| Hakimler celpleri şeker gibi dağıtıyorlar. | Open Subtitles | لخمس سنوات و القضاة يعطون هذه المذكرات كالحلوى |
| Çünkü onaylanmamış bir ifadeyle bu celpleri iptal etmekle kalmam tüm davayı sonlandırırım. | Open Subtitles | لأنه بدون شهادة مؤيدة له انا لن ألغي فقط هذه المذكرات بل قضيتك برمتها |
| Savcı o celpleri çıkartırsa ne yapacağımız hakkında. | Open Subtitles | بخصوص ماذا؟ بخصوص ما سنفعله اذا حصل المدعى العام على تلك المذكرات |
| Bu da demektir ki; artık uzun süreli dinlemeler yok, yeni mahkeme celpleri yok işe yaramaz şeylerin çevresinde dolanmak yok. | Open Subtitles | هذا يعني ، لا مزيد من عمليات تنصّتِ طويلة ولا من الإستدعاءات لا مزيد من تضييع الوقت |
| Ve sen, o mahkeme celpleri konusunda ecel terleri dökerken | Open Subtitles | أما أنتِ فأصابك الرعب من تلك الإستدعاءات |
| - Şehirde dolaşan mahkeme celpleri. | Open Subtitles | -كل تلك الإستدعاءات -وذلك أيضا |
| Bu hafta celpleri de dağıtmaya başlayacağız. | Open Subtitles | وحصلنا على مذكرات استدعاء للخروج هذا الأسبوع أيضاً. |
| Şimdi bahsettin de aklıma geldi, hakim o celpleri çıkarabilmem için sen ile Mike Ross'u bağlayacak bir şey bulmam gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | حسنا, الآن بما انك ذكرته القاضية قالت اني احتاج شيئا لاثبات احتيال (مايك روس) حتى تصدر هذه المذكرات |
| - O celpleri istiyorum. - Hayatta olmaz. | Open Subtitles | اريد المذكرات ايضاض |
| Mahkeme celpleri ve Demper'in-- | Open Subtitles | الإستدعاءات وحقيقة أن (دامبر)... |
| celpleri hazırlarız. | Open Subtitles | سنعمل على مذكرات استدعاء |