| Alıcı ışığın şiddetinde oluşan küçük ve ince değişiklikleri bir elektrik sinyaline dönüştürüyor. | TED | المستقبل سوف يحول هذه التغيرات الصغيرة و الطفيفة في المدى التي نوجدها هناك الى اشارة كهربية |
| Daha fazla ayak vurmak problemi çözmüyor çünkü ortalama bir yüzücü harcadığı enerjinin sadece yüzde üçünü öne ilerleme hareketine dönüştürüyor. | TED | التخبيط بقوة بواسطة الأرجل لا يحل المشكلة. لأن السباح العادي يحول فقط ٣٪ من الطاقة إلى حركة أمامية. |
| Özellikle, incelediği bir demirci Kibera Nairobidedir, Landrover' ın milini demirci keskisine dönüştürüyor. | TED | وبالتحديد تتحدث عن هذا الحداد بمدينة كيبرا في نيروبي، والذي يحول عمود المحرك من سيارة لاندروفر إلى إزميل. |
| Buradaki yoğun basınç, hidrojen gazını çalkantılı metalik bir sıvıya dönüştürüyor. | Open Subtitles | الضغوط الهائلة هنا تحوّل غاز الهيدروجين إلى سائل فلزّيّ عنيف الحركة |
| Dediklerini yapmazsan, seni bir köpeğe dönüştürüyor. | Open Subtitles | إن لم يفعلوا ما يطلبهُ منهم يحولهم إلى كلاب خاصة به |
| İşletim sisteminiz komutları çalışabilir koda mı dönüştürüyor? | Open Subtitles | هل يحوّل نظام تشغيلكم إلى أكواد تنفيذية؟ |
| Numaralar ve bu çok güzel fakat o bunu çirkin bir şeye dönüştürüyor. | Open Subtitles | إنها فقط أرقام وهذا أمر جميل وهو يحولها إلى شيء قبيح |
| Demek istediğim kahrol asıca çok tatlı çok şeker ve mükemmel aynı zamanda tüm aileyi arızalar topluluğuna dönüştürüyor. | Open Subtitles | أعني .. ذلك اللعين لطيف و مهذب و كامل وهو يحول العائلة إلى حفنة من الحمقى |
| Uniforma yuzunden.Yetişkin bir erkeği capkin birine dönüştürüyor | Open Subtitles | انه بسبب الزي الرسمي يحول الرجل العاقل الى متعطش |
| Savunma bu olayı yanlış uygulama savunmasına dönüştürüyor. | Open Subtitles | المُدافعين يحول هذا عن جدال لقضية سوء تصرّف |
| Unutmayın, tekrarlanmış kullanımlar insanları canavara dönüştürüyor tamam mı? | Open Subtitles | لا تنسي تكرار الاستخدام من المفترض ان يحول الناس الذين يستخدمونه لوحوش حسنا؟ |
| Ailemizin bir kısmı yaptığımız eğlenceyi maceraya dönüştürüyor. | Open Subtitles | جزء من عائلتنا يحول ما نفعله إلى مغامرة ممتعة |
| Böyle bir çıkış noktası su hakkında düşünme biçimlerimizi baştanbaşa değiştiriyor, suyu koruma yollarımız hakkında karar verme yollarımızı dönüştürüyor, onu aynı büyükannemizi, annemizi, ablamızı, teyzelerimizi koruduğumuz şekilde korumamızı sağlıyor. | TED | هذا الأسلوب من الاتجاه في الأساس يحول طريقة التفكير حول الماء، يحول طريقة اتّخاذ القرارات حول كيفية حماية الماء، حمايته بنفس الطريقة التي تحمي بها جدّتك. أمك، أختك، عمّاتك. |
| duygusal sıkıntılarınızı fiziksel sıkıntılara dönüştürüyor olmanız mümkün mü? | TED | هل بالإمكان أن تحوّل المعاناة العاطفيّة إلى مجرد انزعاج مادي؟ |
| Aptal alışveriş listesi, yemeği işe dönüştürüyor. | Open Subtitles | لائحة المقاضي الغبية، تحوّل الأكل لعمل |
| Dediklerini yapmazsan, seni bir köpeğe dönüştürüyor. | Open Subtitles | إن لم يفعلوا ما يطلبهُ منهم يحولهم إلى كلاب خاصة به |
| Mürekkepli olanı ağartıyor ve onları yüzlercesine dönüştürüyor. | Open Subtitles | يبيض الحبر من هذه ومن ثم يحولهم إلى مئات |
| Yazılım, standart klavyeyi Vietnam karakterlerine dönüştürüyor. | Open Subtitles | وهو يحوّل لوحة المفاتيح الإعتيادية إلى الحروف الفيتنامية. |
| Havayı, ateşe dönüştürüyor. Ve tek seferde bir düzine adam öldürüyor. | Open Subtitles | إنه يحوّل الهواء إلى نار ويقتل العديد من الرجال في آنٍ واحد |
| Görünüşe göre bu sandviç tezgahı, mutluluğunu tüketip onu yanmış ekmek ve borca dönüştürüyor. - Yani? | Open Subtitles | يبدو بأن هذا المطعم يستهلك سعادتك و يحولها إلى خبز محروق و ديون |
| Bedenini ele geçirip seni bambaşka bir şeye dönüştürüyor. | Open Subtitles | إنه يستحوذ على الجسد ويحوله إلى شيء آخر |
| Kendisine bir beden bulup bedenin irtibata geçtiği kişilerin enerjileri ile besleniyor ve onları birer kabuk haline dönüştürüyor. | Open Subtitles | إذً، إنه يجد مضيف يتغذى على الطاقة التي ينتجها الجسم المتلامس معه ويحولهم لتلك القشريات التي رأيناها |
| Onları oyuncağa dönüştürüyor. | Open Subtitles | انه يحولهم الى ألعابه |
| Trenin burnu kar ve buzu topluyor ve suya dönüştürüyor. | Open Subtitles | أنف القطار،يقوم بإختراق الثلج و الجليد ويقوم بتحويلها الى مياه. |