Bu yolculuğun kayıtları, daha çok sözlü ifadelere ve değişiklik gösteren yazılı kaynaklara dayanıyor. Bu yüzden kesin ayrıntı vermek güç. | TED | تكاليف تلك الرحلة قائمة على الشهادة الشفوية غالبًا وبعض السجلات المكتوبة المغايرة. لذا يصعب تحديد التفاصيل الدقيقة. |
Bütün dileğim Bu yolculuğun devam etmesiydi... | Open Subtitles | كنت فقط أتمنى أن أستطيع أن أستمر في تلك الرحلة. |
Ve bu yolculuk nereye kadar sürecek hiçbir fikrim yok, ...ama Bu yolculuğun her adımında senin de yanımda olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لا فكرة لدي اين ...ستقود تلك الرحلة لكني اريدك ان تكون معي في كل خطوة بالطريق |
Belki de Bu yolculuğun bir kısmı nereye ait olduğumu öğrenmeye çalışmamla ilgiliydi. | TED | ربما جزء من هذه الرحلة هدفه محاولة البحث عن المكان الذي انتمي اليه. |
Şartlarını yerine getiremediğimi düşünürsen Bu yolculuğun sonunda paranı geri vereceğim. | Open Subtitles | إن لم ترضيك شروطي، سأرجع إليك نقودك في نهاية هذه الرحلة. |
Zamanla geriye dönüp Bu yolculuğun ne kadar önemli olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | أظنُ في الوقت المناسب ستتذكرين هذه الرحلة وستدركين كم كانت مهمة |
Bu yolculuğun 30 dakika alması gerekiyormuş. | Open Subtitles | تلك الرحلة كان يجب أن تأخد 30 دقيقة |
Bu yolculuğun amacı bana bakış şeklindi. Bunun değişmesini istedim. | Open Subtitles | تلك الرحلة كانت منوطة بنظرتك إليّ. |
Bu yolculuğun Axl'la aynı olmasını istediğimi biliyorum ama artık istemiyorum çünkü bu şekilde daha güzel. | Open Subtitles | أعرف أني قلت أني أريد تلك الرحلة أن تكون مثل رحلة (أكسل) تماما لكن... لا أريد ذلك بعد الآن |
Bu yolculuğun masrafını karşılamak için çalışmam gerekecek mi peki? | Open Subtitles | لا بد أن أعمل في هذه الرحلة لكي أجني مصاريفي |
Sıçanlar, içimden bir ses Bu yolculuğun umduğumuz kadar pürüzsüz olmayabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | لاموس , لدي احساس بأن هذه الرحلة لن تكون سهلة كما نظن |
Bu yolculuğun ne zaman biteceğini hiçbirimiz önceden bilmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لا أحد منا يعلم متى تصل هذه الرحلة إلى نهايتها صحيح؟ |
dedi. Ve yukarı baktığımda, Andrew' ın Bu yolculuğun başlangıcı olan Blue Mountain' ı işaret ettiğinin farkına vardım. | TED | و بينما كنت أنظر نحو الأعلى ، أدركت أنه كان يشير ناحية الجبال الزرقاء حيث كنت قد بدأت هذه الرحلة. |
Uzay programında muazzam bir dönemdeyiz ve hepimiz Bu yolculuğun bir parçasıyız. | TED | وهذا زمن حافل في برنامج الفضاء، وجميعنا في هذه الرحلة سويّاً. |
Kurban vermediğimiz için artık Bu yolculuğun lanetli olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | الآن أؤمن بأن هذه الرحلة ملعونة من اللحظة التي لم نقدم بها قرباناً |