ويكيبيديا

    "bulaşıkları" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الصحون
        
    • الاطباق
        
    • أطباق
        
    • غسيل الأطباق
        
    • هذه الأطباق
        
    • غسل الأطباق
        
    • صحوني
        
    • الصُحون
        
    • يغسل
        
    • وغسل الأطباق
        
    Bart, sana bulaşıkları yıkayana kadar televizyon yok demedim mi? Open Subtitles بارت لقد قلت لك لا تلفاز حتى تقوم بغسل الصحون
    Bunun gibi şeyler. Kimin bulaşıkları yıkaması gerektiği ya da kimin çöpleri atması gerektiğiyle ilgili argümanlarla ilgilenmiyorum. TED و هكذا. أنا لست حقاً مهتم بالجدال حول على من الدور في غسل الصحون أو إخراج القمامة.
    Sorun, her akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkaması istenen tek kişinin ben olmamdı ve kardeşlerimin bu konuda hiçbir şey yapması gerekmiyordu. TED المشكلة كانت أنه بعد كل عشاء، كنت الشخص الذي يغسل الصحون دائماً، بينما لم يكن إخوتي مضطرين لفعل أي شيء.
    Bu yüzden, tüm ailenin kullandığı tüm bulaşıkları tek bir kişinin yıkaması yerine, her aile üyesinin kendi bulaşığını yıkamasını önerdim. TED لذا اقترحت أنه عوضاً عن أن يقوم شخص ما بغسل كل الصحون المستخدمة في العشاء، يقوم كل فرد بغسل أطباقه.
    Gören de bu bulaşıkları eski usullerle elde yıkamanın zor bir şey olduğunu sanır. Open Subtitles ليس شيئاً صعباً غسل الاطباق باستخدام يديك كالطريقة القديمة
    Bu, geçen hafta gittiğiniz lüks restoranda bulaşıkları yıkayan adamın başına geliyor. TED يحدث للرجل الذي يغسل الصحون في المطعم الفاخر الذي ذهبت إليه الأسبوع الماضي.
    Charles, biz bulaşıkları yıkarken, neden oturma odasına gelip de divana uzanıp akşam gazetesini okumuyorsun? Open Subtitles سنغسل الصحون يا تشارلى لما لا تذهب لغرفة المعيشة و تتمدد على الاريكة و تقرأ صحيفة المساء
    bulaşıkları yıkamak için beklesem daha iyi olur sanki. Open Subtitles أعتقد أنه من الأفضل أن أنتظر حتى تفرغ الصحون.
    Ben bulaşıkları yıkıyordum, Bonnie'nin avazı çıktığı kadar bağırdığını duydum. Open Subtitles لذا غسلت الصحون وسمعت دوني يصرخ عليها بالرحيل
    Şimdi ihtiyacın olan bir iş, şu arkadaki adam gibi bulaşıkları yıkamak. Open Subtitles الأن ما تحتاجه هو وظيفة مثل الرجل الذى يعمل فى المؤخرة هناك فى غسيل الصحون
    bulaşıkları yıkamak için mutfağa gittim ama bütün o patırtıya rağmen bir bebek gibi uyumaya devam etti. Open Subtitles ذهبت للمطبخ لغسل الصحون كانت تغط في النوم كالأطفال
    Hayır. Başımıza gelen en güzel şey. bulaşıkları düşünsene. Open Subtitles بالعكس فهذا افضل شئ حدث تخيلى حجم غسيل الصحون
    İşte bu harika bir fikir. bulaşıkları sen neden yıkamıyorsun, Bob? Open Subtitles إليك هذه الفكرة, لما لا تغسل الصحون, بوب؟
    Belki sonra. ama şimdi, şu bulaşıkları yıkamalıyım. Open Subtitles يوماً ما. ولكن الآن، أنا أفضل أن أغسل تلك الصحون.
    Telefon numarasını tezgâhın oraya bıraktım. bulaşıkları lavaboya koyun. Open Subtitles حسناً, تركتُ رقم الهاتف على الطاولة, الصحون موجودة في المغسلة
    Bu hiç de hijyenik değil. Orada bulaşıkları yıkıyoruz. Open Subtitles هذا غير صحي، فنحن نغسل الصحون بهذا الحوض
    Neden sen yıkamıyorsun bende içerideki bulaşıkları getireyim? Hey. Sana zarar vermeyeceğim Victor. Open Subtitles استمع لماذا لا تقوم بغسل الصحون بينما أذهب لإحضار كمية أخرى? أنا لا أريد لك أي ضرر فيكتور.
    Birdenbire oldu. Telefon geldiğinde bulaşıkları yıkıyordum. Open Subtitles لم يكن عندنا تحذير، كنت أغسل الصحون عندما جاءني الاتصال
    Sam pişirir, ben masayı düzenler ve temizlerim, Frida da bulaşıkları yıkar. Open Subtitles سام يطبخ وانا انظف الطاوله وفريدا تغسل الاطباق
    Eminim birçoğunuz, bütün o kahvaltı bulaşıkları birikmiş ve huysuz kocalarınız işe gitmeye hazırlanırken bunun hayalini kuruyorsunuz. Open Subtitles أراهن أن الكثير منكم يحلم بذلك أحياناً مع تراكم كل أطباق الإفطار و الأزواج غريبو الأطوار يذهبون إلى أعمالهم
    Aşağıya in, bulaşıkları yıka ve onu yatağına yatır. Open Subtitles إذهب للأسفل ، وانتهي من غسيل الأطباق ثم ضعها في الفراش
    Eve gidebilmek için şu bulaşıkları bitirelim, tamam mı? Open Subtitles فلننهي هذه الأطباق حتى نتمكن من العودة لمنازلنا ، اتفقنا ؟
    Akşamları, bulaşıkları yıkayıp, ödevlere yardım ederek. Open Subtitles و أوقات المساء كانت تقضيها في غسل الأطباق و المساعدة في الواجبات
    Beni çekici çağırmaktan kurtardın bir de bulaşıkları mı toplayacaksın? Open Subtitles أنقذْتَني مِن قطرِ سيّارتي اليوم، و الآن تغسل صحوني.
    bulaşıkları yıkıycam. Open Subtitles أتُمانِع إن غسلت هذِه الصُحون لأنهثانيّشيءأُحبُه.
    Ailenizle yediğiniz yemekten sonra, masayı temizleyip bulaşıkları yıkadınız. TED بعد تناول العشاء مع العائلة، قمت بتنظف الطاولة وغسل الأطباق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد