Her bir kişi, bir bir mahkemenin önüne yaklaştı, şunu düşünmekten kendimi alamadım: Bu insanlar nasıl buraya geldi? | TED | بينما يقترب كل شخص واحدا تلو الآخر، أمام غرفة الجلسات، لم أستطع التوقف عن التفكير: كيف جاؤوا إلى هنا؟ |
Seni düşünmekten, kendimi alıkoyamadım Kitaplarından birini okusam da. | Open Subtitles | لم أستطع التوقف عن التفكير بكِ. لقد قرأت حتى كتاباً واحداً من كتبك |
Ben de öyle. Çıplak kadınları düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | حتى أنا, لا أستطيع التوقف عن التفكير بالنساء |
Hayır, o değil, sadece zihnim dolu ve Sha're'yi düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum, nerede, ona ne oldu. | Open Subtitles | إنها هكذا بالضبط عقلي يعمل بإستمرار و لا أستطيع التوقف عن التفكير في شاراى أين هي وماذا أصبحت |
Şehirden 50 mil uzağına gittim, ...ama söylediğin şeyleri düşünmekten kendimi alamadım. | Open Subtitles | ان اتوقف عن التفكير بكل تلك الأشياء التي قلتها جعلتني ابدو كوحش |
Belki, ama onu düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | ممكن، لكني لا أستطيع التوقف عن التفكير به. |
Haklısın, Görüyorsun, Kaza hakkında düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أنتي محقة لا أستطيع التوقف عن التفكير بالحادث |
Bütün gün seni düşünmekten kendimi alamadım. | Open Subtitles | لا يمكنني التوقف عن التفكير فيك طول اليوم |
Eee, dinle, o geceden beri, Ellis 'in söylediklerini düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | اسمعي من تلك الليلة وانا لا استطيع التوقف عن التفكير بما قاله إليس |
Batı dünyasının kaderi ve milyonlarca Amerikalı'nın hayatı bana bağlı durumda belirsizliğini korurken ben seni düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. | Open Subtitles | مصير العالم الغربي وحياة ملايين الأمريكيين بين يدىّ الآن .. ولا يمكنني التوقف عن التفكير بكِ |
Bak, bilirsin, akıllısın, eğlencelisin, ve ben de seni düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أنتِذكيةومسلية, و انا لا استطيع التوقف عن التفكير بكِ |
Bu, aklıma bir kez girince sürekli düşünmekten kendimi alamadım. Evet, onu partiye kadar takip ettim. | Open Subtitles | إسمعي، بمُجرّد أن سمعتُ عذا، لم أستطع التوقف عن التفكير فيه. |
Sadece bu sefil yaratıkları her gün, her dakika düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع التوقف عن التفكير فيهم كل دقيقة من كل يوم |
Ve ıslak organını becermek istediğimi düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | ولم أستطيع التوقف عن التفكير بمفاتنك المثيرة |
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum. sanırım bir doktoro görünmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا أستطيعُ التوقف عن التفكير بها أعتقدُ بأنه يجبٌ عليّ رؤية طبيب |
Kısmen bizim hatamız olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التوقف عن التفكير أنّه خطأنا جزئيا. |
Kardeşini düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا يمكنني التوقف عن التفكير في أختك |
Sadece... Hamilelik testini düşünmekten kendimi alamıyorum... | Open Subtitles | أنا فقط, لا أستطيع التوقف عن التفكير باختبار الحمل |
Bunun bizim için altın madeni olabileceğini... düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. | Open Subtitles | و لا يمكنني أن اتوقف عن التفكير أنه قد يكون كمنجم ذهب لنا |