"canavardı" - ترجمة من تركي إلى عربي

• وحش
• وحشاً
• وحشًا
• وحوشاً
• وحشا
• كان الوحش

Belki de Hugh Crain canavardı ve o zorladı. Canavar mı?
مثل لَرُبَّمَا هيو كراين كَانَ وحش مروّع وقادَها إلى الانتحار

Onun başarılı olmadığından değil. Korkunç kötü bir canavardı.
لا يعنى أننى لم أحصل عليه لقد كان وحش, شرير, فظيع

Bu, insanlardan, atlardan, kılıçlardan, mızraklardan kölelerden kurulu, hayal bile edilemeyecek kadar büyük küçücük Yunanistan'ı mideye indirmek isteyen dünyanın mantık ve adalet adına tek umut ışığını söndürmeye hazırlanan bir canavardı.
إنه وحش يتخذ له من الرجال جيادا وسيوفا ورماحا جيش جرار من العبيد يفوق الخــــيال مجهز للاتهام اليونانيين لقمة سائغة

Evet biliyorum. Acımasız bir canavardı.
نعم , أعرف لقد كان وحشاً شريراً

Kesinlikle bir canavardı.
لقد كان وحشاً بالتأكيد

- Babam o sonu hak eden bir canavardı.
أبي كان وحشًا واستحق نهايته

Çocukların da, senin olduğun gibi, canavardı.
أبنائك كانوا وحوشاً مثلك تماماً

Onları o öldürmedi. Bunu yapan tarih öncesi bir canavardı! Onu sadece Profesör kontrol edebilir.
هو لم يقتلهم أنه وحش ما قبل التاريخ الأستاذ فقط الذي يمكنه التحكم فيه

Hadım edilmiş biri gibi hissetmemek için cinayet işleyen, işkence yapan şeytani bir canavardı o.
لقد كانَ وحش شرير استخدم القتل والتعذيب كي يجنب نفسه من الشعور بالوحدة

Sadece Yunan mitolojilerinde olduğunu sandığım canavardı.
أنه وحش ظننتُ بأنه تواجد فقط في صفحات الأساطير اليونانية

- O bir canavardı. Şimdiye kadar gördüğüm en büyük balık.
لقد كان وحش أكبر وحش أشاهده في حياتي

Tanrılarla savaşması için yaratılmış bir canavardı o.
. كانت وحش خُلق ليخوض معارك مع الآلهة

Bu adam bir canavardı, ve destek topluyordu.
لقد كان الرجل وحش ، وكان لديه الدعم

Francis haklı. Hulk bir canavardı.
فرانسيز صحيح الرجل الاخضر كان وحش

Ayrıca manyak adam öldüren bir canavardı.
وصدف أنها كانت وحش يقتل الرجال

Alabalıktan ziyade bir canavardı.
كانت أقرب إلى وحش منها إلى سمكة سلمون

Bir tür canavardı.
كان وحشاً من نوع ما

- O bir canavardı.
لقد كان وحشاً أجل

O bir canavardı ama Jacob başka kimsenin zarar görmeyeceğine söz verdi.
لقد كانت وحشاً (لكن (جايكوب وعدني أنه لن يؤذى أحد آخر

Babam hak ettiğini bulan bir canavardı.
فأبي كان وحشًا إستحقّ مصيره.

Damon bir canavardı, ve bana ve arkadaşlarıma korkunç şeyler yaptı, ve eskiden ondan nefret ediyordum.
(دايمُن) كان وحشًا وارتكب فظائع في حقي وحق أصدقائي وكنت أكرهه لذلك.

Öldürdüğüm herkes birer canavardı.
وكل الرجال الين قتلتهم كانوا وحوشاً

Doğruyu söylemek gerekirse bu adam eskiden bir canavardı. Piyasaya ilk çıktığında attığı toplar vurulamazdı.
هذا الرجل ، اعتاد أن يكون وحشا عندما صعد أولا

- Ona benzer... {\1c00FFFF}Bu, 'şehvet' dediğimiz canavardı, ki son zamanlarda buna yenik düşmüştü.
-نوعاً ما كان الوحش المسمى بالشهوة الذي خضع له مؤخراً