Ve o günlerin hepsinde de tam Burada seninle beraberdim. | Open Subtitles | و الكثير من هذه الأيام كانت تبدأ بجلوسي هنا معك |
Burada seninle bulunabilmek için uzun bir yol geldim ve çok çabaladım. | Open Subtitles | و تحت مراقبة دقيقة لقد سافرت بعيداً وقاتلت بشدة لأقف هنا معك |
Kızlar Burada seninle birlikte kalsın, bisikletlerine binebilsinler arkadaşlarıyla oynayabilsinler. | Open Subtitles | تبقى الفتيات هنا معك. ويمكنهم ركوب دراجاتهم واللعب مع أصدقائهم. |
Özgür mü? Burada seninle geçirebildiğim birkaç saat benim özgürlüğümdür. | Open Subtitles | إن الساعات القليلة التى أقضيها معك هنا ، هذه هى حريتى |
Öyle olmak istemiyorum. Burada seninle birlikte olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون كذلك أريد أن أكون هنا معكِ |
Şimdi, Burada seninle istediğim gibi ilgilenemeyeceğim doğru. | Open Subtitles | أما أنتِ، صحيح أنني لا أستطيع التعامل معكِ هنا كما أريد |
Bunun huzur olmadığı aşikâr. Yoksa Burada seninle baş başa kalmazdım. | Open Subtitles | حسنٌ، جليًّا أن هذا ليس السلام، وإلّا ما علقت هنا معك. |
Bu benim için gerçekten heyecan verici, Georg. Burada seninle olmak. | Open Subtitles | هذا شيء مثير حقا يا جورج أن أكون هنا معك. |
Dışarıda Ayaklar varken Burada seninle kalmak çok tehlikeli. | Open Subtitles | استمعي ابريل انه من الخطر جداً بقاؤنا هنا معك بينما عصابة القدم في الخارج |
Burada seninle beraber olmamı onayladığını sanmam. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد انها تسمح لي أن أكون هنا معك |
Hayata. Zamanlamaya. Burada seninle Razzle yiyişimize. | Open Subtitles | الحياة، الوقت، أن أكون هنا معك آتناول الرازليس |
Boş vermeye ve Burada seninle olmaya uğraşıyorum ama... | Open Subtitles | انا احاول ان اترك كل شيء يذهب و اكون هنا معك , ولكن |
Geçen birkaç haftada, Burada seninle birkaç defa kontrolümü kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدتها هنا معك عدة مرات في الأسابيع الماضية |
"Ben Marvin McFadden geriye dönüp Burada seninle olduğum için çok mutluyum." | Open Subtitles | انا مارفن مكفادين وانا سعيد لعودتى الى هنا معك |
O halde New York Üniversitesinin teklifini çevirip Burada seninle kalmam gerekiyor, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن أن أرفض عرض جامعة نيويورك وأبقى هنا معك ، صحيح ؟ |
İnanılmaz ve harika birisin ve Burada seninle olmaktan çok mutluyum. | Open Subtitles | أنتي رائعه ومدهشه وانا سعيد لا أكون هنا معك |
Burada seninle olunca, asıl o zaman kim olduğunu daha iyi anlayabilirim. | Open Subtitles | أعني بأنه بمجرد جلوسي معك هنا اتضحت لي الرؤية لمعرفتك أكثر |
Yani, ben istiyorum değil yalnız burada , seninle yalnız olmak, biliyor musun? | Open Subtitles | أعنى ؛ أنا أريد أن أكون بمفردى معك ولكن ليس بمفردى معك هنا ؛ أنت تعرف |
Şu an bunların hiçbiri önemli değil. Önemli olan, Burada seninle olmam. | Open Subtitles | لا شيء من ذلك يهم الآن ما يهم الآن، إني مرابض معك هنا |
İyi olduğunu bilmeni istiyor çünkü Burada seninle birlikte. | Open Subtitles | تُريدكِ أن تعرفي أنّه لا بأس، لأنّها هنا معكِ. |
İyiydi. Şimdi bittiğine göre Burada seninle olabilirim. | Open Subtitles | جيد ، والان وبعد أن انتهي يمكنني أن اكون معكِ هنا. |
Yemin ederim bazen neden Burada seninle kaldığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | أقسم، وأحيانا لا أعرف لماذا أظل هنا معكم. |
Benim istediğim... Burada seninle kalmak ve dışarıdaki dünyanın var olmadığını düşünmek. | Open Subtitles | ما أريده... هو أن أظل هنا برفقتك وأتخيل أنه لا وجود للعالم الخارجي |
Ben hayatımı Burada seninle kurmak istiyorum. | Open Subtitles | لأننى أريد أن أعيش حياتى هنا معكى |
Anne, bu gece Burada seninle uyuyabilir miyim? | Open Subtitles | أمي؟ هل من الممكِنُ أَنْ أَنَامَ هنا مَعك اللّيلة؟ |
Burada seninle başlamaktan daha iyi bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | ولا يُمكنني التفكير في مكان أفضل للبدء أكثر من هُنا معك |
Bölgemi yönetmek yerine Burada seninle oturmak istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنني أريد أن أكون معك هُنا بدلاً من إدارة قسمي؟ |