ويكيبيديا

    "düşünürler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يفكرون
        
    • سيعتقدون
        
    • سيظنون
        
    • سيفكرون
        
    • يعتقدن
        
    • سيظن
        
    • المفكرين
        
    • يظنوا
        
    • سيعتقد
        
    • يعتقدون
        
    • يفكرن
        
    • مفكرين
        
    • يشعروا بأنك
        
    • يظنون ان
        
    • أن يفكروا
        
    Para bazlı ekonomiyle imkansız olan demokrasi kuralları çerçevesinde düşünürler Open Subtitles فهم يفكرون بمعايير ديمقراطية, و هو مستحيلٌ في نظامٍ نقدي.
    Hapiste yatan çoğu adam puroyu, şarabı, güzel bir yemeği ve kadınları düşünürler. Open Subtitles معظم الرجال الذين يـُـكمنون في السجون يفكرون في السيجار النبيذ, وجبة شهية, والفتيات
    Ama sokaklarda ateş edildiğini ve cinayetleri okurlarsa ne düşünürler? Open Subtitles لكن إن سمعوا عن قتال فى الشوارع ماذا سيعتقدون ؟
    Sizin müşterim olduğunuzu düşünürler ve sizi rahatsız etmeye cesaret edemezler. Open Subtitles سيعتقدون أنك زبوني و لن يجؤوا على القيام بأشياء كهذه
    Şu bebeksi tene bir bakar ve bir kız daha bulduklarını düşünürler. Open Subtitles نظرة واحدة على تلك البشرة الناعمة و سيظنون أنهم يترصدون فتاة أخرى
    Neyse, eğer iki kişi olduğumuzu görürlerse, iki kere düşünürler. Open Subtitles على كل حال, اذا رأوا .اننا اثنين, سيفكرون مرتين
    Binaları, caddeleri, gökdelenleri ve gürültülü taksileri düşünürler. TED فهم يفكرون في المباني والشوارع وناطحات السحاب، وضجيج سيارات الأجرة.
    Nesilden nesle devam ediyorlar. Amaçsallar ve gelecekleri düşünürler. TED إنهم عابرون للأجيال. إنهم غائيون. إنهم يفكرون بالمستقبلات.
    İnsanlara bu soruyu sorduğunuzda, genellikle kültürle ilgili bir açıklaması olduğunu düşünürler. TED وعندما تسأل الناس هذا السؤال، فأنهم عادةً يفكرون بأن هذا له علاقة بالثقافة.
    İnsanlar dinozorların niçin ilginç olduğunu düşündüklerinde genellikle en büyük ya da en küçük dinozoru akıllarından geçirirler ya da en hızlısını ya da en çok tüyü olanı; en absürt zırha, dikenlere, dişlere sahip olanı düşünürler. TED عندما يفكر الناس في السبب وراء كون الديناصورات مدهشة، فعادةً ما يفكرون بأضخم أو أصغر ديناصور، أو من منها كان الأسرع، أو من كان مكسوًا بريش أكثر، أو من كان لديه درع أو كعب أو أسنان مضحكة.
    Başka aileler öğrenirse sorunun benim ajansımda olduğunu düşünürler. Open Subtitles إذا علمت العوائل الأخرى سيعتقدون أن وكالتي هي المشكلة
    Tüm o kadınlar senden bir hastalık kapacaklarını düşünürler. Open Subtitles وهؤلاء النساء سيعتقدون انهم سيحصلون على المال منك
    Eğer insanlar amcanı gördüğünü öğrenirse onunla bir entrika çevirdiğini düşünürler. Open Subtitles إذا إكتشف الناس أنك تزور عمك سيعتقدون أنك متواطىء معه
    Ama bir virüs yükler ve onu çökertirsek programın bir işe yaramadığını düşünürler. Open Subtitles لكن اذا زرعنا فيروسا وحطمناه لربما سيعتقدون أنه عطل
