Ona soya burger yaptım, ki et yediğimi zannedebilsin sonra midem bulandı. | Open Subtitles | اعددت برجر الصويا، لكي يعتقد بأنه يحصل على اللحم وانا اصاب بالغثيان |
Fazla et yemezsin çünkü muhtemelen öğle yemeğinde gizlice bir burger yemişsindir. | Open Subtitles | وقال انه لا يريد اللحم بسبب انه ربما تناول البرغر على الغداء. |
Ailelerin steyşınlarına doluşup burger aldıkları ve yeşilliklere piknik yapmaya gittiği zamanlara. | Open Subtitles | إلى أبسط وقت عندما تجمعوا العوائل في محطة عرباتهم يحظون ببعض البرجر |
Çift pizza burger, peynirli acılı patates ve büyük çikolatalı milkshake istiyorum. | Open Subtitles | هل لي بـ2 بيتزا بيرجر بالفلفل الحار مع الجبن ومشروب الشوكولاته الكبيرة؟ |
Ben de daha kahvaltı etmedim o yüzden burger King'e gidiyorum. | Open Subtitles | و أنا فوّت طعام إفطاري لذا أنا ذاهب إلى "بيرغر كينغ" |
Neden 29 sente en büyük boy içecek ve 99 sente çift köfteli burger alabiliyoruz? | TED | لماذا يمكننا الحصول على جرعات كبيرة بتسعو وعشرون سنتا فقط و شطيرة برجر بطبقتين بتسعة وتسعين سنتاً؟ |
Parlak kırmızı, Karmann Ghia marka bir otomobil aldı burger King'deki ilk işinden kazandığı parayla. | TED | اشترت سيارة كارمان جيا حمراء فاقعة بالمال الذي كسبته بالعمل في مطعم برجر كينج. |
Altı kuzu burger, dört şiş kebap... garnitür olarakta kuskus... ve iki süt. | Open Subtitles | هذا ستة برجر من الضان او شيش كباب وطلب جانبى من الكوس كوس اثنين من الحليب. |
Bataryalar üstünde sürüsüne bereket iş yaptıktan sonra, burger yiyordum. | Open Subtitles | كنت اتناول البرغر بعد يوم شاق من العمل على البطاريات |
Şu anda, şu burger dünyadaki en iyi şey gibi geldi. | Open Subtitles | أشعر بأن تناول هذه البرغر هو أفضل شيء في الحياة حالياٌ |
Bu yüzden belki o makarna suşi pide burrito donut burger sandviçi reddetmek isteyebilirsin. | TED | فربما تريد أن تتخلي عن أكل الباستا والسوشي و بيتا بوريتو والكعك المحلى و سندويتش البرغر |
Bence burger de, bundan en az senin kadar zevk alıyordur. | Open Subtitles | أوه أعتقد أن هذا البرجر ربما يكون مستمتعاً بهذا بقدرك أنتِ |
Hayır, burger King'in yanındaki erkekler tuvaletini kullanıyorlar. | Open Subtitles | اظن انهم استعملوا الحمام المجاور لملك البرجر |
burger Word ya da Happy Bun gibi idari yapının basit olduğu bir yerde çalışmıyoruz. | Open Subtitles | الأمر ليس كعالم البرجر أو العالم السعيد كعكتي . هيكل السلطة بسيط |
Büyük Ahıl burger'inden, Gülümseyen patates ve portakal soda istiyorum. | Open Subtitles | أودّ بيرجر الحضيرة الكبير , سملي وبطاطس مقلّية و عصير برتقال. |
Los Angeles'de bir Hızlı burger açabiliriz. | Open Subtitles | إذا سارت الامور كما نخطط لها نستطيع فتح كويكى بيرجر في لوس أنجلوس |
Siz Krusty burger reklamını seyrededurun, ben de yürütmenin durdurulması için başvuracağım. | Open Subtitles | شاهدوا هذا الإعلان لمطعم كرستي بيرغر حتى أرد على هذه |
Yıllardır yediğim en iyi burger. | Open Subtitles | فى الواقع، هذه أفضل شطيرة همبرغر تناولتها منذ سنوات |
İsterseniz Ring A Ding burger'e gidebiliriz. | Open Subtitles | بامكاننا دوما أن نذهب إلى شطائر رين أدينج |
O sırada, burger, bir Alman işçi, | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء، ترى العامل الألماني، " بورجر "، |
Patlıcanlı burgerden daha çok sevdiğim tek şey çikolata kaplı patlıcanlı burger. | Open Subtitles | يا رجل، الشيئ الوحيد اَحْبُّ الأفضلَ من بيرجرِ باذنجانِ... . . بيرجر باذنجانِ. |
Biraz konuştuk, ve sonra masum bir burger yemeye gittik. | Open Subtitles | 02 تحدثنا لفترة، ثم خرجنا لتناول هامبرجر بريء. |
Sonra kızların sımsıkı kısa bluzlar giyip big burger servisi yaptığı lokantalardan birine giderdik. | Open Subtitles | وكنا سنذهب لتلك المطاعم التي ترتدي بها النادلات القمصان الضيقة وتقدمن الهمبرغر الكبير |
Bir peynir seçersin, bir peynirli burger ve yemek için bir restoran? | Open Subtitles | انت تفضلين نوع واحد من الجبن، نوع واحد من الشطائر ومطعم واحد لكى تأكلى فيه؟ |
Peynirli Ayakkabı burger'a 303 sosuyla şöyle yazarız... | Open Subtitles | نحصل على البيرجر و الحذاء . .. والجبن و صلصة303 |
Bana bakma! Buraya gelip aptal bir burger King yıldızı görmek isteyen sendin. | Open Subtitles | أردتَ صُعُود هنا ويَنْظرُ لبَعْض البيرجرِ الغبيِ الملكَ مذنبِ. |