Biri bana Bunun iyi bir şey olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني أحد من قبل أن هذا شيء جيد |
Evet. Bunun iyi bir şey olup olmadığından da çok emin değildim. | Open Subtitles | نعم ، وأنا لستُ متأكدة بأن هذا شيء جيد |
Bunun iyi bir şey olduğuna emimim... çünkü onu elde tutmak için ona gerekli olan... özgürlüğü ne kadar vereceğini biliyor. | Open Subtitles | أنا متأكد أن ذلك شيء جيد جداً... كونه يبدو عارفاً كيفية التعامل معها.. وأن يعطيها حريتها التي تحتاجها بالفعل. |
Gerçi Bunun iyi bir şey olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | مع ذلك لست متأكدة من ان ذلك شيء جيد |
Bunun iyi bir şey değil, ceza olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ليس مفترضاً أن هذا شئ جيد المفترض أنه عقوبة |
Bunun iyi bir şey olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أجل , أنا سأفترض أن هذا شئ جيد |
Sorunları çözmeye bayılırım. Ivy Bunun iyi bir şey olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أحب حل الألغاز قالت (آيفي) أن ذلك أمراً جيداً |
Ona hiç makyaj yapmadığımı söyledim. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor gibiydi. | TED | أخبرته أنني لا أضع مساحيق التجميل أبداً. فبدى عليه أنه يعتقد أن هذا أمر جيد. |
Bunun iyi bir şey olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | سأفترض أن هذا شيء جيد |
Bunun iyi bir şey olduğu belli. | Open Subtitles | من الواضح أن هذا شيء جيد |
Bunun iyi bir şey olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لستُ واثقة بأن هذا شيء جيد. |
Bunun iyi bir şey olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لَستُ متأكّدَا أن ذلك شيء جيد |
Bunun iyi bir şey olduğu bir durum düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | تتحدثمع"كافاناهوآكاسفيدا" هل تعتقد بأي أحتمال أن هذا أمر جيد ؟ |
Ve bazı insanlar Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor. | TED | و بعض الناس يعتقدون بأن هذا أمر جيد. |