    Ama istasyona gitmezsek çok kötü olduğumuzu düşünürler. Open Subtitles لكن إن لم نذهب للمحطة، سيظنون أننا فظيعون.
    Büyük bir sorun olduğunu düşünürler. Bir filme böyle başlayamam. Open Subtitles سيظنون ان خطأ فظيعا قد حدث انا لا يمكننى ان ابدأ فيلما بهذه الطريقه
    Çok şansımız varsa, şelaleden düştüğümüzü düşünürler. Open Subtitles بأننا تركنا مراكبنا وتوجهنا نحو اليابسة وإن كنا محظوظين جداً سيظنون أننا سقطنا من الشلالات
    Öğrenirlerse senin hakkında ne düşünürler? Open Subtitles ماذا سيفكرون فيكِ لو أنهم اكتشفوا الأشياء التي فعلتيها؟
    Kadınlar her zaman seslerini ne kadar alçaltırlarsa o kadar seksi olduklarını düşünürler. Open Subtitles مرحى، مرحى فالنساء دائماً يعتقدن أنه كلما خفُت صوتهم أثناء الحديث، كلما بدوا أكثر جمالاً
    Onun için, bu konuda alçakgönüllü davran, yoksa insanlar gösteriş yaptığını düşünürler. Open Subtitles لذا كن متواضعا وإلا سيظن الآخرين أنك تتفاخر
    Dikkat çekici şekilde, 20. yüzyılın başında İslamî düşünürler, devlet adamları ve dinbilimciler arasında hâkim eğilim bu yöndeydi. TED وكان هذا منحى عام في كل المجتمع الاسلامي حتى بداية القرن العشرين مدفوعاً من المفكرين المسلمين ورجال السلطة و اللاهوتين
    O kadar ciddi güvenlik problemleri olduğunu düşünürler. Open Subtitles الأمر الذي يجعلهم على الأرجح يظنوا بأن لديهم مشكلة خطيرة جدا
    Orada görünmek istemezsin. Yoksa senin de kötü olduğunu düşünürler. Open Subtitles يجب أن لا يراك أحد هنا سيعتقد الناس أنك تنوي أمرا سيئا
    Bir yeşillikte ya da kanepede belki de sıcak bir öğleüzerinin uğultusundan uyuşmuş uzandığımızda, onlara baktığımızı düşünürler, küreklerini kaldırıp sessiz düşerler ve tıpkı anne babamız gibi gözlerimizi kapamamızı beklerler. TED وعندما نستلقي في الحقول أو على الأريكة، مُخدرين في الغالب تحت تأثير دندنات ظهيرة دافئة، يعتقدون أننا ننظر إليهم بالمقابل، الشئ الذي يجعهلم يتركون مجاذيفيهم ويصمتون كالآباء وهم ينتظرونا لنغلق أعيننا.
    Ağırlığı ayaklarının üzerine nasıl paylaştıracaklarını düşünürler, zira doğal olan budur. Seni bütün gün taşımaktalar. TED يفكرن حول كيفية جعل الوزن فوق أقدامهن لأن ذلك نوع ما طبيعي. يتحملنّ طوال اليوم.
    Öyle görünüyor ki bu felsefe bizi, politik ve sosyal düşünürler olarak pasivize etmek konusunda gerçekten etkiliydi. TED يبدو بأن هذه الإيديولوجية كانت في الواقع ناجحة جدًا في منعنا من أن نكون مفكرين سياسيين واجتماعيين
    Bana ne yaparlarsa yapsınlar bir sakat gibi davranmalısın böylece senin tehdit oluşturmadığını düşünürler. Open Subtitles مهما فعلوا بي، عليك التصرّف كأكسح ولن يشعروا بأنك مصدر تهديد
    Kızılderililerin bögedeki gelişimi ve ticareti engellediğini düşünürler. Open Subtitles ناس من الطبقة العاملة الذين يظنون ان الهنود يقفون في طريق التطور
    Çünkü bir film yıldızı asla direkt mönüden sipariş vermez. Mönüde olmayan bir şey istemeleri gerektiğini düşünürler. Open Subtitles لأن نجوم السينمائيون يجب أن يفكروا بشيئاً ليس موجوداً في القائمة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد