dört yüz yıldır bekliyoruz, ve Casey geç kaldı. | Open Subtitles | إن انتظرت أربعمائة عام سيبقى كايسي متأخراً |
Üç yüz. Üç yüz elli. dört yüz Dinar. | Open Subtitles | ،ثلاثمائة، ثلاثمائة و خمسون أربعمائة دينار |
Bir efsaneye göre dört yüz yıl önce bir gemi bu civarda durup bir define bırakmış. | Open Subtitles | هناك أسطورة. قبل أربعمائة سنةً، سفينة تَوقّفتْ قريباً من هنا وتَركَت وراءها كنز. |
Bu bölgede, dört yüz yıldır Waverly'ler yaşıyor. | Open Subtitles | لقد بقيت عائلتي تعيش هنا منذ أربعمئة سنة |
dört yüz lira artı karın memelerini gösterirse tamamız. | Open Subtitles | سأخبرك بماذا. أعطِني أربعمئة ودعني أرى أثداء زوجتك |
Ha? dört yüz otuz bin AM-erikan dolari. Hem de bir ayda! | Open Subtitles | أربع مئة و 30 الف دولار لعين بشهر واحد |
- dört yüz doksan yaşına kadar mı? | Open Subtitles | أربعة مئة و تسعون ؟ نعم . معركة المداعبة ! |
Snakeir'ın kütlesi-- iki yüz bin, dört yüz altmış bir ton. | Open Subtitles | مارلين: كتلة سنايكر - مئتان ألف , أربعمائة طن واحد وستّون |
Sadece dört yüz getirdik. | Open Subtitles | رجلكم أخبرنا بأنّها أربعة نحن علينا دفع أربعمائة جنيه فحسب |
Sihirli tılsımlar... dört yüz yıl boyunca onun... canlılığını askıda tutan bir yere, hapsetmek için kullanıldı. | Open Subtitles | تعويذات سحرية كانت مستخدمة لوضعها في حالة جمود منذ أربعمائة سنةً |
dört yüz yıldan beri olgunlaşan demokrasi ve Parlamento'daki meslektaşlarım -ki bu insanlar tek tek incelediğimde bana epey etkileyici, eğitimli enerjik, bilgili insanlar olarak görünüyorlar - derin mi derin bir hayal kırıklığı demek oluyor. | TED | لقد قمنا بتنمية الديمقراطية على مدار أربعمائة سنة إني أرى في زملائي في البرلمان كأفراد أشخاصاً مهمين، ومثقفين مليئين بالحيوية، واعين ولكن مع ذلك يشعرون بالإحباط |
dört yüz elli sekiz deney. | Open Subtitles | أربعمائة وثمانية وخمسون التجارب. |
Yüksek emilim düzeyinde, iki yüz, belki de dört yüz röntgenden. | Open Subtitles | مئتان، لربّما أربعمائة roentgens، بالنسبة العالية من الإمتصاص. |
dört yüz pound için kafese kapatılırlar. | Open Subtitles | أربعمائة باوند من الغضب القاتل محبوس في صندوق . |
Burada dört yüz var. | Open Subtitles | هذه هي أربعمائة جنيه ما الأمر! لقد قلتُ خمسة |
dört yüz dolar! | Open Subtitles | .أربعمائة دولار |
Babam, savaştan sonra, sadece komutasına duyulan saygıyla dört yüz adamı bir arada tuttu. | Open Subtitles | أبي جمع أربعمئة رجل معاً بعد الحرب بلا شيء غير احترامهم له |
dört yüz yıldır... inananlara böyle düşmanca davranan bir Papa olmamıştı. | Open Subtitles | لقد مضت أربعمئة سنة منذ تولي البابا مثل هذا الموقف العدائي تجاه المؤمنين |
Ne diyeceğim. dört yüz lira artı karın memelerini gösterirse tamamız. | Open Subtitles | أعطِني أربعمئة ودعني أرى أثداء زوجتك |
"dört yüz elliye çıktı." | Open Subtitles | أربع مئة و خمسين |
dört yüz otuz üç leş. | Open Subtitles | أربع مئة وثلاثة وثلاثون جثة |
- dört yüz elli. | Open Subtitles | أربعة مئة وخمسون - |