Belki şimdi anladın. Seni Burada yalnız bırakmak konusunda, Neden istekli değilim. | Open Subtitles | لربما، تتفهم أنا لم أنا . لست متحمسة على تركك هنا لوحدك |
İşe yaramazsa, Quinn'in adamları ve silahlarıyla Burada yalnız kalacaksın. | Open Subtitles | إذا لم ينجح هذا سوف تكون هنا وحدك مع رجال كوين وأسلحتهم |
Veya ben Burada yalnız olsaydım, neler hissederdim. Sen? | Open Subtitles | أو الشعور الذي سينتابني لو كنت هنا لوحدي |
Bunda beraber olduğumuzu ve Burada yalnız başıma durmadığımı bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أعرف أننا في هذا معاً ولن أقف هنا وحدي |
Bayan Padoan, Burada yalnız başınıza ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | الآنسة بادونا،ما الذى تفعلينه هنا بمفردك.. |
Haftasonu için beni Burada yalnız başıma bırakıp giden sensin. | Open Subtitles | أنت من تركني في عطلة نهاية الأسبوع تركتني هنا بمفردي |
Seni Burada yalnız bırakamam. | Open Subtitles | لا يمكننى تركك وحدك هنا |
Beni Burada yalnız bırakamazsın. Bir şeyler düşünmek zorundasın. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تتركني وحيدة هنا, يجب أن تفكر في شيء |
Aslında, şansımı bayağı seviyorum çünkü seni Burada yalnız başına buldum. | Open Subtitles | في الحقيقة , أشعر أنني محظوظ جداً للعثور عليك هنا لوحدك |
Umarım Burada yalnız kalmayı sorun etmezsiniz. | Open Subtitles | أتمنّى بأنّك لا تمانعين البقاء خارجاً هنا لوحدك |
Senin Burada yalnız kalma fikrini beğenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لم تعجبني فكرتك وحضورك إلى هنا لوحدك |
Belki bugün aşağıda uyumak istersin diye düşündüm, Burada yalnız başına kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | كنت أفكر أن تنامي بالأسفل الليلة وليس عليكِ البقاء هنا وحدك |
Olamaz, gerçekten bu buluşmaya gittiğime inanamıyorum ve seni Burada yalnız bıraktığıma. | Open Subtitles | رباه, لا أصدق حتى أنني سأذهب لهذا الموعد وسأتركك هنا وحدك هنالك أمر خاطئ حقاً بشأن هذا |
Ben Burada yalnız kalamam. | Open Subtitles | حَسناً، أنا لا أَستطيعُ البقاء هنا لوحدي |
Burada yalnız kalmam. - İstersen gidebilirsin. | Open Subtitles | لن أبقى هنا وحدي عليك ذلك اذا أردت البقاء حياً |
O kızla Burada yalnız olman, çok uygunsuz. | Open Subtitles | من غير اللائق أن تكون هنا بمفردك مع هذه الفتاة الصغيرة |
Burada yalnız olmaktan hoşlanmıyorum. Sen de yalnız kalmayı sevmiyorsun. | Open Subtitles | لا أحب أن أكون هنا بمفردي أنتِ لا تحبي أن تكوني بمفردكِ أيضاً |
Eee, Burada yalnız mı yaşıyorsun? | Open Subtitles | اذاً هل تعيشين وحدك هنا ؟ |
Onu Burada yalnız başına bırakınca mutlu olacağımı mı sanıyordun? | Open Subtitles | تعتقد بأنّني سأكون سعيد لتركها وحيدة هنا? |
İyi, sen Burada yalnız kal ama biz gidiyoruz | Open Subtitles | حسناً, إبقى هنا وحيداً ولكننا سنرحل. |
Bizi Burada yalnız bırakma! Süpermen! | Open Subtitles | لا تتركنا وحدنا هنا يا سوبرمان |
Matt'le aranızdakileri düzeltin çünkü Burada yalnız olmak pek güzel değil. | Open Subtitles | (أياًكانما يحدثبينكوبين (مات .. سيكون من اللطيف ألا تكون بمفردك هنا |
Yönetici, onun 27 yıldır Burada yalnız yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | المدير يقول أنها عاشت هنا وحدها لـ 27 عاماً |
Burada yalnız olduğunu bilmek beni rahatsız etti. | Open Subtitles | لقد شعرتُ بالحزن بأنك لوحدك هنا |
Bana kendin gibi bir arkadaş bulmak için o kadar uğraştın ki Burada yalnız kalmayacaktım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن تعتر لي على صديق مثلك لكي لا أبقى وحيدا هنا |
Yani, sorma sebebim, bir babanın Burada yalnız olması garip. | Open Subtitles | أعني، أنا أسأل فقط لأن هذاغيرمعتادإلى حدما.. أن يأتي الأب إلى هنا وحده. |