Çocuklara düşkün olduğunu sanmıyorum efendim. | Open Subtitles | لا أعتقد انه مولع جدا بالصبية الصغار ، يا سيدي |
Markway, sen de taş aslanlara düşkün müsündür? | Open Subtitles | أخبرني؛ دكتور ماركواي؛ أنت مولع بالأسود الحجارة |
Bu çok yazık çünkü sana çok düşkün gibi görünüyor. | Open Subtitles | تلك خسارة باكية , لأنه يظهر أنها مولعة جداً بك |
Canım, ona çok düşkün olduğunu biliyorum. Çok iyi bir insandı. | Open Subtitles | عزيزتي، أعلم أنك كنت مولعة جدا به وقد كان رجلا طيبا |
Onun arkadaşıysanız çocuklara ne kadar düşkün olduğunu bilirsiniz. | Open Subtitles | لو كنت صديقته فلابد أنك تعرفين كم هو مغرم بالأطفال |
Onu her kış görürdük. Kumara çok düşkün olduğu için sık sık evimize gelirdi. | Open Subtitles | كنا نراه كل شتاء.كان مولعاً بالمقامرة,وكان يأتى لمنزلنا أحياناً. |
Coğrafi anlamda büyük ülkeler değiller ama 70 milyon özgürlüğe düşkün insana sahipler. | Open Subtitles | جغرافيًا هي ليست دول كبيرة لكنها تأوي 70 مليون مواطن محب للحرية |
Meditasyon yapıyorum, organik yaşıyorum ve bana düşkün olan bir bayan var. | Open Subtitles | أنا أتأمل, اعيش على الطعام العضوي, والسيدة الصغيرة مغرمة بي |
Kahrettsin, söylesene bana hangi adam kadına düşkün değildir ? | Open Subtitles | تباً. أخبرْني أَيّ رجل لَيسَ مولع بالإمرأةِ؟ |
Pahalı şeylere düşkün olduğumu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أنك مولع جداً بالأشياء الثمينة |
Babam buna çok düşkün ve çok pahalıdır. | Open Subtitles | أبي مولع به جدا كما أنه ذو قيمة كبيرة |
Bana düşkün bir kadını endişelendirecek biri değilim. | Open Subtitles | انا لست الرجل الذى تقلق من اجله امرأة وهى مولعة بى |
Babama düşkünüm. düşkün olmaktan fazlası... | Open Subtitles | انا مولعة بأبى, بل اكثر من كونى مولعة به |
Ona senden güzel bir şekilde bahsedeceğim ve bir zamanlar babasını ne kadar çok sevdiğimi ve sana ne kadar düşkün olduğunu anlatacağım. | Open Subtitles | سأتكلمك عنك بالخير دائماً و سأخبره دائماً كم أحببتُ أباه و كم كنتُ مولعة بك |
Açık havada, katledilmiş hayvanları pişirme geleneğine inanılmaz düşkün olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك مغرم جدا من تقاليد طهي الحيوانات المذبوحه في الهواء الطلق |
Ted... Bildiğin üzere, her zaman annene fazlasıyla düşkün olmuşumdur. | Open Subtitles | (تيد) كما تعرف ، لقد كنت مغرم جداً جداً بأمك |
Ben-- biz-- bütün ev anlarsın ya işte, ona düşkün olduk. | Open Subtitles | أنا، نحن، المنزل كله شبه مغرم به |
Rakibimiz özellikle bu sözcüğe çok düşkün. | Open Subtitles | . ويبدو أنّ خصمنا مولعاً بتك الكلمة تحديداً |
O içkiye düşkün bir çapkın, ve olağanüstü bir atletti. | Open Subtitles | لقد كان محب للنساء ومدمن للخمور وكان ذو جسد رياضى قوى البنية |
Ama süper kahramanlara pek düşkün değilim. | Open Subtitles | لستُ مغرمة حقاً بالأبطال الخارقين. |
Hep beyaz ve ipek eşarplara düşkün olmuşumdur. | Open Subtitles | كان عندي ولع دائما للأوشحة الحريرية البيضاء |
Ama, yaptığımız tek şey toplumumuzdaki, eğlenceye düşkün elit üyeler için parti vermek olacak. | Open Subtitles | لكن ما يجري هناك في الحقيقة، هي حفلات ليلية لأفراد طبقة النخبة في مجتعنا، الذين يغرقون أنفسهم في المتع و الملذات. |
- Simmons da bana düşkün sanıyordum! | Open Subtitles | حسناً، إعتقدتُ بأن "سيمونز" كانت مُحبة لي! |
Senin tanıdığım en rahatına düşkün aptalsın. | Open Subtitles | أنت أكثر غبي منغمس في الملذات عرفته في حياتي |
Birbirinize çok düşkün olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون مولعا جدا من بعضها البعض. |
Martina'nın hediyelere ne kadar düşkün olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | وطلب من (مارتينا) بإختيار واحدة ! تعلمين كم هي طماعة |