bu soruları cevaplayabilmek için yaptığımız çalışmalardan üç tane örnek göstermek istiyorum. | TED | سأعرض عليكم ثلاثة أمثلة للعمل الذي نقوم به للإجابة عن هذه الأسئلة. |
Neden ailem ve işimiz hakkındaki bu soruları soruyorsunuz anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم سبب طرحك كل هذه الأسئلة عن عائلتي وعملنا |
bu soruları yanıtını bulmak için bir araştırma yürüttük. | TED | لكي نبدأ في الإجابة عن هذه الأسئلة ، لقد قمنا بدراسة بحثية. |
Endişeli kasabalılar bu soruları görüşmek üzere kiliselerinde bir araya gelecek. | Open Subtitles | ودعت البلدة المعنية الى اجتماع الليلة في كنيستها لتناقش هذه الاسئلة |
bu soruları bir an önce yanıt bulmamız gerekiyor, çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında. | TED | علينا أن نجيب على هذه الأسئلة وأن نجيب عليها بسرعة، لأن منطقة الغسق في خطر. |
Dr. Arthur Aron ilk olarak 1997'de bu soruları buradaki bu çalışmada kaleme almış ve burada araştırmacıların amacı romantik aşk üretmek değilmiş. | TED | أول كتابة للدكتور آرثر حول هذه الأسئلة لهذه الدراسة كانت في سنة 1997، وهنا لم يكن هدف الباحثين خلق حب رومانسي. |
Ve ilginç olanı da, bu soruları cevaplayanlar sadece merkezdekiler olmuyor. | TED | وما يثير الاهتمام هو، إن المقرات ليست فقط هي الوحيدة التي تجيب على هذه الأسئلة. |
bu soruları, birkaç nesillik mücadele vasıtasıyla soruyorum. | TED | لذلك، فإنني أطرحُ هذه الأسئلة بالنيابة عن عدة أجيال من الكفاح، |
bu soruları size soruyor olmak bile beni biraz rahatsız ediyor. | TED | لاحظوا، إنه من غير المريح قليلاً بالنسبة لي حتى أن أسألكم هذه الأسئلة. |
bu soruları yanıtladım ve müşterilerin benimle çalışırken elde ettiği faydayı belirledim, onların bu işten kazancını hesapladım, bulduğum şey ücretimi iki katına çıkarmam gerektiğiydi. İki katına. | TED | أجبتُ على هذه الأسئلة ثم حدّدت القيمة التي يحصلُ عليها عملائي نتيجة العمل معي، حسبت عائد استثماراتهم، وما وجدته هو أنني بحاجة لأن أضاعف تسعيرتي، أن أضاعفه. |
bu soruları irdelemek için Londra'da bir apartman dairesinde 2050'ye ait bir oda inşa ediyoruz. | TED | لنتحرّى هذه الأسئلة جيداً، بدأنا ببناء هذه الغرفة في شقة في لندن عام 2050. |
Bu nedenle, birazdan bahsedeceğim DNA yapıları için bu soruları sormaya başlamak istiyorum. | TED | وهكذا ، وانا سوف أبدء بطرح هذه الأسئلة خلال تحدثي عن هياكل الحمض النووي |
onlara bu soruları sorduğumuzda, aynı şekilde işliyor bilim bölümü mezunları bunlara cevap veremiyor. | TED | وسألناهم هذه الأسئلة، و سألنا هذه الأسئلة إلى خريجي قسم العلوم ، و لم يستطيعوا الإجابة عنها. |
bu soruları soruyorum. Etiopya'dan bahsederken bu çok önemli. | TED | هذه الأسئلة التي أطرحها. ونحن نتحدث عن اثيوبيا، وهو أمر مهم. |
bu soruları daha fazla sormayacağınızı umut ediyorum, efendim. | Open Subtitles | بحسب ما اعرف انك لا يحق لك ان تسالني هذه الاسئلة |
Nasıl bir salak sınavda bu soruları sorar? | Open Subtitles | ما نوع البندق الذي يضع هذه الاسئلة في الإختبار |
Bugünlerde bir çok insan bu soruları soruyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس تطرح تلك الاسئلة تلك الايام |
Siz kimsiniz bu arada, tüm bu soruları sorup duruyorsunuz? | Open Subtitles | من أنتم على أي حال لتسألوا كل تلك الأسئلة ؟ |
bu soruları cevaplamak için uğraştım. Engelli olmamın benim için bir | TED | وايجاد إجابات لهذه الأسئلة وقد كنت محظوظا جدا |
Bana bu soruları neden sorduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ لِماذا أنت سُؤالي هذه الأسئلةِ. |
bu soruları benim sormam benim insanlarımı en çok ilgilendiren şey. | Open Subtitles | انما القلق على شعبي هو ما دفعني لطرح هذة الأسئلة |
Mücteba'nın bu soruları nereden bulduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري من أين يأتي مجتبى بهذه الأسئلة |
Burada, bu tesadüfi anda bile bu soruları sorabiliyor olmaktan ve cevaplara yeterince yakın olmaktan keyif almalıyız. | Open Subtitles | بدلاً من العكس، و يجب أن نفرح لمعرفة حقيقة أننا هُنا في تلك اللحظة العشوائية قادرين علي سؤال تلك الأسئله و أن نقترب للاجابة |