Yapma şu yaşlı bilge adam ayaklarını. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | ـ لا تعمل نفسك رجل عجوز وحكيم، إني أكره هذا |
- Tamam, tamam. Gideriz. - Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | ـ حسناً، حسناً، سنعود ـ انني أكره هذا المنزل |
Bundan nefret ediyorum. Vücudumu iyi gösterdiğini de sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أكره هذا الشيء أنه لايفيد بشء مطلقاً |
Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | كأنهم يريدونك أن تستمع إليها في هذا الترتيب. أنا أكره ذلك. أكره ذلك النظام اللعين. |
Hergun, buraya geliyorum, o da bana yemek firlatiyor. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | آتي يوميا لهنا كي تقذفني بالطعام انا اكره هذا |
Şimdi buradasın, ama gideceğini biliyorum ve Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | إنني أكره هذا الجزء أنت مازلت هنا , لكني أعرف انك مغادر , أنا أكره ذلك |
Bundan nefret ediyorum. Ben kontrolden nedenle, gibi yapabileceğimiz bir şey yok hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره هذا ، أشعر أنني خارجة عن . السيطرة ، كأنني لا أستطيع أن أفعل أي شيء |
Bundan nefret ediyorum, hiç bana göre değil. - Senin derdin ne? | Open Subtitles | أنا أكره هذا أنا لست معتادآ على هذه الأمور |
Ama artık yalnızım. Bunu sevmiyorum. Hiç adil değil ve Bundan nefret ediyorum! | Open Subtitles | لكنني وحيد الآن، وأنا أكره هذا هذا ليس عدلاً |
Ona yaptıklarımdan nefret ediyorum. Bundan nefret ediyorum ve üzgünüm. | Open Subtitles | و أكره هذا الذي قد حدث أنني أكره و أنا آسف |
Tanrım, Bundan nefret ediyorum. Ellerim hiç durmadan titriyorlar. | Open Subtitles | يا إلهي، أنا أكره هذا الأمر اللعين عندماترتجفيداي،أنا .. |
Tamam kayıtlara geçsin diye söylüyorum Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنًا إذًا, و بالمناسبة, أنا أكره هذا الأمر |
Kolayca evleniver, kolayca boşanıver... Bundan nefret ediyorum | Open Subtitles | زواج سهل و طلاق سهل, أنا أكره هذا |
Bana gülümseme Davis. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لا تقم بالإبتسام لي ، ٌ ديفيس ٌ أنا أكره ذلك |
- Bundan nefret ediyorum, Murk. - "Bu" derken tam olarak neyi kastediyorsunuz majesteleri? | Open Subtitles | أنا أكره ذلك يا مورك وماذا يكون ذلك بالضبط يا صاحب القداسة |
- Bundan nefret ediyorum. - Kelso ve Fez bowlingden dönüş yolundalar. | Open Subtitles | اكره هذا كيلسو و فيز في طريق عودتهم من لعب البولينغ |
Pek çok yerde yarım tavuklar nahoş şekillerde servis ediliyor, Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | طريقة تقديم الدجاج في أغلب الأماكن عبارة عن قطعة لحم كريهة أكرهه فحسب |
Eh, sonunda artık rüzgara karşı yürüyemedi. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنا على الاقل لم يفعل ما هو معاكس للريح اللعنة اكرة هذا |
Ve sizler, saçma sapan bir Kızılderili efsanesinden hiçbir şey yapamayacak kadar korkuyorsunuz ! Bundan nefret ediyorum ! | Open Subtitles | و أنتم جميعا خائفون من أسطورة هندية غبية أن تفعل شيئا ، أنا أكرهها |
Bundan nefret ediyorum biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف كم أكره ذلك |
Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره تلك الألة اللعينة |
Hoparlörün açık olduğunu bilmiyordum. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لم أعلم أن السماعات كانت تعمل أكره حدوث ذلك |
Dinle, Bundan nefret ediyorum bunu hastalarım yaptığında da nefret ediyorum ama avukatımdan bir haber aldığında beni aramasını istedim. | Open Subtitles | انظري، أكره أن أفعل هذا أكره عندما يفعل مرضايَ هذا لكني قلتُ لمحاميَّ أن يتّصل بي ليخبرني بشأن جلسة الاستماع |
- Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره هذه الكلمة، تجعلني أبدو وكأنني سيدة مجنونة |
Bundan nefret ediyorum. Çok orijinal ve ilgi çekici şeyleri nasıl su yüzüne çıkartabiliriz? | TED | وأنا أكره ذلك. كيف يمكننا نبرز هذه الأشياء إلى السطح وهذه ربما مبتكرة ومثيرة للاهتمام حقاً؟ |
Olanları rüyamda görüyorum. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أحلم عمّا جرى وإنّي أمقت ذلك |
Bundan nefret ediyorum. Yapmak istemiyorum ama kardeşinin vampir olmaması gerekiyordu ve bizim ona yardım etmemiz gerek. | Open Subtitles | أمقت هذا وأرفضه، لكن لم يتعيّن أن تبيت أختك مصّاصة دماء، يجب أن نساعدها |
Ve ben bi bok yapamadım, Laura. Bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | وليس لدى ما اقوله , لورا انا اكره ذلك |