Eğer doğru zamanda doğru yerde olamazsak içeriye girecek bir yol bulamayız. | Open Subtitles | إن لم نكن في المكان والزمان المناسبين، لن نجد المَدخل. |
Onu öldürürsek efendim, Wong Kei-ying'i asla bulamayız. | Open Subtitles | إذا قتلته ، يا سيدي ، نحن لن نجد كى وونغ يينغ ابداً. |
Araştırınca iyi bir dansçı bulamayız mı sizce? Bu günlerde çok dans okulları var. | Open Subtitles | هيا، أصدقائي، إذا حاولنا ان نفكر لن نجد حتى راقصة جيدة واحدة |
Ya mezarı buluruz, ya da bulamayız. Dünya'ya bir yol buluruz, ya da bulamayız. | Open Subtitles | سنجد المقبرة أو لا سنجد الطريق إلى الأرض أو لا نجده |
Duvar içinde, zeminde. Asla zamanında bulamayız. | Open Subtitles | في داخل جدار أو تحت الأرضية لن نعثر عليه أبداً |
Dolaşarak hiçbir şey bulamayız. | Open Subtitles | لا،لا هذا خطأ لن نجد أى شيئ بمجرد اللف حول الحلبة |
Eğer bu iblisi bulmak kendini öldürtmen demekse umarım o zaman o şeyi hiç bulamayız. | Open Subtitles | إذا صيد هذا الكائن الشيطاني يعني أن تلقي حتفك إذاً أرجو ان لا نجد هذا الشئ اللعين |
hiç bağlantısı yoksa... o zaman polisler, bir dava delili bulamazlar, ve bizde kızları bulamayız. | Open Subtitles | إذا فأن الشرطة لن تستطيع عمل قضية محترمة ولن نستطيع أن نجد الفتيات |
Tefeci dükkânında arabayı yakacak bir şey bulamayız. | Open Subtitles | لن نجد شئ لنحرق به السيارة في محل رهونات |
Hepimiz timsah yemi olursak kız arkadaşını bulamayız. | Open Subtitles | اسمع ، لا نستطيع ان نجد صديقتك لو اننا كلنا نخاف من التماسيح |
Bu durumda en mükemmel uyumu bulamayız ama ameliyatı yapmamıza yetecek kadar yakın birini belki buluruz. | Open Subtitles | لذا هذا يحذف أفضل قوانين التوافق ولكن نأمل أن نجد أحد قريب بما فيه الكفايه الذى يضمن الزرع |
Neden olmasın ki? Dışarda çorba ve sporu asla aynı yerde bulamayız. | Open Subtitles | ولماذا نفعل ذلك ، أننا لن نجد أبداً حانة رياضية مع حساء بـ هذا الروعة |
Cocuklar hakkında hicbir iz bulamayız ve bundan sonra bizimle asla konusmaz. | Open Subtitles | لم نجد أي شـيء يدلنا أين أخفت الاطفال ولم تعد تتكلم |
Evet, muhtemelen bulamayız ama şanslı olabiliriz. | Open Subtitles | لماذا لا نجده لاكن ربما يحالفنا الحظ لا تفقد الأمل |
Bak, bir arkadaşımızın başı belada, buradan çıkamazsak, O'nu bulamayız. | Open Subtitles | اسمع، صديق لنا في ورطة و ما لم نخرج من هنا، فلن نجده |
Daha bulamadıysak, bir daha asla bulamayız demektir. | Open Subtitles | إذا لم نعثر عليه الآن، فلن نعثر عليه أبـداً |
Yerlilerin arazisinde kaçırılmış hiçbir kadını bulamayız. | Open Subtitles | لن نعثر على النساء المخطوفات في الأستراحة |
O Miles'ı bulur ama biz GPS'imiz olmadan onu bulamayız. | Open Subtitles | ستجد مايلز ولكننا لن نجدها ابدا ليس بدون نظام تحديد مواقع |
İşbirliğin olmadan tümörü zamanında bulamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا إيجاد ورمكِ بالوقت المناسب بدون تعاونتكِ |
Kuzey'in Koruyucusu'nun yardımı olmadan da adam bulamayız. | Open Subtitles | ولا يمكننا الحصول على المزيد من الرجال بدون مساعدة من سيد الشمال |
Ulaşım aracını çoktan terketmiş ve onu uydudan bulamayız. | Open Subtitles | لقد دمر سيارة النقل ولا يمكننا العثور عليه بالقمر الصناعي |
Fakat, neyi aradığımızı bilmezsek, aradığımız şeyi bulamayız. | TED | لكننا لن نستطيع العثور على ذلك ما لم نعلم ما الذي نبحث عنه أولًا. |
Onlardan biri kurbanımızı zehirlemiş olsa bile parmak izi bulamayız. | Open Subtitles | وحتى لو أن أحد منهم سمم الضحية لن نحصل على أي بصمة |
Akla yakın her yardıma varım ama bu siste açılırsak, tüm aletlerimize rağmen onları bulamayız. | Open Subtitles | أريد إعطائك كل تعاون معقول. لكن الخروج في هذا الضباب، حتى بكل أجهزتنا. لن نستطيع أن نجدهم |
Kayıp bir kızdan örnek bulamayız. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ إيجاد a عيّنة مِنْ البنتِ المفقودةِ. |
Bu şekilde ortak bir nokta bulamayız ki. | Open Subtitles | لن نستطيع ايجاد ارضية مشتركه مثل هذه |
Eğer zombi kalmışsa bile onları bulamayız. | Open Subtitles | إن بقي ميّت حي هناك , فنحن نعجز عن إيجاده |
Bununla doğruyu bulamayız. | Open Subtitles | أعترض على كلامه الأخير، ياحضرة القاضي. هذا ليس له دخل بالبحث عن الحقيقة. |