ويكيبيديا

    "bulunan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وجدت
        
    • وجد
        
    • الموجودة
        
    • الموجود
        
    • وُجدت
        
    • وجدوها
        
    • وُجد
        
    • وجدناه
        
    • وجدناها
        
    • عُثر
        
    • وجدوه
        
    • عثر
        
    • يقع
        
    • تجده
        
    • الموجودين
        
    Sadece, bir dizi farklı insanda bulunan karmaşıklıkları değil, her bir kişinin kendi içinde bulunan karmaşıklıkları da ortaya koyuyor. TED انها تمثل ليس فقط العقبات وجدت في استيعاب شخص مختلف عنا و لكن ايضا تعقيدات وجدت داخل كل شخص منفردا
    Polisin bildirdiğine göre, Knutson Parkında boğulmuş olarak... bulunan kadın cesedi... Kaçırılan... Open Subtitles تقول الشرطة ان الجثة كانت لأمرأة وجدت مشنوقة في منتزه ولاية كيوستن
    Bu da olay yerinde bulunan silahın cinayet için kullanıldığını doğrular... Open Subtitles هذا يؤكد السلاح الذي وجد في المشهد الذي إستعمل لقتل هذه
    Kil ayrıca, fillerin yediği birçok yaprakta bulunan toksinlerin emilmesine de yardım ediyor. Open Subtitles يُساعدُ الطينُ أيضاً لإِمْتِصاص السمومِ الموجودة في العديد مِنْ الأوراقِ التي تأكلها الفيلةِ
    Ben de onu ofisimde bulunan bir Gaz Kromotografına koydum. 400 civarında. TED لذا وضعتها في كاشف الغاز اللوني الموجود في مكتبي، وهي حوالي 400.
    Sorduğun gibi buz çekirdeğinde bulunan bazı hücresel maddeleri test ettim. Open Subtitles كما طلبت, لقد فحصت بعض المواد اللاسلكية.. التي وُجدت بعينات الجليد.
    Minibüsünde bulunan onca kanıttan sonra sanırım başka da bir şansı yoktu. Open Subtitles أعتقد لم يكن لديه خيار، بعد كل هذه الادلة التى وجدوها بسيارته
    Kemikte bulunan çizgiler, keskin kenarı olmayan, keskin uçlu bir silahı gösteriyor. Open Subtitles نعم. شقّ وُجد على العظم يشير إلى سلاح حاد بدون حافة للقطع
    Bu petri kabındaki bakterilere göre diyebiliriz ki Whitman Price'ın cesedinin etrafında bulunan toprakla Central Park'taki toprak uyumlu. Open Subtitles لذلك، استنادا إلى المستعمرات البكتيرية في هذا طبق بتري، يمكننا أن نستنتج التي وجدت التربة حول الجسم ويتمان برايس
    10 yıl önce bulunan kalıntılar da aynı ayda bulunmuş değil mi? Open Subtitles البقايا التي وجدت منذ 10 سنوات ايضا في نفس الشهر اليس كذلك؟
    Laboratuvar marketin dışında bulunan izmaritteki tükürükten... ve bandanadaki saç telinden buldu. Open Subtitles تحليل المعمل فحص اللعاب الموجود على أعقاب سجائر التى وجدت خارج المتجر
    Birkaç yıl önce ülke çapındaki önemli otoyollarda bulunan cesetleri izlemek amacıyla kurmuştuk. Open Subtitles أطلقناها منذ سنوات لتعقّب الجثث التي وجدت على طرق سريعة أساسية حول البلاد
    Orada bulunan bütün dedektifler, kimlerin arama yaptığı, uyuşturucuyu kimin bulduğu. Open Subtitles كل محقق كان هناك من فتش الغرفة من وجد المخدرات ؟
    Kütle spektrometresi katilin sümüğünde gömülü ender bulunan bir spor buldu. Open Subtitles الرائد ماس سباك لقد وجد سلالة نادرة مدفونة في مخاط القاتل
    Bilirsin çoğu insan, evinde bulunan şeylerin değerini hafife alır. Open Subtitles أتدري؟ معظم الناس يقللون من قيمة الأشياء الموجودة في منازلهم
    Ceset üzerinde bulunan ve senin DNA'nı taşıyan bir yara bandı. Open Subtitles كانت ضمادة لاصقة، قطعة منها وُجدت على الجثة عليها حمضك النووي.
    Ailenizin oturduğu evde bulunan dergiler? Open Subtitles ماذا عن تلك المجلات التى وجدوها فى شقه والديك ؟
    Taşınabilir cihaz ve elektrikli arabalarda bulunan lityum iyon bataryalar 30 yıllık bir prensibe dayanıyor. TED بطّاريات أيونات الليثيوم في الأجهزة المحمولة والسيارات الكهربائية قائمة على مبدأ وُجد منذ 30 عام.
    Mağara girişinde bulunan bir zavallıdan arta kalan son şey. Open Subtitles هذا ما تبقي من الرجل المسكين الذي وجدناه في الكهف
    Aynı zamanda olay yerinde bulunan bıçak ile uyuşan 17 yara saydım. Open Subtitles وايضاً أحصيت حوالي 17 طعنة حدثت نتيجة سكين وجدناها في موقع الجريمة
    Suç mahallinde, kanlı havlunun yakınında bulunan kâğıtların... bir günlükten yırtıldığını söylemiştim. Open Subtitles ذكرتُ صفحات عُثر عليها بالقرب من المنشفة الملطّخة بالدم عند قضبان القطار حيث موقع الجريمة من مذكرات.
    Dairende bulunan adamı öldürdüğünü biliyor. Open Subtitles إنه يعرف بأنك قتلت ذلك الرجل الذي وجدوه بشقتك.
    Altıncı, Waldron'un üzerinde bulunan tabanca 32 kalibrelik bir silahtı ve merhumun başında bulunan merminin ateşlendiği silahtı. Open Subtitles سادسا، المسدس الذي عثر عليه مع والدرون كان سلاح عيار أ.32 وكان هو المسدس الذي منه اطلقت
    Taliphus 8, Ferrous'un kontrolünde bulunan... bölgenin derinliklerinde bir yerde. Open Subtitles يقع تاليفوس 8 في عمق الأراضي التي تسيطر عليها فيروس.
    Her resmin, her tanık ifadesinin, laboratuar ve otopsi raporunun, bu kutularda bulunan her şeyin tekrar incelenmesini istiyorum. Open Subtitles أريد جميع الصور وحالات الشهود تقرير المعمل، وتقرير العينات وأي شئ تجده في تلك الصناديق أعد فحصه
    İddia ediyorum ki, burada bulunan herkesin muhteşem öğretmenleri vardı. TED حسناً, كل الموجودين هنا, أراهن بأنه مرّ علينا معلمين عظماء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد