düşünecek zaman kazanmak için hastahaneye gitmem lazım. | Open Subtitles | عليّ أن أدخل المستشفى لكي أحصل على بعض الوقت للتفكير. |
- Fred, Sözünü bölmek istemem ama, ama şimdi gerçekten olumsuz düşünecek zaman değil. | Open Subtitles | أكره مقاطعتك " فريد " لكنه ليس الوقت للتفكير السلبي |
- ...bolca düşünecek zaman olan bir yer. | Open Subtitles | ولدينا متّسع من الوقت للتفكير - والشّرب - |
Çünkü ölümle yüzleştiğinizde, görünüşünüzü düşünecek zaman yoktur. | Open Subtitles | لأنك عندما تنظر إلى الموت لايوجد وقت للتفكير بالمظاهر |
düşünecek zaman olmaz. | Open Subtitles | وكنت هناك تحلق، فقط على الفطرة النقية لا وقت للتفكير. |
Bana sadece,... sadece... biraz düşünecek zaman verin. | Open Subtitles | ... فقط,أعطنى... أعطنى . أعطنى وقتاً للتفكير |
Bu parmaklıklar insana düşünecek zaman kazandırıyor. | Open Subtitles | هذه القضبان منحتني بعض الوقت للتفكير |
Bu parmaklıklar insana düşünecek zaman kazandırıyor. | Open Subtitles | هذه القضبان منحتني بعض الوقت للتفكير |
düşünecek zaman yok, evlat. | Open Subtitles | - هذا ليس هو الوقت للتفكير يا ولد . |
Ona düşünecek zaman bile vermemeliyiz. | Open Subtitles | و يجب أن لا نعطيهم أي وقت للتفكير |
düşünecek zaman yok. | Open Subtitles | لا يوجد وقت للتفكير |
düşünecek zaman yok. | Open Subtitles | لا أملك وقت للتفكير |
Sana düşünecek zaman bırakıyor. Yavaş yavaş. | Open Subtitles | إعطاك وقتاً للتفكير, تمهّل |