ويكيبيديا

    "bu sadece" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إنه فقط
        
    • إنها فقط
        
    • إنه مجرد
        
    • انه فقط
        
    • إنها مجرد
        
    • انها مجرد
        
    • هذه فقط
        
    • انها فقط
        
    • ذلك فقط
        
    • انه مجرد
        
    • الأمر فقط
        
    • أنه فقط
        
    • أنها مجرد
        
    • أنها فقط
        
    • هذا فقط
        
    Bu sadece neden araştırma tabanlı merakın desteğine ihtiyacımız olduğunun bir örneği. TED إنه فقط مثال على لماذا نحتاج أن ندعم البحوث المبنية على الفضول.
    Bu sadece bir oyun. Ya onlar ya da biz. Open Subtitles إنها فقط عبارة عن لعبة, هو أمّا هم أو نحنُ
    ve her gece. Bu sadece bir toplantı hemen umutlanmayalım. Open Subtitles وكل ليلة. إنه مجرد اجتماع، لا يجب أن نتأمل كثيراً.
    Destek ekibine iletilmiyor yani. Bu sadece... Bu sadece kanıt kaydediyor. Open Subtitles اعني أنه لن يساعدك في قضيتك انه فقط أنت تسجل الأدلة
    Aslında, Bu sadece bir efsane, yani bir gün öyleyce gidebilir. Open Subtitles حسناً إنها مجرد أسطورة وقد يتركك هذا المخلوق قبل هذا الوقت
    Ancak daha sonra anladım ki Bu sadece hiçbir yere varamayacağım bir geceydi. Open Subtitles لكن كل ما مر الوقت أيقنت أكثر انها مجرد ليلة شراب لافائدة منها
    Bu sadece laf, ve senin için hayattan daha önemli. Open Subtitles هذه فقط مادة، وقد أصبحت أكثر أهميّة لك من الحياة
    Bu sadece başlatmak için. Üst üste günlerce uyanık kalmasına izin veremeyiz. Open Subtitles انها فقط لكي ينام نحن لا نستطيع ان نبقيه هكذا بلا نوم
    Jerry, Bu sadece Saturn'ün etkisinin kötü olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles جيري، إنه فقط يعني زحل سيئ التأثير إنه فقط خاص
    Bu sadece hepimizin ölmesine neden olacak asil bir duygu. Open Subtitles إنه فقط ذلك النوعِ مِنْ الشعورِ النبيلِ الذي سَيَقتلنا جميعاً
    Bu bir tür sihir veya aldatma gibi görünüyor fakat aslında, Bu sadece aksiyondaki kuantum fiziğidir. TED يبدو مثل السحر أو الغش، ولكن في الواقع، إنه فقط فعل الفيزياء الكمية.
    Rahatla Bu sadece bir simülatör. Ters bir şey olamaz. Open Subtitles استرخي ، إنها فقط محاطاة ، لن يحدث شيء خطير
    Soyları zaten 200 yıl önce tükendi. Bu sadece bir efsane. Open Subtitles الكل يعلم هذا منذ مائتي عام . إنها فقط قصة خرافية
    Ve kötümser insanlar diyebilir ki, Bu sadece akıllı bir işadamı kendi pazarlamasını yapmak için ne gerekiyorsa yapıyor. TED و المنتقدون من المحتمل أن يقولوا, إنه مجرد رجل أعمال محظوظ يقوم بالمطلوب منه ليطبق نمط تسويقى معين
    Oh, Bu sadece saçmalık tatlım. Bir şekilde o kapıdan girmem gerekli. Open Subtitles إنه مجرد كلام يجب أن أدخل من الباب بطريقة ما
    Onlardan kurtulmaya çalıştı ama iyice boğazını sıkmaya başlamışlardı! Bağırmayı denedi! Bu, sadece bir hikâye. Open Subtitles وقد حاول ان يهرب ، لكنها كانت تمسكه وتخنقه ، قد حاول ان يصرخ انه فقط قصة
    Ben filmlerimi açıklamam. Bu sadece duyguları zedeler. Open Subtitles أنا لا أقوم بشرح فيلمي انه فقط فيلم يثير العواطف
    - Dahilik nedir bilmiyorum. Bu sadece sıradışı bir zeka. Open Subtitles أنا لا أعرف شيء عن العبقرية إنها مجرد هامشية رائعه
    SM: Utanmana gerek yok, Bu sadece metaveri. TED س.م: لا تشعري بالإحراج، إنها مجرد بيانات وصفيّة.
    Bu sadece bir moda. Felsefe. Open Subtitles انها مجرد مسألة موضة هذا كل شيء فى الفلسفة
    Nikki, Bu sadece bir gözden geçirme. Kendine çok yüklenme. Open Subtitles هذه فقط قراءة سريعة يا نيكى فلا تقسى على نفسك
    - Albay, telaşa gerek yok. - Bu sadece Shakespeare. Open Subtitles أيها الكولونيل , لا وجود لما يدعو للقلق انها فقط جملة لشكسبير
    Ve Bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde. TED وليس ذلك فقط في عالم نامي بعيد، إنه في كل مكان.
    Tanrı aşkına, Alan. Bu sadece hayır amaçIı küçük bir kumar. Open Subtitles بربك يا الن انه مجرد قليل من لعب القمار الخيري
    Bu sadece ihlalleri belgelemek için yeni ve potansiyel olarak güvenli bir yol değil ayrıca gelişen global dijital neslini başlatan bir program. TED لن يزيد هذا الأمر فقط وسيلة جديدة و آمنة لتوثيق التعسفات ، بل سيفتح آفاقا واسعة للجيل الرقمي العالمي المتزايد.
    Bu, sadece birkaç dakikanızı alır. Open Subtitles وأضافت أنه فقط لمدة دقيقة أو اثنتين إلى الوقت الذي كنت بعيدا
    Yoksa Bu sadece yaşlı annenin dırdırına duyduğun bir tutku mu? Open Subtitles أم أنها مجرد الرغبة في إيقاف أمك العجوز عن التذمر أخيراً؟
    Bak, Bu sadece bir oyun, Luke. Jordan bile ilk profesyonel maçında berbat oynamıştır. Open Subtitles أنظر , أنها فقط مباراه واحده يا لوك حتي جوردون لعب مباره سيئه في مباراته الاولي
    Ama Bu sadece yardım etmek istersem olacak değil mi? Open Subtitles لكن هذا فقط إذا وافقت على المساعدة ، صحيح ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد