bu veri, derlenmesinin sonunda bir yüzey şekli oluşturuyor. | TED | و الذي تخلفه هذه البيانات هو ما يشبه المنظر الطبيعي. |
Bu sensörlerden gelen veri, ve bu veri bilgisayar yardımıyla cihazlara iletiliyor. | TED | هذه هي المعطيات الحسية، ويتم نقل هذه البيانات إلى الأجهزة عن طريق الكمبيوتر. |
Fakat tekrar söyleyeyim, çok kolay değildi, çünkü bu veri açık veri portalında değildi. | TED | ولكن مرة أخرى، ذلك ليس سهلاً أبداً. لأن هذه البيانات ليست ضمن مصدر بيانات مفتوح. |
bu veri setlerinin oluşturduğu resimlere bakın | TED | انظر إلى الصور التي تنتجها مجموعات البيانات هذه. |
bu veri bankaları "güvenlik duvarı" programları ile korunmakta. | Open Subtitles | قواعد البيانات هذه محمية بواسطة جداري ناري متين بجانب أن بسرقة البنوك حقيقةً |
Uluslararası Sessiz Okyanus Deneyimi adıyla kurulmuş bir topluluk var ve görevlerinden biri bu veri boşluğunu doldurmaya çalışmak. | TED | هنالك هَيئَة تدعى "أنترناشينل كوايت أوشن إكسبيرمنت"، وأحد مهامهم محاولة سَدّ الفجوة في تلك البيانات. |
Tüm bu veri bir yere gönderildi ve bunu analiz etmek için devasa bir bilgisayar çabası başladı. | TED | شُحنت كل هذه البيانات لمكان واحد وانكبت الجهود المعلوماتية على محاولة تحليلها. |
bu veri gözünüzde canlandırdığınızda izlemesi büyüleyici bir şey. | TED | هذه البيانات ، عندما تظهر ، تسحر الألباب |
Bana, bunu bulduğunu neden haber vermedin? Çünkü bu veri, silme olayının odak noktası değildi. | Open Subtitles | لأن هذه البيانات لا تركز من يمسح القرص الصلب. |
Anlaşılan o ki, bu veri hazır değildi. | TED | إتضح أن هذه البيانات ليست متاحة. |
bu veri bir anda var olmadı. | TED | هذه البيانات لم تظهر بالصدفة. |
Birleştirildiğinde, bu veri bize bu gezegenlerin Güneş sistemimizdeki kara parçası bulunduran gezegenler gibi küçük ve kayalık olup olmadığını, ayrıca ana yıldızlarından ne kadar ışık aldıklarını anlamamızı sağlar. | TED | تساعدنا هذه البيانات مجتمعة على فهم ما إذا كانت هذه الكواكب صغيرة وصخرية، مثل الكواكب الأرضية في نظامنا الشمسي، وأيضًا كمية الضوء التي تستقبلها من الشمس الأم. |
bu veri bugün nerede kullanılıyor? | TED | فيما تستخدم هذه البيانات حاليا؟ |
bu veri daha sonra tam burada Massachusett'de işlemden geçiriliyor. | TED | ثم تتم معالجة هذه البيانات في مختبر هنا في (ماساتشوتس). |
bu veri bombasını 20 dakika önce aldık. | Open Subtitles | لقد تلقيت هذه البيانات منذ 20 دقيقة مضت |
- Teorik olarak evet ama bu veri sistemiyle 3 boyutlu küresel haritalama çıkarmak ömür boyu sürer daha güçlü bir bilgisayar donanımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | نظرياً، لكن مقارنة هذه البيانات بخرائط العالم ثلاثية الأبعاد قد يطول إلى الأبد و يتطلب المزيد من أجهزة الحاسوب أقوى من التي أملكها هنا. |
Yani, bir şekilde, gerçekten bu veri setine bağlı hissettim. | Open Subtitles | وهناك مقدار قليل أخر من البيانات لذلك على نحو ما أشعر حقا بالتعلق بمجموعة البيانات هذه |
Böylece, Higgs'in bulunması ya da bu veri setinin oluşumu beni gururlandırdı. | Open Subtitles | ذلك على نحو ما يجعلني فخور إذا تم العثور على الهيجز أم لا مع مجموعة البيانات هذه |
bu veri tabanında tanıkların sadece yerleri değil, yeni kimlikleri, fotoğrafları ve sosyal güvenlik numaraları da vardı. | Open Subtitles | قاعدة البيانات هذه لا تحتوي فقط على مواقع الشهود بل تحتوي أيضا على هوياتهم الجديدة صورهم وأرقام الضمان الإجتماعي |
Ajan Rossabi, Seth Newman'ın arabasındaki GPS'i kullanarak sürüş geçmişini çıkardı ve bu veri şu anda bizde. | Open Subtitles | العميل " روسابي " إستعمل محدد المواقع في سيارته لتعقب التاريخ ولدينا تلك البيانات |
bu veri küpü bir Mars askerinin giysisi aracılığıyla Donnager enkazından kurtarıldı. | Open Subtitles | " تلك البيانات تم إستخلاصها من حطام سفينة " دوناجر كانت مُتواجدة في الدرع الواقي لجندي من المريخ |