Ama bu yeteneğe sahip olmanın utanılacak bir tarafı yok, değil mi? | Open Subtitles | لكن لا يوجد حرجاً أن يكون لي مثل هذه القدرة , صحيح؟ |
Bak, zaman gezgincisi olmak istiyor olman bu yeteneğe kavuşacağın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أنظر، ليس لأنك تريد ان تكون مسافراً عبر الزمن يعني أن هذه القدرة التي ستحصل عليها |
Bir sebepten dolayı bu yeteneğe sahibim harekete geçmem lazım ve sen de bana bunu söylüyordun. | Open Subtitles | لأنه اكثر من مجرد وحمة لقد حصلت على هذه القدرة لسبب و ما أحتاج لفعله هو التصرف |
Siz ortada hiçbir şey yokken bir şeyler buluyorsunuz bu yeteneğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنتما لديكما ميل لإكتشاف الأمور بدون أي معطيات وأنا أحتاج إلى هذه الموهبة |
bu yeteneğe sahip olduğumu farkettiğimde göremediğimiz bu küçük dünyayla deneyler yapmak istediğimi anladım. | TED | عندما اكتشفت هذه الموهبة لدي أردت القيام بتجارب في هذا العالم الذي لا يمكننا رؤيته. |
Doğuştan bu yeteneğe sahip olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قُلتَ بأنّك عِنْدَكَ هذه الموهبة طول حياتك |
Aslında, bu yeteneğe sahip olan sadece o olmayabilir. | Open Subtitles | أوّلاً، قد لا تكون الشخص الوحيد الذي يمتلك تلك القدرة |
Ya biri bu yeteneğe sahipse? | Open Subtitles | ماذا لو كان هناك أحد ما لديه هذه القدرة |
bu yeteneğe gelince, seni korkutmasına izin verme. | Open Subtitles | و هذه الموهبة ، لا تدعها تُخيفك |
Ya da muhtemelen Birleştirici olduğun için bu yeteneğe sahipsin. | Open Subtitles | "التفسير الأقرب انه لديك هذه الموهبة لانك الـ"موحدة |
Onlar doğuştan bu yeteneğe sahiptir. | Open Subtitles | لديهم هذه الموهبة بالفطرة |
Bunun sadece insanlara has bir yetenek olduğunu düşünürdük, ama bize en fazla benzeyen hayvan olan büyük maymunların da bu yeteneğe sahip olduklarını gördük. | TED | دائما ما اعتقدنا بأن الإنسان هو الوحيد من يملك تلك القدرة، لكننا اكتشفنا بأن أقرب المخلوقات إلينا، القردة العليا، هي أيضا أبدت تلك القدرة. |
Orada bu yeteneğe sahip bir çok kişi var, Bay Tate. | Open Subtitles | (حسنا ، سيد (تايت هنالك العديد من الأفراد الذين أظهروا تلك القدرة |