| Burada toplanma nedenimiz birinci sınıf asker Chance Russell Phelps'i onurlandırmak. | Open Subtitles | نحن هنا لنكرم حياة جندي درجة أولى خاص تشانس راسل فيليبس |
| Chance parayı sana bıraktığını söyledi. Onu geri istiyoruz. | Open Subtitles | تشانس قال انه ترك المبلغ معك نريد استرجاعه |
| Dubois'de Chance'in şerefine bu gece toplantı yapılıyor. | Open Subtitles | مجمع المحاربين القدامى أعلنو في ديبويز بأنهم سيقومون بإجتماع الليلة لتكريم الفقيد تشانس |
| Chance'i evine getiren denizci siz misiniz? | Open Subtitles | هل أنت رجل البحرية الذي رافق تشانس إلى بلدته |
| Ajan Chance Carla Town'un eşyalarını inceledi. | Open Subtitles | العميل شانس فَحصتْ حاجياتِ كارلا تاون ، منذ 8 دقائقِ مضتِ |
| Sadece Chance, asker olarak geri döndü ve hala Chance'ti. | Open Subtitles | لكن تشانس عندما رجع من معسكر التدريب لقد كان متأكد كما الجحيم بأنه سيكون جندي في البحرية |
| Chance demek, Irak'ta bize göz kulak olan 46 numara ayakkabı demekti. | Open Subtitles | في العراق كان تشانس بذلك الحذاء القديم الكبير بمقاس 12 هو الذي كان يحرصنا |
| İlk iki aracı kontrol ettikten sonra kendi aracımıza döndüm ve Chance'in her yere ateş ettiğini görebiliyordum. | Open Subtitles | وبعدما تحققت من العربتين الأولتين وعندما إستدرت ..إلى عربتنا و كان بإمكاني أن أرى تشانس وهو يطلق في جميع الأماكن |
| Bilmelisiniz ki Chance birçok insanın yüreğini dağladı. | Open Subtitles | يجب أن تعلموا هذا أن تشانس قد أثر على الكثير من الناس |
| Sevgili Bay ve Bayan Phelps eminim şimdiye kadar Chance'in ölümünden haberiniz olmuştur. | Open Subtitles | عزيزي وعزيزتي السيد والسيدة فيليبس أنا متأكد من الأن أنكم قد تعلمتم من موت تشانس |
| Chance, bana ve burada, ikinci müfrezede bulunan herkese çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | تشانس يعني العالم بالنسبة لي ولجميع هنا في الفصيلة الثانية |
| İronik, ama eminim ki dünyada Chance Phelps gibi başka adamlar olsaydı askerlere gerek kalmazdı. | Open Subtitles | إنها سخرية القدر والذي أنا متأكد منه لو أن العالم لديه رجال مثل تشانس فليبس لما كان هناك حاجة لسلاح البحرية |
| Bak, bu işin tamamen bitmesini istiyorsak Chance'i finale çıkarmalıyız. | Open Subtitles | انظر, في حال نجح هذا يجب ان نذهب بـ"تشانس" للنهائيات |
| Chance'ın ofise Noel ağacı koymamı bile istemediğini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين إن تشانس لا يريد منا ان نمتلك شجرة عيد ميلاد في المكتب؟ |
| Chance ve Winston ailenin biraz daha iyi iletişim kurmasını sağlamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | تشانس وويستون يساعدون والديك بالتواصل مع بعضهم بشكل أفضل |
| Chance beni yere seriyor eşime ateş edilip, çamaşırhaneye tıkandı oğlum da partide öldürülüyordu az daha! | Open Subtitles | يعاملني تشانس كالفتاة السمينة أطلق َ النار على زوجتي ودفعت في الخزانة وولدي كاد أن يموت في الحفلة |
| Bay Chance Joel'in sizin gibi olmadığını anlamanız gerek. | Open Subtitles | سيد تشانس يجب أن تدرك إن جويل ليس واحداً منكم |
| Ames, bir defa daha soruyorum Chance ve takımının nerede olacağını söyler misin? | Open Subtitles | أميس, انظري مرة أخرى اشرحي لي أين سيكون تشانس وفريقه |
| Ama Bay Chance'e göre, ona tuzak kurulmuş bu kasanın içinde ne varsa onun kurtulmasına yardımcı olabilir. | Open Subtitles | انه بالفعل في السجن بتهمة القتل ولكن وفقا للسيد تشانس انه تم تلفيق التهمه له وأيا كان داخل هذه الخزانة |
| Arkamda Chance'in silahının mücahitlerin üzerine kurşun saçtığını duyabiliyordum. | Open Subtitles | كان بإمكاني سماع شانس وإطلاقه بــ 240 يطلق بكم كبير من الرصاص على المجاهدين |
| Buraya Chance Harbor'u cadılardan temizlemeye geldim ve başarısız olmayacağım. | Open Subtitles | "اتيتُ هنا لتخليصِ "شانس هاربور من السحرة ولن افشلَ ابداً |