Onun New York'ta olduğunu düşünmemizi istedi ve zavallı Timmy yemi yuttu. | Open Subtitles | لقد أرادانا أن نعتقد أنه كان فى نيويورك وتيمى المسكين ابتلع الطعم |
Kulak çınlaması ile beyin ses olmadığı zaman bir ses olduğunu düşünmemizi sağlayan garip şeyler yapar. | TED | ومع طنين الأذن، يقوم الدماغ بأفعال غريبة تجعلنا نعتقد أن هناك صوتًا غير موجود فعلًا. |
ya da 'Daha az alacağım.' Bu tamamıyla iyi ve doğru, sadece farklı yönlerde değişiklikler aslında seçeneklerin iyi ya da kötü olduğunu düşünmemizi etkiler. | TED | وهذا أمر جيد ماعدا أنه الفروقات بالإتجاهين المختلفين في الواقع تؤثر ما إذا كنا نعتقد أن الخيارات جيدة أو سيئة. |
Bu 21. yüzyıl bakış açışı ekonomik gelişmişliği, problemleri çözdüğümüz oranda iyi anlaşıldığını açıkça düşünmemizi sağlıyor. Fakat bu oran tamamen, | TED | منظور القرن 21 هذا يوضح بشدة أن النمو الاقتصادي الذي نفكر فيه يُفهم بشكل أفضل على ضوء مدى حلنا للمشكلات. |
O sıra dışılık yüzünden bu yeni bakış açısıyla düşünmemizi ve şirketin gidişatına dair görüş bildirmemizi istemişti. | TED | هو يريدنا أن نفكر في هذه اللاتقليدية بالتحديد هذه النظرة جديدة وأراد توفير نظرة للمكان الذي يجب أن يذهب إليه العمل. |
Şirketi zor duruma soktun, hapisten kaçtın ve hepimizin senin öldüğünü düşünmemizi sağladın. | Open Subtitles | لكنك خاطرت بعملنا جميعاً و هربت من السجن, ثم تجعلنا نظن أنك متّ؟ |
Muhtemelen, ya da öyle düşünmemizi istiyorlar. Kusanagi ? | Open Subtitles | احتمال او ربما ذلك الذي يريدوننا ان نعتقده يا كوساناجي |
Ve bizim hatamız olduğunu düşünmemizi sağladılar... çünkü biliyorlardı ki onu orada bırakmayacaktık ... biliyorlardı ki onu buraya getirecektik. | Open Subtitles | وجعلونا نعتقد انه خطؤنا لانهم علموا اننا لن نتركها هناك علموا اننا سنرجعها معنا الى هنا |
Mesajları dinlediğimizi biliyorlar. Filolarının güneye hareket ettiğini düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | ويريدوننا أن نعتقد أن أسطولهم يتجه جنوباً |
Filolarının güneye hareket ettiğini düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | ويريدوننا أن نعتقد أن أسطولهم يتجه جنوباً |
Kazandığımızı düşünmemizi istiyorlar ama bunun için izinleri var ve bizi 18 metre farkla yeniyorlar. | Open Subtitles | يريدونا أن نعتقد أننا نفوز لكنهم حصلوا على إذن من أجل هذا و هم متغلبون علينا بفارق 60 قدم |
Yani 'her şey ve hiçbir şey'in küpü sıfır edebilir ya da üç tane sıfır ve yedi rakamı olduğunu düşünmemizi istiyordur. | Open Subtitles | إذاً كل شيء ولا شيء مكعب يعني صفر أو ربما يريدنا أن نعتقد أنها ثلاثة أصفار إضافةً للرقم سبعة |
Bizim sadece çok daha korkutucu bir şeyle uğraştığımızı düşünmemizi sağlamış. | Open Subtitles | إنه يجعلنا نعتقد أننا نتعامل مع شيئاً ما أكبر تهديداً من ذلك |
Bazıları böyle düşünecektir. Bazıları da böyle düşünmemizi. | Open Subtitles | بعض الناس تفترض أن هذا ما يجب أن نفكر به. |
Ona kızgın olduğunu düşünmemizi sağlamak için yapmış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنه فعل ذلك فقط لكي يجعلنا نفكر بأنه كان غاضباً منها |
Bu hükümet bizlerden, onların birer yabani olduklarını düşünmemizi istiyor. | Open Subtitles | أعرف هذه الحكومة تريدنا أن نفكر هكذا إنهم وقحون |
Biri, Squares ve Fisher'ı senin öldürdüğünü düşünmemizi istiyor. | Open Subtitles | أحدهم يحاول الايقاع بك,و يحاول أن يجعلنا نظن أنك من قتلت سكويرز و فيشر |
Belki de katil bizim rasgele karışan ürünler olarak düşünmemizi istedi. | Open Subtitles | ربما أراد القاتل أن نظن أنه تلاعب عشوائي |
Annem babamın âdi olduğunu düşünmemizi istemedi yani? | Open Subtitles | حـــقاً؟ ألا تعتقد بأن أمنا تريدنا أن نظن بأن أبي مغفل؟ |
Eminim böyle düşünmemizi istiyordur. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن هذا ما تريده منا أن نعتقده. |
Ya da tam olarak böyle düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | أو قد يكون هذا بالضبط ما يريدون أن نعتقده |
Bu senin, bizim düşünmemizi istediğin şeydi ta ki kimsenin umrunda olmadığını görene dek. | Open Subtitles | -أقلّها، كان ذلك ما وددتنا أن نظنّه ، حتى أدركت عدم اكتراث أحدٍ. |