Sonra, bir buldozer şu özel kablo döşeme gemisinden kablo çekmeye başladı ve doğru yere gelene kadar bu balonlara bağlı kaldı. | TED | بعدها بدأت جرافة في جر الأسلاك من سفينة خاصة بالكابلات، ووضعها في عوامات حتى وصلت للمكان المناسب. |
buldozer buraya gelemez. Birilerinin onu çıkarması gerek. | Open Subtitles | لا يمكننا إحضار جرافة إلى هنا عليك أن تجد شخص ما ليخرجه من هنا |
Bir kaç kat boya ve belki buldozer. | Open Subtitles | مجموعة من المعاطف الملونة يمكن أن تكون بلدوزر |
Devletin verdiği izinleri ihlal ermekten, ehliyetsiz buldozer kullanmaktan ve bir sürü nedenden tutuklusun. | Open Subtitles | و لتشغيلك بلدوزر من دون رخصة و الكثير من الأشياء الأخرى |
Gözlerimin içine bak ve o buldozer olayıyla hiçbir alakan olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عينيّ وأخبرني أنك لا تعلم أيّ شيء عن تلك الجرافة |
Edindiğimiz bilgiye göre, cinayet gecesi buldozer çocukları su bendine gömerken sen bir konuşma yapmışsın. | Open Subtitles | الأسلوب الذي لدينا في ليلة الجريمة أجريت خطاباَ لماعاَ كما البلدوزر التي دفنت الصبي في الحضيرة |
Bir buldozer ve mahkeme emri verseler konuyu 20 yıl önce çözmüş olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه لكان حلها قبل عشرين سنة . لو أنهم منحوه أمراً قضائياً و جرافة |
Peki, zeka geriliği olan biri olarak... sarhoş halde bir buldozer kiralayıp evin yarısını.... fantastik test sonuçlarını kutlarken mahveder miydim? | Open Subtitles | نعم؟ حسناً هل رجل متخلف عقلياً إستأجر جرافة مع سائق مخمور ليصطدم بنصف منزله |
Bu kadar pisliği temizlemek için buldozer gerekecek, çünkü kürekle bu kadar pislik temizlenmez. | Open Subtitles | سنحتاج إلى جرافة لتنظيف هذا لأن مكنسة القاذورات لن تستطيع التنظيف |
Biri inşaat alanına girip buldozer çalmış ve şehirde tur atmaya çıkmış. | Open Subtitles | أحدهم تسلّل إلى موقع البناء وسرق جرافة وهو الآن يستمتع بقيادتها بكلّ أرجاء المدينة |
Sonra o buldozer geldi ve... | Open Subtitles | و بعدها جرافة عملاقة أتت من بعيد و |
buldozer. Sanırım kaybolmuş. | Open Subtitles | انها جرافة, اعتقد انه تائه |
Biliyorum bu sadece nir buldozer keğçesi, ama yine de nasıl yetiştirildiğin hakkında bir fikir veriyor. | Open Subtitles | اعرف انه فقط مغرف بلدوزر, لكن الا تخبرك قليلاً عن كيفيت تربيتك |
Bunlardan ilki, Amy Meyer adındaki genç bir kadının hasta bir ineği buldozer aracılığıyla dışarıdan kesimevine getirilişini sokaktayken gördüğü, "ag-gag" dedikleri uygulamaydı. | TED | أولى الملاحقات القضائية لإسكات المتظاهرين، كما يسمونها، كانت إمرأة شابة تدعى إيمي ماير، رأت إيمي بقرة مريضة تُجر إلى خارج المسلخ بواسطة بلدوزر بينما كانت تقف على شارع عام. |
Bak, babalık, ben buldozer değilim. Bir yarış arabasıyım. | Open Subtitles | أنظر يا جدى, انا لست بلدوزر انا متسابق |
Manning'de silah uzmanı. Tipik bir buldozer. | Open Subtitles | "مانينج" خبير بالأسلحه و بلدوزر أثناء القتال |
Unut onu buldozer ile kıramazsın onu. | Open Subtitles | لا تستطيع حتى بلدوزر تحطيمها |
Keşke o buldozer olayıyla ilgili bir şey söyleyebilsem ama bilmediğim bir şeyi nasıl anlatabilirim? | Open Subtitles | أتمنى لو كان بوسعي إخبارك عن تلك الجرافة لكن كيف بوسعي تفسير شيء لا أعلم عنه مطلقا؟ |
İnsanları kendinden iterdi. Bir buldozer gibi. | Open Subtitles | ... إنها اعتادت على أبعاد الناس عنها مثل البلدوزر |