Sizi temin ederim Buradaki her şey otantik, Dr. Brennan. | Open Subtitles | أوكد لك ايتها الطبيبة برينان بان كل شيء هنا موثق |
Buradaki her şey beni büyüledi, fakat baş belası olmak istemem. | Open Subtitles | يسحرني كل شيء هنا لكن لا أريد أن أكون مزعج |
Buradaki her şey o korkunç yarışlar üzerine yapılan bahislerle çözülüyor. | Open Subtitles | كل شيء هنا يدور حول المراهنة على هذه السباقات المخيفة. |
Söyle. "Buradaki her şey benim ve bir gün bunları alacağım." | Open Subtitles | قل : كل شئ هنا ملكى و سآخذه يوم ما |
Buradaki her şey çözüldüğü zaman, petrol sahalarını geri almalıyız. | Open Subtitles | عندما يستقيم كلّ شيء هنا يجب أن نستعيد حقول النفط |
Buradaki her şey koyu ve renkli, yarım yamalak ve yasa dışı görünüyor. | Open Subtitles | كل شيء هنا مظلم و غامض و يبدوا انه غير قانوني |
--O gün erken saatlerde-- Buradaki her şey karanlık Sanki yasa dışı gibi. | Open Subtitles | كل شيء هنا مظلم و غامض و يبدوا انه غير قانوني |
Buradaki her şey koyu ve renkli, yarım yamalak ve yasa dışı görünüyor. | Open Subtitles | كيف خياط بارني ؟ كل شيء هنا مظلم و غامض و يبدوا انه غير قانوني |
--O gün erken saatlerde-- Buradaki her şey karanlık Sanki yasa dışı gibi. Barney'nin beyninde alışveriş yapmak gibi bir şey bu | Open Subtitles | كل شيء هنا مظلم و غامض و يبدوا انه غير قانوني |
Kahretsin dostum, Buradaki her şey büyük bir sorundur. | Open Subtitles | اللعنة ، يا رجل كل شيء هنا يعتبر مهماً جداً |
Tabii şeytan gibidir ama dışarıdaki şeytana benzemez çünkü Buradaki her şey ona aittir. | Open Subtitles | بالطبع إنه يشبه الشيطان ، لكن ليس ذات الشيطان الذي لدينا بالخارج لأن كل شيء هنا ينتمي له |
- Buradaki her şey de çalışsın. | Open Subtitles | إذاً، أريد كل شيء هنا يعمل أيضاً، مفهوم؟ |
Parkın bir kısmı kurul ve piyasa araştırması yoluyla tasarlanmış gibi hissettirse de Buradaki her şey çok daha saf ama ucuza çıkmıyor. | Open Subtitles | شعور في المنتزه وكأنها مصممة بواسطة لجنة أو لإختبار السوق ولكن كل شيء هنا أشبه بكونه خام ولكنها لا تكون رخيصة |
Babamın öldüğü ilk zamanlar Buradaki her şey beni etkilerdi. | Open Subtitles | بعد موت والدي مباشرةَ، كل شيء هنا كان يخيفني. |
Babamın öldüğü ilk zamanlar Buradaki her şey beni etkilerdi. | Open Subtitles | بعد موت والدي مباشرةَ، كل شيء هنا كان يخيفني. |
Buradaki her şey, çocukluğundaki bir karnavalın yeniden yaratılmış hâli mi? | Open Subtitles | إذا كل شيء هنا هو إعادة لمدينة ملاهي من طفولته؟ |
Buradaki her şey kanunlara göre devlete ait. | Open Subtitles | كل شيء هنا يعود إلى الحكومة، وفقًا للقانون. |
Buradaki her şey kanunlara göre devlete ait. | Open Subtitles | كل شيء هنا يعود إلى الحكومة، وفقًا للقانون. |
Buradaki her şey çok boğucu. Biraz hava almak istiyorum. | Open Subtitles | كل شئ هنا مظلم وأنا أبحث عن النور |
Buradaki her şey bir anı ile bağlı sayılır. | Open Subtitles | نوعاً مّا، لكن كلّ شيء هنا له ذكريات مُلحقة بهذا المكان. |
Gördüğün gibi, Buradaki her şey bir sanat eseri. | Open Subtitles | كما ترى كل شىء هنا على اعلى مستوى |
Tamam da, Buradaki her şey özenle seçildi de. | Open Subtitles | حسنا ، لكن انت ترين ان كل شيءٍ هنا مُنسق بشكل مُتناسِق |