Tüm bu topraklar yasadışı rodeo alanı sahibi aynı adam tarafından sahiplenildi. | Open Subtitles | كلُّ هذه الأرض يملكُها نفسُ الرجل . الّذي يقيمُ مسابقاتٍ غير قانونيّة |
Kamera açılmadan dakikalar önce, topraklarında çalışan Filistinli aileye yaklaşıyorlar ve bu toprakları terk etmelerini söylüyorlar çünkü bu topraklar yahudi yerleşimcilere ait. | TED | دقائق قبل أن تصور الكاميرا, اقتربوا من عائلة فلسطينية كانت تعمل في أرضها وأمروهم بـمغادرة الأرض, لأن هذه الأرض هي ملك للمستوطنين اليهود. |
Kalamazsın. Yarın bu topraklar traktör altında kalacak. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك أن تفعل ذلك هذه الأرض سيتم هدمها بالجرار |
Rus İmparatorluğun bu topraklar olmadan da oldukça büyük bir yer olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أَعتقد بأن الإمبراطورية الروسية مكانٌ كبير بدون هذه الأراضي |
Siyular direndi, çünkü 68 antlaşmasına istinaden bu topraklar onların. | Open Subtitles | السو قاموا لان حسب معاهدة 1968 هذه الارض تعد ملكهم |
Kalamazsın. Yarın bu topraklar traktör altında kalacak. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك أن تفعل ذلك هذه الأرض سيتم هدمها بالجرار |
İnanıyorum ki bu topraklar bir daha asla bizim şu anda gördüğümüz gibi görülmeyecek. | Open Subtitles | أعتقد أن أحداً لن يرى هذه الأرض ، كما رأيناها للمرة الأولى |
bu topraklar hala bana yabancı, ve ben de onlara. | Open Subtitles | هذه الأرض ما زالت تبقى أجنبيه لي: وأنا كذلك |
bu topraklar hala bana yabancı, ve ben de onlara. | Open Subtitles | هذه الأرض ما زالت تبقى أجنبيه لي: وأنا كذلك |
Yüzlerce yıl boyunca, bu topraklar insanlarımın olmuştu. Burası her zaman bizim evimizdi. | Open Subtitles | طوال قرون عاش أبناء شعبي في هذه الأرض و لطالما كانت موطننا |
Bilinsinki, Bu el bize bu topraklar üzerinden saldırmaya kalkan tez elden kesilip atılacaktır! | Open Subtitles | وليكن معروفا أن اليد التى ستحاول طردنا من هذه الأرض سيتم قطعها تماما |
Onu platforma çıkarın, böylece bu topraklar üzerinde planlar yapmanın ne demek olduğunu hayat boyu unutmasın. | Open Subtitles | قيـِّده بالسلاسل إلى ساريةِ العلَم كي يتـذّكر إلى الأبد أي عـلمٍ يُرفرِف فوق هذه الأرض. |
Her sabah güneş doğduğunda bu topraklar yeryüzünde güneşin canlandırıcı ışınlarını ilk alan yerdir. | Open Subtitles | عند كل صباح عندما تشرق الشمس هذه الأرض هي أول مكان على وجه الأرض يستقبل أشعة تجديد الشباب |
Doğrusu bu topraklar öyle verimsiz ki, yalnızca birkaç büyük hayvan yaşayabilir. | Open Subtitles | في الواقع، هذه الأرض قاحلة جداً، حيث عددٌ قليل من الحيوانات الكبيرة يمكنها العيش هنا. |
Burada hoş karşılanmıyorsun rahip. bu topraklar korunuyor. | Open Subtitles | ليس مُرحباً بكَ هنا أيّها القسّ، هذه الأرض ذات سيادة. |
bu topraklar, 2500 yıl boyunca... | Open Subtitles | لمدة قرنين و نصف, حُكمت هذه الأرض بواسطة سلسلة من الملوك |
bu topraklar aynı zamanda insanlığın beşiğidir de. | Open Subtitles | هذه الأراضي أيضاً هي مهد البشرية |
Aldığım bu topraklar ailemizi korumanın tek yolu. | Open Subtitles | هذه الأراضي التي أخذتها... رأيتها الطريقه الوحيده لإنقاذ عائلتنا. |
bu topraklar çok uzun süredir bize ait! | Open Subtitles | هذه الارض تخص شعبنا منذ امدٍ بعيد وابداً. |
- Size yardımcı olabilirim. - bu topraklar bizim. | Open Subtitles | و سأكون وسيطا لتحقيق ذلك- هاته الأرض تعود لنا- |
bu topraklar bizim olacak ve özgür olarak yaşayacağız. | Open Subtitles | هذه الأرضِ سَتَعُودُ إلينا. ونحن سَنَعِيشُ... كرجالأحرار. |
Günün birinde bu topraklar da yaşanacak iyi bir yer haline gelecek. | Open Subtitles | في يوم من الأيام ستصبح هذه البلد مكانا جيدا للحياة فيه |
bu topraklar tahsis edildiklerinde dönümünü 10 sentten satamazdınız. | Open Subtitles | عندما يتم وضع هذه الاراضي جانباً يمكنك بيع الفدان بعشر سنتات |