| Ustam Bugün için beni mağazada hamal yaptı, sanırım terfi alacağım. | Open Subtitles | مديري جعلني حمال المتجر لهذا لهذا اليوم بهدف الترقية بدوام كامل. |
| Bugün için kalkıp hazır bulunacağını bilmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف أنك مستيقظ و مستعد لهذا اليوم |
| O gerçek. Bugün için onu buraya yollamışlar. | Open Subtitles | إنها حقيقية لقد أرسلوها إلينا لليوم فحسب |
| Sakinleş, bak, Bugün için çok hazırsın ve mükemmel olacaksın. | Open Subtitles | ايان ، اهداء اهداء انظر ، انت مستعد جيداً لليوم و سوف تكون عظيم |
| Bugün için bahse girdin. Mesele para. | Open Subtitles | راهنت على اليوم هذا متعلق بالمال اذا |
| Pekâlâ. Bugün için teşekkürler, Evan Amca. Mükemmelsin. | Open Subtitles | حسناً , شكراً لك على هذا اليوم . أنت الأفضل |
| Sevgili, Tanrım, Bugün için teşekkürler ve bu aileyi bir araya getirdiğin için sana teşekkür ederim. | Open Subtitles | أيها لأب، شكراً لهذا اليوم و شكراً للم شمل هذة العائلة سوياً |
| Bugün için böyle ama hepsi bu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | بالنسبة لهذا اليوم هل تظن أن هذه نهاية الأمر ؟ |
| Üst makamları aramalı, Bugün için olan tüm randevularını iptal etmelisin. | Open Subtitles | احتاجك ان تتصلي بالأعلى ألغي كل مواعيدك لهذا اليوم |
| Yıllardır Bugün için açlık çektin artık kim veya ne olduğunu içindeki kötülüğü serbest bırakma zamanın geldi. | Open Subtitles | لقد جعت لهذا اليوم بينما كنت تستطيعين أن تكوني من تكونين و ما أنت لتحرري تلك الإرادات المظلمة |
| Bugün için takvime uygun bir şekilde, yerinde inceleme olduğunu onaylıyorum. | Open Subtitles | ماذا تريد؟ أستطيع أن أؤكّد أنّ هناك موعد تفتيش مقرّر لهذا اليوم |
| Geçen 2 sene boyunca Bugün için aklımda bir kıyafet düşündüm ama bu değildi. | Open Subtitles | لقد كانت لديَ تجهيزات مخططة لهذا اليوم على مدى السنتينِ الأخيرتينِ وهذه لم تكن هيَ |
| Tamam, Bugün için bu kadar yeter. | Open Subtitles | حسناً, هذا يكفى لليوم يا فتيان خذوا أشيائكم |
| Bugün için hepinizi pişman edeceğimi bir anlığına bir kenara bırakırsak, haydi sihri devam ettirelim. | Open Subtitles | بجانب حقيقة أني سأتأكد من عيشكم لليوم الذي ستندمون فيه على هذا دعنا نبقي الطابق مستور |
| Listede Bugün için teslimat yazmıyor. | Open Subtitles | ليس لدى أى أوامر تسليم على قائمتى لليوم هذه هى البوابة الأمامية، أليس كذلك؟ |
| Bugün için eyvallah. Hayatımın en güzel günüydü. Kardeşim benim, her zaman başımızın üstünde yerin var. | Open Subtitles | تحية لليوم لقد كان افضل يوم بحياتي انت اكثر من مرحب بك |
| Tüm mesajlar yarın için ama Bugün için şans dilemeyi unuttum. | Open Subtitles | كل هذه الرسائل عن الغد ونسيت بأن أتمنى لك حظ موفقاً لليوم |
| Beni dinle. Bugün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | إستمعي إليّ، شكراً لكِ على اليوم. |
| Bugün için gerçekten çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | اود ان اشكرك بصدق على هذا اليوم |
| Bugün için endişeli olabileceğini biliyorum eski okulunda olanlardan sonra özellikle... | Open Subtitles | أعلم بأنك عصبية بخصوص اليوم تعرفين ماجرى لك في المدرسة القديمة |
| Bugün için üzgünüm. Will'in aramıza girmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أسف بشأن اليوم , لا أريد أن يقف هذا حائل بيننا |
| Hayatını Bugün için yaşayanlar her zaman kaybeder. | Open Subtitles | هؤلاء من يعيشون فقط من أجل الغد سوف يقتلون من قِبل من يعيشون فقط من أجل اليوم |
| Bugün için işten izin al. | Open Subtitles | ويتحسن الاتفاق بالنسبة إليه لذا خذ إجازة لبقية اليوم |
| Bugün için giyeceğin bir şey yoksa şehre alışverişe gidebiliriz. | Open Subtitles | إن لم يكن عندك ما ترتديه اليوم فيمكننا الذهاب للتسوق من وسط المدينة - حسناً |
| Bugün için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً .. لما فعلته اليوم |
| Bugün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً... أشكرك على نزهة اليوم. |
| Bugün için bir duruşma ayarlandı, tartışmalı ve kışkırtıcı kasetler hakkında kararın yakında çıkması bekleniyor. | Open Subtitles | جلسة الإستماع ستنعقد اليوم والقرار سيصدر قريباً بشأن الأشرطة المثيرة للجدل. |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 