| Bilgelik Kulesi'ni bulmak zorundasın ve görüntüsü de tam burada bir yerlerde. | Open Subtitles | عليك أن تجد برج الحكمة وهذه المعلومة هنا ، في مكان ما |
| Sen de yatacak olanları bulmak zorundasın Walt. | Open Subtitles | إذاً يجب عليك أن تجد أولئك اللواتي قد يفعلن |
| Bu eşyaları koyacak başka bir yer bulmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تجد آخر ضع وإخزن كل هذه المادة. |
| Kehanetin dediğine göre "Shard"ı bulmak zorundasın. | Open Subtitles | حيث أن النبوءة تقول أنك يجب أن تجد الشظية |
| Çünkü bana bir başkasını bulmak zorundasın, aksi takdirde işimiz bitti. | Open Subtitles | لأنـّكِ يجب أن تعثري على شخص آخر في نهاية الإسبوع وإلا سوف نلغي البرنامج |
| Bize daha fazla zaman kazandırmanın, bir yolunu bulmak zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ أن تجدي طريقة لتوفري لنا بها بعض الوقت |
| Bunu sen bulmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تكتشف ذلك بنفسك , ولديك متسع من الوقت |
| Eğer evliliğinin yürümesini istiyorsan, yürümesini sağlamak için bir yol bulmak zorundasın. | Open Subtitles | انأردتانجاحزواجك, عليك أن تجد طريقة كي تجعله ينجح |
| Kardeşlerinden önce kraliyet yakutunu bulmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تجد النواة الملكية التي في الياقوتة قبل أخواتك |
| "Kan kilidi açar ve bunun hakkında yazılmış herşeyi bulmak zorundasın | Open Subtitles | "يفتح القفل الدم ويجب عليك أن تجد كل ما يكتب عنك. |
| Eğer burada kalırsak, geri gelirler Bir çıkış yolu bulmak zorundasın. | Open Subtitles | إذا بقيت هنا فسوف يعودون فحسب عليك أن تجد مخرجاً |
| Yargıçlar gece yarısında ölmüş olacaklar. Kayıp gösterge sayfasını bulmak zorundasın. | Open Subtitles | سيموت أولئك القضاة عند منتصف الليل، عليك أن تجد مفتاح الكتابة المفقود. |
| Okuması için başkasını bulmak zorundasın, manyak. | Open Subtitles | عليك أن تجد شخصاً آخر لذلك أيها المختل |
| Şu andan itibaren kendi yolunu bulmak zorundasın. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً يجب أن تجد طريقاً خاصاً بك |
| Kubo, zırhı bulmak zorundasın. Tek şansın bu! | Open Subtitles | كوبو، يجب أن تجد الدرع إنه فرصتك الوحيدة |
| Çıkış için başka bir yol bulmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقه أخرى للخروج |
| Anne bulmak zorundasın. | Open Subtitles | أمي، يجب أن تعثري على مفاتيح أبي |
| Micah'ı bulmak zorundasın. | Open Subtitles | "يجب أن تعثري على "مايكا |
| Ona gerçek bir baba bulmak zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ أن تجدي أباً حقيقيّاً لها |
| - Nedenmiş o? - Çünkü bunu kendin bulmak zorundasın. | Open Subtitles | لأنه يجب أن تكتشف السبب بنفسك |
| Yüzbaşı, bu kadar bütçemiz yok. Başka bir yol bulmak zorundasın. Üzgünüm. | Open Subtitles | كابتن، ليس لدينا هذا النوع من الميزانية، علينا تدبر الأمر بطريقة مختلفة، آسف |
| Bizleri bulmak zorundasın! | Open Subtitles | يجب علينا أن تجدنا! |