Benim bu işle bir ilgim olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | انت لا تعتقد انى لى دخل بهذا العمل، أليس كذلك؟ |
Ve bu çoğu zaman, insanlar gerçekten sormadığı için oluyor, ve gerçekten sorduklarında, gerçeği öğrenmek istediklerini düşünmüyorsunuz. | TED | و غالباً لأن الناس لا يطلبون منك بتاتاً، وحينما يطلبون، فأنت لا تعتقد مطلقاً أنهم يرغبون بمعرفة الحقيقة. |
Onun gerçekten cadı olduğunu düşünmüyorsunuz... değil mi? | Open Subtitles | أنتم لا تظنون فعلاً أنها ساحرة،أليس كذلك؟ |
Ama Steiner'ın saldıracağını düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | لكنّك لاتعتقد أن شتاينير سيهاجم أليس كذلك؟ |
Yapabileceğimi düşünmüyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم لا تعتقدون بأنني يمكن أن أفعلها شاهدوا هذا هنا |
O anlarda, kariyerinizi ya da iş arkadaşlarınızı düşünmüyorsunuz, bu problemle aranızdaki tam anlamıyla bir savaş. | TED | في هذه اللحظات، لا تفكر في مهنتك أو زملائك، إن هي إلا معركة كاملة بين المشكلة وبينك. |
Bununla bir ilgim olduğumu düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتما لا تظنان أن لي علاقة بهذا؟ |
Çılgınca bir şey yapmayı düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما لا تفكران بالقيام بما هو جنوني، أليس كذلك؟ |
İyileşeceğimizi düşünmüyorsunuz herhalde, değil mi? | Open Subtitles | إنك لا تعتقد أننا سنشفى أبداً ، أليس كذلك ؟ |
Cidden, Buzz'ı pencereden aşağı ittiğimi düşünmüyorsunuz, değil mi? Değil mi, Patates Kafa? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد بأننى كنت أعنى أن أخرج باز من النافذة يا رأس البطاطس |
Cidden, Buzz'ı pencereden aşağı ittiğimi düşünmüyorsunuz, değil mi? Değil mi, Patates Kafa? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد بأننى كنت أعنى أن أخرج باز من النافذة يا رأس البطاطس |
Bu yüzden mi çete olduğunu düşünmüyorsunuz? | Open Subtitles | أهذه هي اسباب أنكم لا تظنون أنها عصابة؟ |
Onun gerçekten Batı'ya gittiğini düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | لا تظنون أنها ذهبت جنوباً حقاً، صحيح؟ |
Benim yaptığımı düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتم لا تظنون أنني الفاعل أليس كذلك؟ |
Ama Steiner'ın saldıracağını düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | لكنّك لاتعتقد أن شتاينير سيهاجم أليس كذلك؟ |
Kız kardeşimin yaptığını düşünmüyorsunuz umarım. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك أنت لاتعتقد أن أختي تستطيع أن |
Oh, hiçbiriniz yapabileceğimi düşünmüyorsunuz, ha! . Bakın şuna... | Open Subtitles | أنتم لا تعتقدون بأنني يمكن أن أفعلها شاهدوا هذا هنا |
düşünmüyorsunuz değil mi Gilligans Adasının... | Open Subtitles | بالتأكيد أنتم لا تعتقدون أن جزيرة جيليجان هى ـ ـ |
Ödeme yapmayı... Ödeme yapmayı düşünmüyorsunuz, değil mi, Bay Başkan? | Open Subtitles | أنت لا تفكر في أن تدفع له يا سيادة العمدة، أليس كذلك؟ |
Tel Aviv'e devasa bir Isa heykeli, koymayı düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تفكر بوضع تمثال طوله 150 قدماً لـ المسيح في أبيب, اليس كذلك؟ |
Julie aşırı tepki verdiğimi düşünüyor. Siz düşünmüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | تظن (جولي) بأنني أتحدث بإنفعال أنتما لا تظنان بأنني أتحدث بإنفعال، أليس كذلك؟ |
Sağlıklı düşünmüyorsunuz! Süreç onun tek şansı! | Open Subtitles | أنتما لا تفكران بذهن صاف " العملية " هي أملها الوحيد |
Kovuluşunun, ölümüyle ilişkisi olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما لا تعتقدان أنّ طردها له علاقة مع ما حدث لها، أليس كذلك؟ |
Doktor Lane, büyük düşünmüyorsunuz. | Open Subtitles | دّكتور لَين، أنت لاتفكر بشئ كبير |