Biz de şu anda bu metodolojiyi sunmak için buradayız. | Open Subtitles | القلق، الإكتئاب، العُزلة. هذه هي المنهجيّة التي نحَن هُنا لتقديمَها |
Sanırım buradayız... ama burada olmamız gerekirdi. | Open Subtitles | أَعْتَقِدُ أننا هُنا و كان علينا أن نكون هُناك |
Sadece plana uymanı sağlamak için buradayız. | Open Subtitles | نحنُ هنا لنُبقيكَ على المسار فحسب هذا كل ما نحنُ قادرين على فعلهِ |
Yukardaki çocuklar, kaçıştaki suçluya ihtiyaç duyuyor ve biz buradayız. | Open Subtitles | الأولاد بالأعلي شعروا بإنك في حاجة للمساعدة وها نحن جئنا |
Nasıl katıldığımız önemli değil. buradayız. | Open Subtitles | الآن، لا يهم كيف وصلنا الى هنا نحن هنا الان |
Haydı! Birisi hapishane işini satın aldı! Onun için buradayız! | Open Subtitles | بحقك , أحدهم رشا مكتب السجن , لهذا نحن هنا |
Birkez bile. Ama majesteleri sadece 5 gündür buradayız. | Open Subtitles | و لكن لم يمضى على وجودنا هنا سوى خمسة أيام |
Neyse şu an hepimiz senin için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | على أيه حال نحن جميعآ هنا من أجلك الان حسنآ؟ |
İşini kolaylaştırmak için buradayız. Bu kutulardan birinde, bunun bir kopyası gömülü. | Open Subtitles | إننا هنا لكيّ نهوّن الأمور عليك. إنّ هنالكَ نسخة مدفونة بالصناديق لهذه. |
Demek istediğim, buradayız, ancak bunların hiç biri aslında... | Open Subtitles | . أعنى , أننا هُنا . لكن لا شىء من هذا حقيقى |
Çok uzun zamandır buradayız. Özgür bırak bizi. | Open Subtitles | نحنُ بالأسفل هُنا مُنذ وقت طويل اطلقي سراحنا |
Peki, o zaman birbirimiz için bir önemimiz yoksa neden buradayız? | Open Subtitles | حسناًإذاً،كماتعلم... لما نحنُ هُنا إن كُنا لا نآبهُ بأمر بعضنا البعض؟ |
Politikacılar gelir, gider ama biz... Biz sonsuza kadar buradayız. | Open Subtitles | السّياسيّون يأتون ويرحلون، لكنّنا سنبقى هُنا أبدًا. |
Sonuçta buradayız ve seni ülkenin insanlarını koruman için ikna etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | ورغمَ ذلك ها نحنُ هُنا نحاول إقناعك من بين كلِّ النّاس أن تحمي بلادنا. |
Tamam, Konuşucam 3 gün boyunca buradayız. | Open Subtitles | أنا متواصل على مدار الساعة. نحن هُنا لثلاثة أيام. |
Tamam mı? Neye ihtiyacınız olursa olsun, bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | حسناً , أيُ شيئٍ تحتاجونه , لهاذا نحنُ هنا. |
Evet, biz de sözünü tuttuğundan emin olmak için buradayız. | Open Subtitles | أجل لقد جئنا حرصًا على التزامك بجزئك من الاتفاق فحسب |
İşte geldik! Dediğim yere geldik! İşte buradayız. | Open Subtitles | لقد وصلنا نحن في المكان المميز ها نحن هنا ما رأيك ؟ |
Dördüncü Hanım, saçınızı yapmak ve üstünüzü değiştirmenize yardım için buradayız. | Open Subtitles | الزوجة الرابعة ، نحن هنا لتصفيف شعرك ومساعدتك في تغير ملابسكِ |
Bu yüzden buradayız. Önemli şeyler oluyor. | Open Subtitles | و هذا سبب وجودنا هنا هناك أمور كثيرة أمامنا |
Anladığım kadarıyla ırkçılığı ne ıslah etmek için buradayız ne de sözüm ona yeni idari bünyeler vesilesiyle üstünü örtmek için. | Open Subtitles | أنا فهمت أننا هنا ليس من أجل . مناقشة إصلاح التفرقة العنصرية أو ننكر بأن هذا الوضع بسبب . الهيكلة الأدارية |
Öteki kamp alanından ayrılmak istedin ayrıldık ve şimdi de buradayız. | Open Subtitles | أمرتنـا بتركِ موقع مخيمـنا لتغيرهِ قمنـا بتركه والآن نحنُ موجودين هنـا. |
Yola buradan çıkıyorlar, delilleri buraya götürüyorlar. Biz de buradayız. | Open Subtitles | إنهم يغادرون من هنا آخذين الدليل إلى هنآك ونحن هنا |
New Orleans'dan kaçtığın için buradayız. Tekrar kaçmayacağız. | Open Subtitles | لولا هروبك في السابق لما كنا هنا ، ولن نهرب ثانية |
İşte buradayız ve nihayet sizin için elimden geleni yaptım, artık dışarıya çıkıp kendi başınıza uçmak ve ölmek arasında seçim yapmalısınız. | Open Subtitles | ها نحن ذا في النهاية فعلت ما باستطاعتي من أجلكم الآن عليكم أن تذهبوا و تفكروا بأنفسكم حان الوقت للطيران أو الموت |
Birkaç gündür buradayız babam da yakında gideriz diye düşünüyor. | Open Subtitles | أتينا إلى هنا منذ يومين وسنغادر قريباً حسبما قال أبي. أحقّاً؟ |
- Biran evvel başka yere götrürlmeli. - Bizde bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | لابد و أن ننقله فى الحال - هذا هو سبب مجيئنا - |