Bence şarlatanlar beni neredeyse öldürdükleri için üzülüyorlar bu yüzden cenaze için dışarı çıkmama izin verdiler. | Open Subtitles | اعتقد الدجالين شعرو بالسوءعن قتلي لذلك سمحو لي بالحضور للجنازة |
Bu gece geç saatlerde, cenaze için uçmam gerek. | Open Subtitles | إذن عليّ أن أطير متأخرة للجنازة الليلة. |
Kemerlerin çözülmesi ve cenaze için onun başka bir sedyeye konulması gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تزال الأربطة و وضعه في عربة أخرى .من أجل الجنازة |
Belki burada kalıp cenaze için dinlensen daha iyi olur. | Open Subtitles | ربما كان من الأفضل أن تبقى بالمنزل وتستعد لحضور الجنازة |
cenaze için babamın kravatlarından birini ödünç alıyorum. | Open Subtitles | أستعير أحد رابطات العنق من أبي لأجل الجنازة. |
Merhaba, bir cenaze için çiçek sipariş etmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً. أتصل لطلب زهور لأجل جنازة. |
Evet, ama başka bir cenaze için pek havamda değilim. | Open Subtitles | نعم، لكني لست في مزاج لجنازة أخرى |
Anlaşılan cenaze için biraz geç kalmışım. | Open Subtitles | يبدو أنى تأخرت قليلاً على الجنازة |
- Ahh! Herneyse, 2B'deki Carla, cenaze için para topluyor, yani, eğer istersen... | Open Subtitles | على العموم ، كارلا الساكنة في ب ٢ تقوم بجمع المال من أجل جنازته |
Belki de sadece cenaze için gelmiştir. | Open Subtitles | أتعرف ، ربما هو هنا للجنازة فقط |
cenaze için Fredericton'a gideceğim ama reçeteyi orada yazdıramam. | Open Subtitles | لذا سأذهب إلى " فريدريكتون " للجنازة ولا أستطيع ملء وصفتي هناك |
Ve 352 franc cenaze için. | Open Subtitles | و 352 فرنك كمصاريف للجنازة |
cenaze için köye gitmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تذهب للجنازة |
Ben cenaze için falan gelmedim. | Open Subtitles | أنا لم أعود للجنازة |
Ama oraya varır varmaz... babam öldü ve cenaze için buraya geldim. | Open Subtitles | و لكن و بعد وصولنا إلى هناك توفي والدي , و عُدت إلى هنا من أجل الجنازة |
cenaze için birşeyler seçmesi gerektiğini söyledi, ve biraz yardıma ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | تحاول أن تختار أموراً من أجل الجنازة وتحتاج لبعض العون. |
Trent cenaze için şehirde. | Open Subtitles | توفي والده قبل ثلاثة أيام، و(ترينت) في المدينة لحضور الجنازة. |
Alfred cenaze için Yorkshire'a geliyor. | Open Subtitles | . وسوف يأتي (ألفريد) لحضور الجنازة |
-Hayır, efendim. Her şey iyiydi. -Bir cenaze için. | Open Subtitles | لا, سيدي كل شيء كان جيدا لأجل الجنازة |
Merhaba, bir cenaze için çiçek sipariş etmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً. أتصل لأطلب زهور لأجل جنازة. |
Evet, ama başka bir cenaze için pek havamda değilim. | Open Subtitles | نعم، لكني لست في مزاج لجنازة أخرى |
O cenaze için geldi ama. | Open Subtitles | لقد جاء على الجنازة |
cenaze için öldürdü. | Open Subtitles | قتله من أجل جنازته. |
Tatlım, cenaze için gün kararlaştırmamız lazım. | Open Subtitles | عزيزتى يَجبُ علينا أَنْ نَستقرَّ على ميعاد للجنازةِ |
Sadece cenaze için izin verirler. | Open Subtitles | إنهم يسمحون بمد إجازات الغياب في حالة الجنازات فقط |