Bana ne olduğunu bilmiyorum. Sanırım Bu yer bana kafayı yedirtiyor. | Open Subtitles | لا أدري ما الذي دهاني أعتقد بأن ذلك المكان يصيبني بالهلع |
Hayır. Bu yer inanılmaz. Sürüyle lazer ve radar var. | Open Subtitles | لا,ذلك المكان خطير أنه ملئ بالليزر والرادار |
Bu yer kolay bir yer değil, biliyorsun. | Open Subtitles | أتَعْرف هذا المكانِ لَيسَ سهلاً العيش فيه |
Ayrıldığımızdan beri kimseyle karşılaşmadım. Bu yer çok büyük! | Open Subtitles | هذا المكانِ كبير ، لم استطع ان اجد اي واحد منهم |
O zamandan beri, orada burada, o yer senin, Bu yer benim. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين... .. هنا وهناك ، وهذا المكان ، ذلك المكان. |
Bu yer benim için dünyadaki diğer yerlerden daha fazla sihre sahip. | Open Subtitles | فهذا المكان يحمل الكثير من السحر لي اكثر من اي مكان في العالم |
- Baloo'nun yattığı Bu yer, doğanın en soylu yaratıklarından birinin yattığı yer olarak daima kutsal kalacaktır. | Open Subtitles | وفي هذا المكان الذي يشعر فيه بالوا المكان المقدس في الأدغال حيث هنا يرقد عظماء ونبلاء الأدغال |
Sorunum Bu yer. Bu yer benim mezarım. Buraya gömüldüm. | Open Subtitles | مشكلتى هى هذا المكان، هذا المكان هو قبرى، أنا مدفون هنا |
Bana çektirdiğin her şey getirdiğin Bu yer, insanları öldürtmen... | Open Subtitles | . . كل شئ جعلتني أمر به , أخذي إلى ذلك المكان |
Bu yer, tekillik olarak adlandırılmaktadır. | Open Subtitles | ويسمى ذلك المكان بالتفرد، وهذا هو المكان، |
Bu yer muhteşem. | Open Subtitles | النجاح الباهر. هذا المكانِ مُدهِشُ. |
Hafta sonu gezisinde buraya gelen nadir kızlardan ayrı olarak Bu yer bir sucuk fabrikası. | Open Subtitles | ما عدا فتاة المناسبات... التي تأتي هنا في سفرةِ عطلة نهاية الإسبوعَ... هذا المكانِ مصنع سجقِ. |
Bu yer çok lüks. Saçlarım çok sıkı. | Open Subtitles | هذا المكانِ مُبهرجُ جداً، شَعري ضيّقُ جداً... |
Rosemary'nin Bebeği filmini andırıyor Bu yer. | Open Subtitles | هو مثل روزماري وتضمينه في الطفل، وهذا المكان. |
Pekala. Bu yer ve ben birbirimiz için yapılmışız. - Sizin mi burası? | Open Subtitles | أنا وهذا المكان خلقنا من أجل أحدنا الآخر، أهو ملكك؟ |
Var olan bütün haritalarda Bu yer yok. | Open Subtitles | أقصد بحقّ السّماء، طبقاً لكلّ خرائط البشر، فهذا المكان ليس له من وجودٍ. |
Tüm kızların öyle akıl almaz olduğu Bu yer de nedir öyle? ! | Open Subtitles | ما هذا المكان الذي يوجد به فتيات غير معقولات ؟ |
Bu yer hakkında herkesin bildiği bir gerçek olabilir. | Open Subtitles | ربما هذا المكان هو المكان الذي لا يعرف عنه المرء الا حقيقة واحدا فقط |
Ben mumya olsaydım bile Bu yer bu kadar ölü olamazdı. | Open Subtitles | لو كنت مُحنّطة، لما كان هذا المكان أكثر موتاً مثل الآن |
Ama Bu yer uzun bir süre general gördü. | Open Subtitles | و لكني أعتقد أن هذا المكان رأى حنرالات بما فيه الكفاية |
Fakat Bu yer biraz fazla abartılmış. | Open Subtitles | ولكن المكان لم يكن جاهزا كفاية اليس كذلك ؟ |
Bu yer binlerce senelik olmalı. Belki de daha fazla. | Open Subtitles | لا بُد أنّ هذا المكان متواجد لمئات السنين، ولرُبما أكثر |
İçecek ruhsatı olmadan, Bu yer hiçbir şey kazanamaz. | Open Subtitles | . بدون رخصة المشروبات الكحولية ، هذا المكان لا يستطيع تحقيق ربح |
İşe yaradığım bir yere gitmeliyim ve Bu yer, korkarım ki, artık Downton Malikanesi değil. | Open Subtitles | علي أن أذهب حيث أكون مفيدة وذلك المكان أخشى بأنه لم يعد الداون تاون |
Arkaya Lütfen. Bu yer onun. | Open Subtitles | أجل، هذا مقعده دعيهفقطأن .. |
Ve şuna da inanıyorum ki, işler böyle devam etmiş olsaydı Bu yer, onun en iyi yanını alacaktı. | Open Subtitles | و اعتقد أن الأمور لو ظلت تسير هكذا فان هذا المكان كان سينال منه |
Bu yer başka bir işçi, bu ölüm tuzağına girmeden temizlenmeli. | Open Subtitles | هذا المكان يجب أن يخلى قبل أن يضع عامل آخر قدمه في فخ الموت هذا. |