Pekala, bin doları peşin alırsam bak o zaman bu işi düşünebilirim. | Open Subtitles | حسنا ,سأفكر بالأمر إن دفعت لي كامل المبلغ مقدما ربما أفكر بالقيام بالأمر |
Bir şey bulduğunu söylersen telafi etmeyi düşünebilirim. | Open Subtitles | أخبريني أنكِ وجدتي شيئاً و سأفكر في التعويض عليكِ |
Fotoğraflarını çekmek için, sayılardan daha iyi şeyler düşünebilirim, hayatım. | Open Subtitles | يمكنني التفكير في أشياء أفضل لتصويرها عن الأرقام يا عزيزتي |
Böyle hissettiğim pek çok örnek düşünebilirim. | TED | حسناً، يمكنني التفكير بالعديد من الأمثلة التي شعرت فيها بهذا. |
Nasır bağlatmak yerine bu güzel ellerle daha iyi işler yapmayı düşünebilirim. | Open Subtitles | أستطيع التفكير بأشياء أفضل لتفعليها بهذه الأيدي الجميلة غير تخشينها |
Aynı şekilde düşünebilirim. Belki ben bir tür düzen bulabilirim. | Open Subtitles | سأفكّر مثلها على الأرجح، فلربّما أقدر على إيجاد نمط لكتاباتها |
Tutkumu ifade etmek için çok daha ilginç yollar düşünebilirim. | Open Subtitles | للشخصية. يمكنني أن أفكر في امور أكثر امتاعا لإظهار عاطفتي. |
Şimdiki işim yürümezse o zaman düşünebilirim. | Open Subtitles | أتعلم ماذا، إن لم ينجح عملي الحالي، عندها سأفكر بذلك |
Benim yapabileceğim bir şey var mı? Eminim bir şeyler düşünebilirim. | Open Subtitles | هل يمكننى ان افعل اى شىء - بالتأكيد , سأفكر لكى فى شىء ما - |
Bana biraz Peru tozu getirebilirsen seni de dahil etmeyi düşünebilirim. | Open Subtitles | إذا استطعت أن تأتيني "ببعض "النديف البيروفيّ لربما, على الارجح سأفكر بشأنك |
Ayrıca tatlı mı tatlı sevecenliğimle seni boğmayı da düşünebilirim. | Open Subtitles | "سأفكر أيضاً أن أحتويك بحبي الجميل" |
Macera katsayımı arttırmak için daha lezzetli şeyler düşünebilirim. | Open Subtitles | يمكنني التفكير بطرق أكثر استساغة لرفع مغامراتي الحسابية , شكراً |
Haftada 175 dolar kazanmanın daha kolay yollarını düşünebilirim. | Open Subtitles | لأنك مساعدة لشراء الطعام يمكنني التفكير بطرق اسهل لكسب 175 دولارا بالاسبوع |
Bir sürü yaratıcı ceza düşünebilirim. | Open Subtitles | و يمكنني التفكير بالكثير من الطرق المبتكرة |
Bunu kendim yapabilirim. Michael gibi düşünebilirim. | Open Subtitles | أتسطيع فعل هذا بمفردي أستطيع التفكير مثل مايكب |
- Doğru. Bunu kendi başıma da yapabilirim. Michael gibi düşünebilirim. | Open Subtitles | أتسطيع فعل هذا بمفردي أستطيع التفكير مثل مايكب أنا في عمق المحيط داخل غواصة |
Sana fazladan bilet veremem ama yemek isteğini düşünebilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني إعطائك تذاكر إضافية، ولكني سأفكّر في طلبكَ حول الطعام |
Eğer bana işe yarar bir şeyler söylersen serbest bırakmayı düşünebilirim. | Open Subtitles | إذا أعطيتني شيئا مفيدا سأفكّر مليا في تحريرك |
Siz buradayken ayrılmayı nasıl düşünebilirim, efendim. | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أفكر بالهروب بينما أنت هنا، مولاي |
Hamilelik hakkında 4 hafta boyunca kimseye bir şey söylemezsen vaftiz baba olma fikrini düşünebilirim. | Open Subtitles | أن لا تخبر أحداً عن الحمل لمدة أربعة أسابيع، وسأفكر عنك بكونكَ الأب الروحي |
Kısa sohbetlerden daha iyi şeyler düşünebilirim. | Open Subtitles | يمكننى التفكير فى أشياءء أفضل من كلمات النقاش الصغير |
Şu kanlı gömleğini kuru temizlemeye vermeyi düşünebilirim. | Open Subtitles | قد أفكر بإرسال قميصك الملوث بالدماء إلى المصبغة. |
Ona "Hızlı" demeyi düşünebilirim çünkü hızla bize doğru geliyor. | Open Subtitles | قد أفكّر بدعوتها باللاذعة، لأنّها تُواصل نطق كلمات لاذعة بإتجاهنا. |
- Birkaç tercih kelimesi düşünebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أفكر في بضع كلمات مختاره |
Sende doğuştan bulunan diğer şeyleri kendim düşünebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان افكر في اشياء اخرى اتتك بالفطرة |
Bunu yapmanın çok daha tatmin edici bir yolunu düşünebilirim. | Open Subtitles | بوسعي التفكير في أمر أكثر ارضاء أفعله بها |