| Bu adamlar sizi konferans odasına götürmek için burada değiller. | Open Subtitles | هذان الرجلان ليسا هنا لأخذك لغرفة الاجتماعات |
| Sana hatırlatmam gerek Fletcher Doggett ve Reyes seni kurtarmak için burada değiller. | Open Subtitles | الذي دوجيت ورييس ليسا هنا لإنقاذك. |
| Merkez, Burası Alpha Takımı. Burada hiçbir şüpheli yok. burada değiller, tamam. | Open Subtitles | إلى القيادة ، هنا فريق ألفا ، لاتوجد آثار للمشتبه بهم إنهم ليسوا هنا ، حول |
| burada değiller diyor. Onlar yokken mekâna o bakıyormuş. | Open Subtitles | قال أنهم ليسو هنا و هو يعتني بالمكان في غيابهم |
| burada değiller. | Open Subtitles | انهم ليسوا هنا. |
| Çünkü burada değiller. | Open Subtitles | لأنهما ليستا هنا |
| Bu adamlar... Onlar bize yardım etmek için burada değiller. | Open Subtitles | ...هؤلاء الرجال لَيسوا هنا لًيسوا هنا ليساعدونا |
| Sanırım burada değiller. | Open Subtitles | : بيج أعتقد أنهم ليسوا هنا |
| burada değiller biliyorum.Tekrar söylüyorum sen ve sizler iyi dostlarsınız kaçışımıza yardım edebilirsiniz.Sonunda anladığım dilden konuşuyoruz! | Open Subtitles | إنهما ليسا هنا وأكرر أنك أنت وصديقك ـ ستساعداننا على الهروب ـ الآن أنت تتكلم بلغتي! |
| Ama burada değiller. Yani bunu asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لكنّهما ليسا هنا ولن نعرف أبداً |
| -Arius ve Bennett burada değiller. | Open Subtitles | ماذا عن إبنتك؟ (هاريس) و(بينيت) ليسا هنا |
| Pekala, burada değiller. | Open Subtitles | حسن،إنهما ليسا هنا |
| Merkez, Burası Alpha Takımı. Burada hiçbir şüpheli yok. burada değiller, tamam. | Open Subtitles | إلى القيادة ، هنا فريق ألفا ، لاتوجد آثار للمشتبه بهم إنهم ليسوا هنا ، حول |
| Bize bağırmak için burada değiller, o yüzden mesele değil. | Open Subtitles | حسناً, إنهم ليسوا هنا ليصرخوا فينا لذا لا يهم |
| burada değiller, yani, seni evine kadar bırakabiliriz. | Open Subtitles | إنهم ليسوا هنا ، لذا أظن أننا سوف نوصلك للمنزل. |
| burada değiller. Onlar yokken mekâna ben bakıyorum. | Open Subtitles | هم ليسو هنا , أنا أدير المكان أثناء غيابهم |
| burada değiller diyor. Onlar yokken mekâna o bakıyormuş. | Open Subtitles | إنه يقول أنهم ليسو هنا و هو يدير المكان أثناء غيابهم |
| -Ama burada değiller. -Bilmiyordun. Yemek nerede? | Open Subtitles | لكنهم ليسو هنا - لم تعرفي هذا مسبقاً ، واين العشاء؟ |
| burada değiller. | Open Subtitles | انهم ليسوا هنا. |
| burada değiller. | Open Subtitles | يبدو انهم ليسوا هنا. |
| burada değiller. Ne? | Open Subtitles | انهما ليستا هنا |
| Sanırım, bu adamlar seni kurtarmak için burada değiller. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّهم لَيسوا هنا لإنْقاذك. |
| burada değiller. | Open Subtitles | أنهم ليسوا هنا .. |
| Annem ve babam burada değiller. | Open Subtitles | أمي و أبي ليسا هُنا. |
| Katliam için burada değiller. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال ليسوا هُنا من أجل مذبحة |
| Oraya dönmüşler, burada değiller! | Open Subtitles | ! انهم لسوا هنا ، انهم في الخلف |
| Şu an burada değiller, ama sen ne yapıyorsun, Meg? | Open Subtitles | إنّهم ليسوا هنا حاليا لكن ماذا عنك ميغ ؟ |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 