Yani, odamdaki döşemenin altından çıkan albüm senindi, değil mi? | Open Subtitles | أقصد، هذا سجل قصاصاتك تحت أرضية غرفة نومي، صحيح ؟ |
Bayım, sizden daha fazla para almayı biz de isteriz... ama benzin döşemenin altına geçmiş. | Open Subtitles | سيدي، سيدي، نود أخذ المزيد من مالك ولكن لديكَ أرضية منقوعة تماماً بالبنزين |
Sahne makyajının uğultusu, döşemenin gıcırtısı sahne arkasındakiler, şeytanlarıyla bir başına sinirli, azgın ve öfkeli. | Open Subtitles | صيحة مساجيق التجميل, وصوت صرير أرضية المسرح, الجميع خلف المسرح, مع هؤلاء الشياطين, قلقون, وشبقون, وغاضبون. |
Burada döşemenin altına saklanmış cesetler vardı. | Open Subtitles | كان هناك جثث هنا، أجسام مدفون تحت الألواح الأرضية. |
İyi ki döşemenin üzerindeyken ölmedi. Kokusundan hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | سعيدة انه لم يمت تحت الارضية فانا اكره الرائحة |
Yatağın altında, döşemenin içinde güvenli bir kasa var. | Open Subtitles | هناك مكان آمن في المقصورة، تحت السرير، تحت ألواح الأرضية. |
döşemenin altını kazması gerekiyormuş ve işi 600 dolara yapacakmış. | Open Subtitles | قال أنه مضطر لأن يحفر تحت البلاط أو شئ كهذا و ستكون التكلفه حوالى 600 دولار |
Ahşap döşemenin üzerinde topuklu giyme, tamam mı? | Open Subtitles | لا كعوب حذاء على أرضية الخشب، اوكى؟ |
Ve buradaki döşemenin altında gömülü. | Open Subtitles | وتم دفنه تحت أرضية الغرفة |
- Sanırım döşemenin altında bir saklanma yeri var. | Open Subtitles | - أعتقد هناك إختفاء فضاء تحت الألواح الأرضية. |
Önceleri döşemenin altına koyuyorduk. | Open Subtitles | محشو تحت الألواح الأرضية |
Budala, yaşlı bir gündelikçiydi. Parasını döşemenin altında saklarmış. | Open Subtitles | انها لم تكن اكثر من خادمة تحتفظ باموالها تحت الارضية من اجل الشفقة عليها |
döşemenin orada bir şey var. Duyabiliyorum. | Open Subtitles | هناك شيئ تحت الارضية انا أسمعه |
Şuradaki döşemenin altında bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيئ تحت الارضية تماماً هناك |
döşemenin altını kazması gerekiyormuş ve işi 600 dolara yapacakmış. | Open Subtitles | قال أنه مضطر لأن يحفر تحت البلاط أو شئ كهذا و ستكون التكلفه حوالى 600 دولار |