Sonra günlerden bir gün, turun ortasında, Danimarka'da, yazar Colum McCann ile aynı sahneyi paylaştığım Louisiana Müzesi'ne gittim. | TED | وفي يوم جميل،في منتصف جولتي، ذهبت إلى لويزيانا وهو متحف في الدنمارك حيث تقاسمت االمسرح مع الكاتب كولوم ماكان. |
Colum McCann ile o gün konuşurken, sonunda jeton düşmüştü. | TED | التحدث مع كولوم ماكان ذلك اليوم ، كان النقطة المضيئة. |
Bir haftalık gözlemin ardından Colum'un durumuna Toulouse-Lautrec sendromu tanısı koydum. | Open Subtitles | بعد أسبوع من المراقبة (وتشخيص حالة (كولوم "بإسم متلازمة "تولوز لوتريك |
Colum seyahat edemiyor o yüzden toplanmaya gelemeyen kiracıları gezme işi bana düşüyor. | Open Subtitles | الكولوم لايسافر لزيارة المستأجرين وجباة الضرائب لذا من يجمع كل هذا .لقد وقع الامر علي |
Jakobitler için toplanan parayı Colum'a vermiş ve ne bunun verdiğiymiş ne de Colum'un aldığıymış. | Open Subtitles | لقد أعطى الكولوم المال الذي قد جمعناه من اجل اليعاقبه ولم يكن ملكه ليعطيه ولم يكن ملك الكولوم ليأخذه |
Colum'un bu karanlık günü görecek kadar yaşamaması büyük lütuf! | Open Subtitles | انها نعمة... كولوم لم يعيش ليرى هذا اليوم المظلم |
Geçen gece Colum'un aldığı da buydu. | Open Subtitles | هذا ما شربه كولوم الليلة الماضية |
Colum ve Dougal... annem Aileen Mackenzie ve Colum ile Dougal'ın ablasıydı. | Open Subtitles | (كولوم) و(ماكنزي) (والدتي اسمها (أيلين ماكنزي (الأخت الكبرى ل(كولوم) و(دوغال |
Colum annemin Malcolm Grant'le evlenmesini istemiş. | Open Subtitles | (أراد (كولوم) أن تتزوج أمي ب(مالكوم جرانت |
Yeğeninin karısını kaçırarak Colum'u sinirlendirmeyecek kadar da düşünceli. | Open Subtitles | (ولديه عقل أفضل من إثارة غضب (كولوم عن طريق اختطاف زوجة ابن أخيه |
Tıbbın 18. yüzyıldaki durumu göz önüne alınınca Colum Mackenzie kesinlikle sayılı günlerini yaşıyordu. | Open Subtitles | ونظرًا لحالة الطب في القرن الـ18 كولوم ماكنزي) كان حتمًا) على قيد الحياة، في آخر عمره |
Colum seni Mackenzielerin karşısına şifacı olarak çıkarmakla avantaj sağlıyor. | Open Subtitles | كولوم) يتخذ الإجراءات لإحضاركِ) (لتكوني مُعالجة (مكانزي |
Belki de Colum bu gece ormana fazladan devriye yerleştirmemiştir. | Open Subtitles | أو سيكون على (كولوم) إضافه المزيد من الحُراس عبر الغابات في الليل |
Jamie dayısı Colum'a sadakat yemini ederse sıradaki toprak sahibi o olacak. | Open Subtitles | إذا تعهد (جيمي) بالولاء (لعمه (كولوم سيكون هذا بدايته ليصبح أمير |
MacKenzie klanının kendini parçalayıp yok etmediğine Colum ve Dougal'la olan ilişkimin düzeldiğine mutlu olmam gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب ان أكون سعيد بأن عشيرة ماكنزي لم تتمزق الى أشلاء وبأني قد أصلحتُ علاقتي مع الكولوم ودوغال |
- Barış gelenekten daha önemli olduğu için Colum kamuya açık konumunu değiştirerek zayıf görünen riski tercih etti. | Open Subtitles | و الكولوم قد خاطر بأن يبدو ضعيفاً أمام العامه بتغيير قراره بسبب أن السلام اهم من الاعراف |
Colum'la görüşüyor ama düşkün olduğu Dougal'dır. | Open Subtitles | انه يجمتع مع الكولوم ولكن دوغال المولع به |
Görünüşe göre Colum ve Dük'ün ruh hâlleri oldukça iyi. | Open Subtitles | الكولوم والدوق يبدون في حاله معنويه جيده |
Sence Colum onu da cezalandırmak niyetinde mi? | Open Subtitles | هل تعتقد بأن الكولوم ينوي معاقبتها ايضاً؟ |
Evet, onu Colum'un öfkesinden korumak için hiç kimse olmayacak. | Open Subtitles | أجل, لن يكون هناك أحد لينقذها من غضب الكولوم |
Kevin, Johnny ve Colum hala oradalar. | Open Subtitles | كيفين، جوني و كولم ما يزالوا هناك، أتعرفين؟ |