İzin verin, sizleri, özellikle de siz gençleri, seçtiğiniz Bu yolda, gidebildiğiniz kadar ileri gitmeniz konusunda teşvik ederek başlayayım. | TED | لذا دعوني أبدا بحثكم و خصوصا على الجانب الشاب منكم على هذا الطريق الذي اخترتم لتذهبوا إلى أبعد ما يمكن |
Bu yolda daha önce de böyle bir şey görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئا مثل هذا على هذا الطريق من قبل. |
Bu yolda hepimiz var olabiliriz, kendi kendinizle kendi değerlerinizle, kendi toplum ve ailelerinizle. | TED | نستطيع أن نخطو على هذا الطريق معًا أنتم بالقيم الخاصة بكم في شركاتكم، في مجتمعاتكم وعائلاتكم. |
Bu yolda ilerliyorsun. ama bunun nereye çıktığını biliyor musun? | Open Subtitles | واصل السير في هذا الطريق. هل تعرف إلى أين يؤدي؟ |
Bu yolda kaç tane iyi parti kızı kaybettik. | Open Subtitles | لقد فقدنا العديد من فتيات الحفلات طوال الطريق |
Bana senin Bu yolda, kasabadan ayrılıyor olacağını garanti etti. | Open Subtitles | أكّد لي أنّك ستسلك هذا الطريق خارجًا من المدينة. |
Şu an, Bu yolda olan insanlarla buluşup yardım etmek gibi bir sorumluluğum var. Bu biraz delice, çünkü artık toplumumu önemsiyorum. | TED | إنني الآن ملزم أن أقابل هؤلاء الذين يسلكون هذا الدرب وأن أساعد، وكان هذا تفكير جنوني فأنا الآن أهتم بمجتمعي. |
Bu yolda ayda 10 tanesine çarpıyorlar. | Open Subtitles | لقد صدموا 10 منهم الشهر الماضى على هذا الطريق |
Bu yolda lambaları yakmadan gidebilmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نكون قادرين على القيادة على هذا الطريق بمصابيح أمامية مطفأه |
- Zor durumdayım ve bana yardım etmezsen, bu gece Bu yolda ölebilirim. | Open Subtitles | وإذا كنت لن تساعدني، قد أموت على هذا الطريق الليلة |
Sen ve arkadaşların geçebilirsiniz, ama sizi bekleyen tehlikelere dikkat ediniz, çünkü Bu yolda sizi bekleyen başka sınavlarda var. | Open Subtitles | ،يمكنك وأصدقائك العبور ،ولكن أحذروا من العقبات لأن هناك اختبارات أكثر على هذا الطريق |
O yoldan gelen ve ayakları etrafında karton parçaları olan birçok kişinin resmini çektim çünkü botlarını atmışlardı ve tabi Bu yolda uzun süre dayanamadılar. | Open Subtitles | أخذت العديد من الصور لجنود يمشون على هذا الطريق بقطع كرتون ملفوفة حول اقدامهم لانهم تخلصوا من احذيتهم |
Hala böyle hissediyorum Ben için kullanılan küçük kız etrafında kurşun Bu eski at arkasında yürüyüş gelecek olacak Bu yolda bir gün yedekleyin. | Open Subtitles | لازلت أشعر بأنكِ فتاة صغيرة كما أعتدت وأعتدت على أصطحابها خلفي على الحصان العجوز وها نحنُ نسير مرة آخرى على هذا الطريق وسنكرر ذلك |
Bu yolda iki gazeteci kaçırıldı. | Open Subtitles | اثنان من الصحفيين تم اختطافهما على هذا الطريق. |
Dikkatli ol tatlım, bir çok kolej var Bu yolda. | Open Subtitles | كوني حذرة عزيزتي، هناك العديد من الكليات في هذا الطريق |
Hayır, olmaz Bu yolda arabayı kenara çekmek iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | لا.. لا انها ليست فكره جيده ان اقف في هذا الطريق لا.. |
Sökülme nedir? Bu yolda görüyorsunuz ki yüzeydeki taşlar açığa çıkmış. | TED | ما هو التطاير؟ يمكن أن نلاحظ في هذا الطريق تفكك الحجارة الموجودة على السطح |
Bu yolda kaybolmuşsun, Arkadaşım. | Open Subtitles | أنا بالطبع "أنت ضائع طوال الطريق يا صديقي" |
Bu yolda kaybolmuşsun, Arkadaşım. | Open Subtitles | "أنت ضائع طوال الطريق يا صديقي" |
Bana senin Bu yolda, kasabadan ayrılıyor olacağını garanti etti. | Open Subtitles | أكّد لي أنّك ستسلك هذا الطريق خارجًا من المدينة. |
O garajda sekizinci sınıf fiziğini kullanarak ve mutlu zaman geçirerek... Bu yolda gittiğimiz müddetçe, bence bunu denemeyi sabırla sürdürmeliyiz. | Open Subtitles | طالما نحن ماشين على هذا الدرب حيث الفيزياء الثمانية ونستمتع بوقتنا في ذلك الكراج أعتقد أننا نستطيع تجربتها |
Her zaman Bu yolda beraber yürüyeceğiz. | Open Subtitles | فإننا سنعرف طريق العوده لنكون سوياً |
- Bu yolda olduğundan emin olalım. | Open Subtitles | دعنا نتاكد بان تبقي علي هذا الطريق |
Huzura giden Bu yolda fani olan bu dünyaya,.. | Open Subtitles | و الحكمة لنعرف الفرق لنعيش يوماً واحداً في وقت واحد استمتع بلحظة واحدة في الوقتها ، و أقبل المصاعب |