"bulamayız" - Translation from Turkish to Arabic

    • نجد
        
    • نجده
        
    • نعثر
        
    • نجدها
        
    • يمكننا إيجاد
        
    • يمكننا الحصول
        
    • يمكننا العثور
        
    • نستطيع العثور
        
    • لن نحصل على
        
    • نجدهم
        
    • نَستطيعُ إيجاد
        
    • نستطيع ايجاد
        
    • نعجز
        
    • ليس له دخل بالبحث عن
        
    Eğer doğru zamanda doğru yerde olamazsak içeriye girecek bir yol bulamayız. Open Subtitles إن لم نكن في المكان والزمان المناسبين، لن نجد المَدخل.
    Onu öldürürsek efendim, Wong Kei-ying'i asla bulamayız. Open Subtitles إذا قتلته ، يا سيدي ، نحن لن نجد كى وونغ يينغ ابداً.
    Araştırınca iyi bir dansçı bulamayız mı sizce? Bu günlerde çok dans okulları var. Open Subtitles هيا، أصدقائي، إذا حاولنا ان نفكر لن نجد حتى راقصة جيدة واحدة
    Ya mezarı buluruz, ya da bulamayız. Dünya'ya bir yol buluruz, ya da bulamayız. Open Subtitles سنجد المقبرة أو لا سنجد الطريق إلى الأرض أو لا نجده
    Duvar içinde, zeminde. Asla zamanında bulamayız. Open Subtitles في داخل جدار أو تحت الأرضية لن نعثر عليه أبداً
    Dolaşarak hiçbir şey bulamayız. Open Subtitles لا،لا هذا خطأ لن نجد أى شيئ بمجرد اللف حول الحلبة
    Eğer bu iblisi bulmak kendini öldürtmen demekse umarım o zaman o şeyi hiç bulamayız. Open Subtitles إذا صيد هذا الكائن الشيطاني يعني أن تلقي حتفك إذاً أرجو ان لا نجد هذا الشئ اللعين
    hiç bağlantısı yoksa... o zaman polisler, bir dava delili bulamazlar, ve bizde kızları bulamayız. Open Subtitles إذا فأن الشرطة لن تستطيع عمل قضية محترمة ولن نستطيع أن نجد الفتيات
    Tefeci dükkânında arabayı yakacak bir şey bulamayız. Open Subtitles لن نجد شئ لنحرق به السيارة في محل رهونات
    Hepimiz timsah yemi olursak kız arkadaşını bulamayız. Open Subtitles اسمع ، لا نستطيع ان نجد صديقتك لو اننا كلنا نخاف من التماسيح
    Bu durumda en mükemmel uyumu bulamayız ama ameliyatı yapmamıza yetecek kadar yakın birini belki buluruz. Open Subtitles لذا هذا يحذف أفضل قوانين التوافق ولكن نأمل أن نجد أحد قريب بما فيه الكفايه الذى يضمن الزرع
    Neden olmasın ki? Dışarda çorba ve sporu asla aynı yerde bulamayız. Open Subtitles ولماذا نفعل ذلك ، أننا لن نجد أبداً حانة رياضية مع حساء بـ هذا الروعة
    Cocuklar hakkında hicbir iz bulamayız ve bundan sonra bizimle asla konusmaz. Open Subtitles لم نجد أي شـيء يدلنا أين أخفت الاطفال ولم تعد تتكلم
    Evet, muhtemelen bulamayız ama şanslı olabiliriz. Open Subtitles لماذا لا نجده لاكن ربما يحالفنا الحظ لا تفقد الأمل
    Bak, bir arkadaşımızın başı belada, buradan çıkamazsak, O'nu bulamayız. Open Subtitles اسمع، صديق لنا في ورطة و ما لم نخرج من هنا، فلن نجده
    Daha bulamadıysak, bir daha asla bulamayız demektir. Open Subtitles إذا لم نعثر عليه الآن، فلن نعثر عليه أبـداً
    Yerlilerin arazisinde kaçırılmış hiçbir kadını bulamayız. Open Subtitles لن نعثر على النساء المخطوفات في الأستراحة
    O Miles'ı bulur ama biz GPS'imiz olmadan onu bulamayız. Open Subtitles ستجد مايلز ولكننا لن نجدها ابدا ليس بدون نظام تحديد مواقع
    İşbirliğin olmadan tümörü zamanında bulamayız. Open Subtitles لا يمكننا إيجاد ورمكِ بالوقت المناسب بدون تعاونتكِ
    Kuzey'in Koruyucusu'nun yardımı olmadan da adam bulamayız. Open Subtitles ولا يمكننا الحصول على المزيد من الرجال بدون مساعدة من سيد الشمال
    Ulaşım aracını çoktan terketmiş ve onu uydudan bulamayız. Open Subtitles لقد دمر سيارة النقل ولا يمكننا العثور عليه بالقمر الصناعي
    Fakat, neyi aradığımızı bilmezsek, aradığımız şeyi bulamayız. TED لكننا لن نستطيع العثور على ذلك ما لم نعلم ما الذي نبحث عنه أولًا.
    Onlardan biri kurbanımızı zehirlemiş olsa bile parmak izi bulamayız. Open Subtitles وحتى لو أن أحد منهم سمم الضحية لن نحصل على أي بصمة
    Akla yakın her yardıma varım ama bu siste açılırsak, tüm aletlerimize rağmen onları bulamayız. Open Subtitles أريد إعطائك كل تعاون معقول. لكن الخروج في هذا الضباب، حتى بكل أجهزتنا. لن نستطيع أن نجدهم
    Kayıp bir kızdan örnek bulamayız. Open Subtitles نحن لا نَستطيعُ إيجاد a عيّنة مِنْ البنتِ المفقودةِ.
    Bu şekilde ortak bir nokta bulamayız ki. Open Subtitles لن نستطيع ايجاد ارضية مشتركه مثل هذه
    Eğer zombi kalmışsa bile onları bulamayız. Open Subtitles إن بقي ميّت حي هناك , فنحن نعجز عن إيجاده
    Bununla doğruyu bulamayız. Open Subtitles أعترض على كلامه الأخير، ياحضرة القاضي. هذا ليس له دخل بالبحث عن الحقيقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more