Noktalı virgül, kimlik bunalımı yaşıyor gibi görülebilir. | TED | ربما يبدو وكأن الفاصلة المنقوطة تعاني من أزمة هوية. |
Kimlik bunalımı geçirdiğini hiç sanmazdım Clark. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أنك تعاني من أزمة هوية ياكلارك |
Özür dilerim, galiba bir çeşit güvensizlik hissediyordum ya da orta yaş bunalımı geçiriyordum. | Open Subtitles | آسفة، أعتقد أني أمر بشعور غريب من عدم الامان أزمة منتصف العمر أو شيء من هذا |
Sadece orta yaş bunalımı, başka bir şey değil. Sana önerim; | Open Subtitles | إنها أزمة منتصف العمر ، هذا كل ما يحدث لك هاك إقتراحاتي |
Vücut değişimi bunalımı, beklenmeyen değişiklikler, bir ilişkiye takıp gece aramalar. | Open Subtitles | اكتئاب جسدي تغير مفاجئ بالمزاج مكالمات هاتفية متأخرة بخصوص علاقة |
Genç olması, başka biri gibi davranmasını geç kendi başına bile onun için bir kimlik bunalımı yaratır. | Open Subtitles | كما لو أن المراهقة لاتعتبر كافية في أزمة الهويّة دون الحاجة إلى اتخاذ واحدة مزيفة |
Babamı tanımıyor falan mıyız yoksa orta yaş bunalımı falan mı geçiriyor? | Open Subtitles | ألسنا نعرفه جيداً أم هو في أزمة اختلال منتصف العمر ؟ |
Bu sadece ufak bir güven bunalımı. Tamam mı? | Open Subtitles | إسمع يا رجل لديك أزمة بالثقة بالنفس, حسناً؟ |
Hayatının bir noktasında inanç bunalımı yaşadın. | Open Subtitles | مكان ما على طول الخط كان لديك أزمة الإيمان. |
Yürüyen bir orta yaş bunalımı abidesi ya da Stanley Barrister soytarısı gibi görünmek istemiyorum. | Open Subtitles | تبدو كفكرة "أزمة خريف العمر المتنقلة" المبتذلة أجري وراء النساء مثل "ستانلي" المحامي المهرج |
Herhalde bir orta yaş bunalımı yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | قد تكون تعاني من أزمة منتصف العمر |
Belki de kasabımız kimlik bunalımı yaşıyordur. | Open Subtitles | لربما يواجه السفّاح أزمة هويّة |
Kimlik bunalımı, yeni bir başlangıç. Bunu anlarım. | Open Subtitles | أزمة الهوية، بداية جديدة أفهم ذلك |
Sanki bir kimlik bunalımı yaşıyor gibiymiş. | Open Subtitles | يبدو وكأنه كان تماما أزمة الهوية. |
Orta yaş bunalımı nedir, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ما هي أزمة منتصف العمر؟ |
Ergen vicdan bunalımı mı? | Open Subtitles | هراء أزمة المراهقين من بين الضمير؟ |
Bu Wesen tam kişilik bunalımı sorununun timsali gibi. | Open Subtitles | هذا الفيسن يبدو وكأن لديه أزمة هوية |
Bu anlamda, doku mühendisleri kimlik bunalımı yaşıyorlar diyebiliriz. Çünkü, yapı mühendisleri büyük yapılar ve köprüler yaparlar, bilgisayar mühendisleri bilgisayar yaparlar ancak bizim yaptığımız ise tamamen hücreler için uygun ortamları hazırlayacak teknolojiler geliştirmektir. | TED | بمعنى أن مهندسي الخلايا لديهم نوع من أزمة الهوية هنا، لأن مهندسي البنيات يصنعون الجسور والأمور الكبيرة، مهندسو الحواسيب، الحواسيب، لكن الذي نقوم به نحن هو بالفعل تمكين الخلايا نفسها من الوصول إلى التكنولوجيا. |
Belki de bunalımı ve ilaçları yüzünden. | Open Subtitles | كان فقط اكتئاب من الادوية |
Seni uyarmıştım. Jules'un bunalımı yayılıyor. | Open Subtitles | أنا حذرتك، اكتئاب جولز معدي |