Beyinde meydana gelen milyarlarca yüksek bağlantılı sinirler gibi, sinir ağının basit bir çalışma birimine "nöron benzeri" düğümü deniyor. | TED | تمامًا كما أن الدماغ يتكون من مليارات الأعصاب المتصلة بقوة فإن الوحدة التشغيلية الأساسية في الشبكة العصبية هي العقدة العصبية |
düğümü öbür tarafa alarak ipi tekrar bağlıyor ve beni 50 metre daha indiriyordu. | Open Subtitles | أسدال الحبل بألة التنزيل مع وجود العقدة على الجهة الأخرى تشبيك الحبل مرة أخرى بنفسه و أعادة أنزالي ال 50 مترا الباقين |
Sonra düğümü kendi içerisinde yükseltmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | و محاولة وضع العقدة حول نفسها و حول نفسها |
Her şey içeriden halledilmiş. Cani'ni düğümü, gerçek bir tecavüz yok. | Open Subtitles | كل شيء مغلق من الداخل عقدة الخانق ، وليس اغتصاب فعلي |
Bu, kravat düğümü örüntüleri için oluşturmuş olduğumuz bir dil, ve yarı-Windsor düğümü de öyle. | TED | هذه هي اللغة التي ابتكرناها لأنماط عقد ربطة العنق، وهذه هي عقدة نصف وندسور. |
Güç düğümü, Hedge'in tek bir blok yığınına enerji yüklemesine olanak tanıyor. | TED | مكنت عقدة القوة هيدج بإمداد كومة وحيدة من الأحجار بالطاقة. |
Birinin Kurbanı bağladığını, ve sonra düğümü çözemediklerini düşünüyorum, çünkü çorap erimişti. | Open Subtitles | أظن شخص قيده ولم يستطع فك العقدة لأنها تذوب |
Çift Langford bir ıslak ortam düğümü değil. | Open Subtitles | العقدة المزدوجة لا تنفع في المياه خطرة جدا |
Evet, ama yine de bu düğümü atan kişi de solak olmalı. | Open Subtitles | لكن رغم ذلك، فلا بد أنّ من ربط العقدة هو شخص أعسر أيضاً |
Kastaki düğümü çözdüm galiba. | Open Subtitles | . أظن أنني حللت تلك العقدة والان, من التالي؟ |
Fakat en büyüğü kızkardeşleri özgür kalabilsin diye, deyim yerindeyse, düğümü kesip atma metanetini gösterince, kendini ele vermiş ve asılmıştı. | Open Subtitles | ولكن, عندما تطوعت البنت الكبرى لتحل العقدة, كما يقولون من اجل ان تتحرر اخواتها ووهبت نفسها, ثم شُنقت |
Pekala, diğer düğümü deneyelim. Orada! İşte bu! | Open Subtitles | حسناً ، جرب العقدة التالية هناك ، هذا هو الطاقة تتجمع هذا ليس جيداً هل جهاز الكمبيوتر الخاص بك على ما يرام ؟ |
Bu karışıklığı, bu düğümü çözüp annenin, babanın ve çocuğun memnuniyetini sağlayabilirsen eve dönüş yolun boyunca karşına çıkmayacağım. | Open Subtitles | لو إستطعت حل هذا التشابك، هذه العقدة لإرضاء الأم والأب والابن، سأبتعد عن طريقك في بقية رحلتك للمنزل |
Enerji bariyerleri görevlerinin ikinci hedefleri olan Yaradılış düğümü'ne ulaşmalarına engel oluyor. | TED | يفصلهما عن هدفهما الثاني حواجز من الطاقة: عقدة الإبداع. |
İntihar edenler genelde düğümü gevşek tutar. | Open Subtitles | المنتحرون عادة يتركون عقدة فضفاضة ليسمحون للجاذبية أن تؤدي عملها |
Tırmanmak için kullandığınız düğümü, kurbanınızı bağlamak için kullandınız... ve onu göle attınız. | Open Subtitles | أنت تعرف عقدة كنت تستخدم لتسلق الجبال؟ أنت استخدمها لربط الضحية الخاص وتفريغ له في البحيرة. |
- Senin gibi bir kadın kusursuz bir gemici düğümü atmayı nasıl öğrenir? | Open Subtitles | من أين تتعلم امرأة مثلك كيفية ربط عقدة محكمة؟ |
Tüm gece boyunca kendimle mücadele ettiğimi, bir yanım basit kurtulma düğümü attığına gözü kapalı yemin ediyor, diğer yanımın ise çift Langford attığımdan kuşkusu yok. | Open Subtitles | وهي أني أتصارع مع نفسي بسبب تلك الليلة نصفي متأكد أني ربطت عقدة بسيطة والنصف الاخر يجزم أني ربطت عقدة مزدوجة |
Dedim ya, Çift Langford düğümü daha sıkı tutar. | Open Subtitles | كما قلت , عقدة لانجفورد المزدوجة ستكون اكثر إحكاماً |
Ama sıkı dur, çünkü midende hissettiğin varoluşsal terör düğümü büyümek üzere. | Open Subtitles | لكن ثبت نفسك , لأن عُقدة وجود الإرهاب التى تشر بها فى معدتك على وشك أن تنمو بشكل أكبر |
Gemici düğümü yapmada iyi değilimdir. | Open Subtitles | -أنا لست بارعا في ربط العقد |