"bu yolculuğu" - ترجمة من تركي إلى عربي

• هذه الرحلة
• بهذه الرحلة
• لهذه الرحلة
• تلك الرحلة

Bütün tevazuumla kolejin bu yolculuğu finanse etmesi için yalvarıyorum.
بكل تواضع ، اسأل مجلس الكلية تمويل مثل هذه الرحلة.

Bay Avery, beni bağışlayın lütfen ama bu yolculuğu yapmaya hazır değilsiniz.
سيد أفيري اعذرني، من فضلك انت غير مستعد للذهاب في هذه الرحلة

Tanrım, en iyisi bu yolculuğu iptal etmektir belki de.
يا الهى, ربما على ان اقوم بألغاء هذه الرحلة بالكامل

Tam zamanında. Ayda bir kere bu yolculuğu yaparım.
الوقت منضبط تماما انا اقوم بهذه الرحلة مرة في الشهر

bu yolculuğu saygıdeğer arkadaşına yardım etmek için yaptım.
أنا سعيد أنني قمت بهذه الرحلة لأساعد زميلك المحترم

Ve bugün bu yolculuğu sizinle paylaşma fırsatına kavuştuğum için minnetarım.
و أنا ممتن لإتاحة الفرصة لأشارك معكم هذه الرحلة اليوم.

bu yolculuğu denemek ve kendim için bir şeyler tasarlamak için kullanacağım.
أود أن استخدام هذه الرحلة ل، ومحاولة معرفة الأمور لنفسي.

Dalga köpükleri yüzlerce metre ileride olabilir ve en azından üçte biri bu yolculuğu atlatamaz.
قد تكون الأمواج على بعد مئات الأمتار ولذا ، لا ينجو ثلثهم على الأقل من هذه الرحلة

bu yolculuğu yalnızca İngiliz basını haber yaptı.
فقط الصحافة البريطانية هى التى غطت هذه الرحلة

Eter'e karşı hareket eden ve geri dönen ışık, ether boyunca yolculuk yapan ışığa göre bu yolculuğu değişik bir zamanda bitirir.
الضوء الذي يسافر ضد الأثير ويعود مرة أخرى يغطي هذه الرحلة في وقت مختلف عن الضوء الذي يسافر عبر الأثير.

Desteğiniz ve menfaatleriniz doğrultusunda, bu yolculuğu üstlenirken bu açıklamayı sizlere ithaf etme özgürlüğünü kendimde buluyorum.
هذه الرحلة قد تم تقليل التحضير لها .. من خلال دعمك و لمصالحك . أخذت الحرية لأقوم بوصف هذا لكم

bu yolculuğu yapmasını istediğim şeyi yaptı Mike.
هذه الرحلة مايك قامت بما أحتجت منها ان تفعله

bu yolculuğu yapamayız Bakın..
اسمع لن اذهب بهذه الرحلة اعتني بنفسك وليرعاك الله

bu yolculuğu ise ayık kafayla çekmem mümkün değildi.
وكان من المستحيل أن أقوم بهذه الرحلة و أنا في وعيي

Hayatta kalmak için bu yolculuğu yapmamız gerekiyor.
لذا من أجل ان نبقى على قيد الحياة .. يجب علينا القيام بهذه الرحلة

bu yolculuğu kendi başıma yapamam, Holden.
لا أستطيع أن أقوم بهذه الرحلة لوحدي , هولدن

bu yolculuğu yapmayı çok istiyor olabilirim, ...ama yanımda yük olarak bir kadın taşımak da tam bir aptallık.
قد أكون مجنوناً لقيامي بهذه الرحلة ولكنني لست غبياً! اصطحاب إمرأة في رحلة كهذه لهو لأمر سخيف!

bu yolculuğu yirmi kez yaptık.
لقد قمنا بهذه الرحلة 20 مرة من قبل

Ve gidip bu yolculuğu planladın.
ومضيت قدماً ثم رتبت لهذه الرحلة.

Kimi sınıf atladı; en alttan mümkün olduğu kadar en üste ve kimisi bu yolculuğu aksi yönde yaptı.
وصعد البعض السلم الاجتماعي من أسفل إلى أعلى، وعاش البعض تلك الرحلة في الاتجاه المعاكس.