Bunu yapmak zorunda değilsin. Parayı alabilirsin. | Open Subtitles | ليس عليك فعل ذلك يُمكنك أن تأخذ المال |
Bak, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعلم؟ ليس عليك فعل هذا لستُ ثملة أو شيء من هذا القبيل |
Bunu yapmak zorunda değilsin. Hiç biriniz değilsiniz. | Open Subtitles | ليس عليك القيام بذلك ولا أحد منكم عليه القيام بذلك |
İstemiyorsan, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لم يكن لديك للقيام بذلك إذا كنت لا ترغب في ذلك. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. O benim kardeşim, senin değil. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا إنها أختى وليست أختك. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | 59,520 لا يجب عليك ... لا يجب عليك فعل هذا يمكننا التنحي جانباً |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرة لفعل هذا |
Demek istediğim, artık Bunu yapmak zorunda değilsin. Ben senin için buradayım. | Open Subtitles | لا، ما أقصدهُ، هو أنّه ليس عليكِ فعل هذا بعدالآن ، لأنّي هنا من أجلك. |
- Bunu yapmak zorunda değilsin. - Hayır, ısrar ediyorum. | Open Subtitles | {\FF00FF\3c990066}ليس عليكِ فعل ذلك لا، أنا أصرُ |
Hayır, hayır, yapma. Yapma. Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا، لا تفعلي ذلك ليس عليك فعل ذلك |
Bunu yapmak zorunda değilsin. Cidden Bunu yapmak zorunda değilsin. Ama... | Open Subtitles | ليس عليك فعل ذلك , حقًا ليسعليكفعلذلك ,لكن... |
Bunu yapmak zorunda değilsin. Evin yerini biliyoruz. | Open Subtitles | ليس عليك فعل هذا ، إننا نعرف مكان القصر الذي يوجد فيه الأولاد |
Tamam, haklsın, hadi gidelim, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنا , حسنا .. لنذهب .. ليس عليك فعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | الأمر على ما يرام حقاً ليس عليك القيام بذلك |
Jana, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | يانا ، لم يكن لديك للقيام بذلك. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. O benim kardeşim, senin değil. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا إنها أختى وليست أختك. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | بيتر لا يجب عليك فعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin | Open Subtitles | لستِ مضطرة لفعل هذا |
Hemen gerçekleşmek zorunda değil. Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ أن تقابليهم الآن ليس عليكِ فعل هذا |
- Bunu yapmak zorunda değilsin. Evet zorundayım. | Open Subtitles | ـ ليس عليكِ فعل ذلك ـ بلى، عليّ |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك أن تفعل هذا من أجلي أعلم أنك قلت أنك ستقدم لي خدمة |
- Teşekkürler. - Ah, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | . شكراً لك . أوه ، لا يجب عليك أن تفعل هذا |
Duygularını hissettirmek için Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليك فعل ذلك لإظهار مشاعرك |
Bud, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | باد , ليس عليك القيام بهذا |
Tüm bunları kendimi iyi hissettirmek için yaptığını biliyorum fakat Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تحاول أن تكون لطيفاً معي وكل شي لكن ليس عليك ذلك |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ القيام بهذا |