Saldırganla yüzleşmen hikâyeni anlatırken sana yardımcı olacaktır diye düşündük. | Open Subtitles | ظننا أن جلب القرد هنا لكيّ تواجه المعتدي سيساعد القصة |
Gereksiz bir karışıklık olabilir bu ama bunun zorunlu olduğunu düşündük... | Open Subtitles | قد يكون هذا تدخل بلا داعي، لكننا ظننا أن هذا ضروري.. |
Biz de belki bu planı ters yüz etmeliyiz diye düşündük. | TED | هكذا اعتقدنا أنّه ربّما علينا قلبُ هذا الغلاف رأسا على عقب. |
Ön kapının oradaki bekçi köpeğinin yaptığını düşündük, - Leviathan mı? | Open Subtitles | و نحن نعتقد انه كان كلب الحراسة الموجود على بابك الليفيتان |
"Bir kaç gün içinde eskisi gibi ayağa kalkacağını düşündük." | Open Subtitles | كنا نظن أنها سوف تتحسن كالعادة في غضون أيام قليلة |
Henry'nin para trafiği hakkında bir kaç konuyu aydınlatabilir diye düşündük. | Open Subtitles | إعتقدنا إنها ربما تستطيع القاء بعض الضوء على موارد هنري المالية |
Çözüm olarak evinizi satıp maddi durumunuzu tekrar yerine getirebileceğinizi düşündük. | Open Subtitles | و نحن نفكر بأنك من الممكن أنك تريدين بيع هذا المنزل |
Bu nedenle ertesi gece tüm konvoyun sulara gömüleceğini düşündük. | Open Subtitles | و لذلك أعتقدنا جميعاً أن هذه القافله ستفنى عن بكرة أبيها بحلول الليله التاليه |
Sadece zayıf insanları hazır waffle yiyen, pizza yiyen insanları etkilediğini düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنها ستصيب الفقراء فقط الناس الذين يأكلون بسكويت الوفل و البيتزا |
Günah mağarasına girebileceğimizi ve zararsız çıkabileceğimizi düşündük ama çok zarar verdik. | Open Subtitles | ظننا أن بوسعنا دخول جبّ الخطيئة ونخرج سالمين لكننا في المقابل تلوثنا |
Yanıldık çünkü, doğal olarak, ulus-devlet yöntemleriyle düşündük. | TED | لاننا ظننا ان الامر سيجري بمنظورنا في مفهوم الدولة القومية |
düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu onların uzaklık algılarını değiştirebilir. | TED | اعتقدنا أن حالة أجسادهم البدنية قد تغير كيف لاحظوا المسافة. |
Bu stratejiyi kullanan kişilerin uzaklığı daha çok olarak algılayacaklarını düşündük. | TED | اعتقدنا أن أولئك الناس الذين استخدموا هذه الخطة، سيرون المسافة أبعد. |
Babanızla ben, bu, Avusturya ve Fransa'yı yakınlaştırır diye düşündük. | Open Subtitles | والدك و انا اعتقدنا انكي ستجعلين النمسا وفرنسا اقرب لبعضهما |
Sıradaki hedefin eşi olacağını düşündük, özellikle de onu terk ettiyse. | Open Subtitles | نعتقد ان زوجته ستكون الهدف المنطقي التالي خصوصا إذا رحلت عنه |
Neden? Çünkü bunun sürmekte olan bir davayla bir ilgisinin olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | لأنّنا نعتقد بأنّ لديه أمرٌ ما هناك كان يعمل عليّه بقضيّة سارية |
Bunca zaman boyunca birisinin Julie'yi çocuğunun malvarlığını paylaştığı için öldürdüğünü düşündük. | Open Subtitles | طوال الوقت نعتقد أن شخص قتل جولى لأن ابنها سيرث ممتلكات مارتن |
Peki ama Eva Kane'in çocuğunun kız olduğunu niye düşündük? | Open Subtitles | ولكن ,لماذا نظن ان طفل ايفا كين كان فتاة ؟ |
Onu da almış olabileceklerini düşündük ama kesin olarak bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن نظن أنهم قبضوا عليه و لكن لسنا متأكدين |
Babamla kaçmıştır diye düşündük çünkü çantasına kıyafetlerini doldurup öyle çıkmıştı. | Open Subtitles | إعتقدنا بأنهُ هرب من المنزل لأنه أخذ حقيبته مع بعض الملابس |
Kişileştirmiş terapi üzerinde gen bilimi bazlı düşündük. | TED | نحن نفكر في شخصنة الطب كثيراً من حيث علم الجينوم. |
Göçmen bürosunun, gelişinizi kayıt dışı tutmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لقد أعتقدنا أنه من الأفضل لك أن تدخل البلد بدون المرور خلال دائرة الهجرة |
düşündük ki belki de düğünde şarkı grubunda baş solisti olabilirsin. | Open Subtitles | فكّرنا ربما في الزفاف، يمكنك أن تكون مغنّي الفرقة الموسيقية حقاً؟ |
- Maalesef yok. Ama babasının günahlarını çekmesine gerek olmadığını düşündük. | Open Subtitles | لا شىء ، و لكننا قررنا ان ذنوب ابى لن تشملها |
düşündük ki iki ana problemi bir araya getirmek en önemli önceliğimizdi. | TED | و شعرنا ان الاولوية القصوى هي بان نجمع معا نوعين من المشاكل |
Bu civardaydık. Belki filme gelmek konusunda fikrini değiştirmişsindir diye düşündük. | Open Subtitles | لا، إعتقدنَا بأنّنا نَتوقّفُ ونَرى إذا أنت مُتَغَيّرُ رأيك حول الفلمِ. |
Bu yıl sevgililerimiz olmadığına göre belki biraz güleriz diye düşündük. | Open Subtitles | بما أنّنا لم نخرج للمواعدة هذا العام ظننّا بأنه سيجلب لنا بعض المرح |
Biz de düşündük ki -- belki de, belki de bu madde kemikler topraktan çıkarıldıktan sonra hızla yok oluyordu. | TED | وقد فكرنا .. انه ربما .. ربما .. ربما .. ان العينات تفسد من حين اخراجها من مكان التنقيب .. |
İkinci Dünya Savaşı'nda da böyle olmamız gerektiğini düşündük. Bu tamamen saçmalıktı. | Open Subtitles | وظننا أننا يجب أن نكون على الحياد أيضاً فى الحرب العالمية الثانية، وهو ما كان حماقة بالطبع |
- Büyük bir şey ağaçları sökmüş. - Biz de öyle düşündük. | Open Subtitles | شيء هائل اِقتلع تلك الأشجار - هذا ما اعتقدناه - |