلك دخل لهذا البرنامج أيها القذارة |
Umarım bu programa bir şans tanırsınız. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك ستمنحْ هذا البرنامجِ فرصة عادلة. |
Tüm dünyadan insanlar bu programa Tedavi Merkezlerinden başvurdu. | Open Subtitles | تقدّم أشخاص من حول العالم للمشاركة في البرنامج من خلال مراكز استشفائنا |
Acil bir ameliyatın baskısıyla başa çıkamıyorsa bu programa ait değildir. | Open Subtitles | اذا انهارت تحت ضغط جراحة طارئة فهي لاتنتمي إلى هذا البرنامج |
Bana geçen gece, üç ay içinde 300 kişinin bu programa katıldığını söyledi. | TED | واخبرتني الليلة الماضية .. انه منذ 3 اشهر على الانطلاق ساهم معنا 300 شخص في هذا البرنامج |
Tüm bu tutuklular ve göz hapsinde olanlar, kendilerini başka şekillerde görmek için bu programa geldiler. | TED | وكل ذلك، في هذا البرنامج. هؤلاء السجناء والمطلق سراحهم بدأوا بالنظر لأنفسهم نظرة مختلفة. |
Bütün bu programa yirmi yılı aşkındır fon sağlamaktalar. | TED | وقد قاموا أيضاً بتقديم تمويل لعقدين من الزمان لكل هذا البرنامج. |
Ben, bu programa 2001 yılında Güney... ...Afrika Capetown'da başladım. | TED | لقد بدأت هذا البرنامج في كيب تاون بجنوب إفريقيا في 2001. |
bu programa neden dahil olduğumuzu açıklıyordunuz. | Open Subtitles | أنت كنت ستخبرنا سبب تخصصنا إلى هذا البرنامج. |
Her neyse, şunu söylemek isterim ki, karıma bunun benim hatam olmadığını gösterdiği için bu programa çok minnettarım. | Open Subtitles | على كل، أود أن أقول أنّي ممتن لاشتراكي بهذا البرنامج لمساعدة زوجتي بمعرفة أن هذا ليس غلطتي |
Ama bu programa girmek için iki yıl uğraştım. 2 yıl mektup yazdım ve şimdi halka açık mı oldu? | Open Subtitles | ولكن أعلم أنّي قدمت إلتماس لسنتين, لكي ألتحق بهذا البرنامج. سنتين من إرسال الخطابات سنتين من المعاناة, وفي الأخير ألتحق ويكون الأمر مختلط؟ |
Pek sayılmaz, bu programa yeni başladık. | Open Subtitles | لا ليس بالضبط لقد بدأنا بهذا البرنامج |
Biliyor musun Heer... bu programa katılman gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أتعرفين هير... ينبغي أن تنضمي لهذا البرنامج. |
bu programa geri dönmeyecektir. | Open Subtitles | ولن تعود لهذا البرنامج |
bu programa kabul edildiği zaman Saint Jude Hastanesinde çalışan Keith Wagner beni aradı. | Open Subtitles | عندما تقدمت (إدواردز) لهذا البرنامج جائني اتصال من (كيث واغنر) من مستشفى ساينت جود |
Umarım bu programa bir şans tanırsınız. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك ستمنحْ هذا البرنامجِ فرصة عادلة. |
Saatlerdir burada kilitliyiz neredeyiz, neler olacak hiçbir fikrim yok ve hâlâ bu programa alınmak için ne yaptığını bilmiyorum. | Open Subtitles | نحنُ محبوسين هنا لساعات... لا نعلم أين نحن أو ما الذي سيحدث... وأنا لا أعلم لما دخلت في هذا البرنامج من بادئ الأمر |