Öğle yemeğinde buluştular onu bir daha asla görmedim. | Open Subtitles | لقد تقابلا لتناول الغذاء ولم أرها أبداً مرة أخرى |
Kız gerillaya 15 yaşında katılmıştı. Bıraktığında 17 yaşındaydı. Yani pek çok başka engel de vardı. Ama sonuçta buluştular. | TED | لقد جندت عندما كانت في سن الخامسة عشرة وغادرت عندما كانت في السابعة عشر من عمرها، لذا فقط كانت هناك الكثير من التعقيدات، ولكنهما في آخر المطاف تقابلا. |
Bu sabah buluştular, karısını aldılar sonra ayrıldılar. | Open Subtitles | لقد تقابلوا هذا الصباح و إلتقوا بزوجته ثم إنفصلوا |
Yüzyıllar boyunca bu kitabı okumak ve Karanlıklar Prensi'ne tapmak için buluştular. | Open Subtitles | لقد تقابلوا منذ قرون ليقراو من هذا الكتاب ولعبادة امير الظلام |
Sonunda uçağın arka kısmından kurtulanlarla buluştular. | Open Subtitles | وقابلوا الناجين من تحطم ذيل الطائرة |
Birlikte dosyalara bakıp Floridalılarla buluştular. | Open Subtitles | وقابلوا بعض "الفلوريديين" الهامين |
Macaristan Başbakanı Dome Sztojay ve Hitler'in Macaristan temsilcisi Edmund Veesenmayer iletişim hatlarının kesilmesini görüşmek için buluştular. | Open Subtitles | رئيس الوزراء المجرى "دوموستيايا" و"إدموند فيزنماير" "ممثل "هتلر" في "المجر إجتمعا لمناقشة عمليات الاعتراض |
Kayıkhanede buluştular. Oraya gittim. | Open Subtitles | تقابلا في سقيفة القارب ذهبت هناك |
Sonuçta buluştular. | TED | القصة كانت، بالفعل تقابلا. |
Bu yüzden, Alkol terapisinde buluştular. | Open Subtitles | لذا، تقابلا في إجتماع إي إي |
Oxford'da buluştular. Yeni binada. | Open Subtitles | تقابلا بـ(أكسفورد)، (نيوكوليج). |
Yüzyıllar boyunca bu kitabı okumak ve Karanlıklar Prensi'ne tapmak için buluştular. | Open Subtitles | لقد تقابلوا منذ قرون ليقراو من هذا الكتاب ولعبادة امير الظلام |
Brastilava'nın dışında bir yerde buluştular. | Open Subtitles | لقد تقابلوا في مكان ما خارج براتيسلافا، |
buluştular. | TED | هم تقابلوا فعلاً. |
- Nerede buluştular? | Open Subtitles | أين تقابلوا ؟ |
Tren istasyonun altında buluştular. Sonra kavga başladı. Bağırış çağırış... | Open Subtitles | إجتمعا هناكَ، وأصبحا يصيحان ويصرخان |