ويكيبيديا

    "dükkanda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المتجر
        
    • المحل
        
    • متجر
        
    • بالمتجر
        
    • محل
        
    • مخزن
        
    • الورشة
        
    • المخزن
        
    • بالمحل
        
    • المحلات
        
    • بالمخزن
        
    • متجري
        
    • الدكان
        
    • بمتجر
        
    • محلك
        
    Bana dükkanda bir parça şeker verdiler. Biraz ister misin? Open Subtitles لقد اعطونى قطعة من الحلوى فى المتجر , اتريد بعضها
    Gariptir ki, dükkanda yaptığın konuşma, - bana babamı hatırlattı. Open Subtitles غريب , الطريقة التي تحدثتي بها في المتجر ذكرتني به
    Asıl bu lanet dükkanda beni siz takip ediyorsunuz dediğimi anlıyor musunuz? Open Subtitles انتم تتبعوني في كل مكان في هذا المحل اللعين هل تفهم كلماتي؟
    Ben de seninle çıkmayı gerçekten çok isterim. Beş dakika içinde dükkanda olurum. Open Subtitles احب ان اخرج في موعد معك سوف اكون خلف المحل خلال خمس دقائق
    Bu dükkanda dövme yaptırmaman gerektiğini gösteren bir numaralı işaret. Open Subtitles تسجيل رقم واحد كنت قد مشى في متجر الوشم الخطأ.
    Kendi kanından biri yerine, dükkanda çalışan adama mı güveniyorsun? Open Subtitles وثقتِ بالشاب الذي بالمتجر على من هي من لحمكِ ودمكِ؟
    Ben de kendimi bir dükkanda pizza hamuru yoğuruyormuş gibi sıkışmış buluyorum, içinde sıkışıyorum çünkü anlamıyorum. TED وأجد نفسي أكدس الأشياء وكأنني أعجن العجينة في محل البيتزا، أكدسها لأنني لا أفهم.
    dükkanda beni uyarmak istediğin başka bir ürünün var mı? Open Subtitles أهناك أي منتوج آخر في المتجر ترغب في تحذيري عنه؟
    dükkanda şeker tabakalarına yazmaya yarayan şu makinelerden biri vardı. TED كان المتجر يتوفر على إحدى تلك الآلات التي يمكنها الطباعة على ألواح من السكر.
    Ve dükkanda çalışmak çok zor olduğundan, okula gitmeyi severdim; cennet gibiydi. TED و لأن العمل في المتجر كان في غاية الصعوبة أحببت الذهاب الى المدرسة، كانت المدرسة جنة لي.
    dükkanda değil, ayrıca bu gece bir toplantı yok! Siyasi toplantı da yok. Open Subtitles ليس في المتجر ولا يوجد اجتماع الليلة لا يوجد اجتماع سياسي
    O dükkanda kazık atıyorlar ama başka bir yer yok. Open Subtitles يبيعونه بسعر أعلى فى ذلك المتجر وليس هناك مكان آخر للشراء
    O dükkanda kazık atıyorlar ama başka bir yer yok. Open Subtitles ذلك؟ يبيعونه بسعر أعلى فى ذلك المتجر وليس هناك مكان آخر للشراء
    Fark ettim ki... ..bu dükkanda tek bir gerçek dostum var. Open Subtitles تعلم؟ بدأت أدرك أنه لدي صديق حقيقي واحد في هذا المحل
    Çalıştığım dükkanda ya da işleri öğrendiğim dükkanda, üstat, usta, kalfa ve çıraktan oluşan bir hiyerarşi vardı. Ben çırak olarak çalıştım. TED في المحل حيث درست أو تعلمت، كان هناك رتب وظيفية تتألف من الخبير، والبارع، والعامل المدرب، والتلميذ وأنا عملت كتلميذة
    Bu benim suçum. dükkanda uyumasına müsaade etmekle hata yaptım. Open Subtitles أنه ذنبي, لم يكن يجدر بي أن أدعه يتولى مسؤولية المحل في الليل
    Ama en çok aradıkları şey online olduğunuz ve online bir dükkanda alış veriş yaptığınız zamanlar. TED لكن الشيئ الذي يبحثون عنه اكثر هي الفترات الزمنية عندما تكون على الشبكة و تشترى على الشبكة في اي متجر الكتروني
    Tüm gün ve gecenin yarısında, dükkanda orada öylece oturuyor, birinin gelmesini bekliyor. Open Subtitles انه بالمتجر طوال اليوم منتصف الليل انه يجلس هناك منتظراً ان يأتي شخص
    Bunu yılda iki yada üç aylığına yaparım, ama sezon bittiği zaman, ben... küçük bir dükkanda babama yardım ettiğim işime dönerim. Open Subtitles لو اننى اعمل فى هذا لمده شهرين او ثلاثه فى العام وعندما ينتهى الموسم , اعود الى العمل فى محل صغير كمساعد لوالدى
    Lütfen benim için dükkanda durur musun? Open Subtitles هل يمكن أن يرجى التوقف في مخزن بالنسبة لي؟
    Aracına bakıyorlar bu yüzden birkaç gün dükkanda kalacak. Open Subtitles يبدو أن سيارتكِ ستبقى في الورشة بضعة أيام.
    Şimdi iyi görünüyor ama, dükkanda çılgına dönmüştü. Open Subtitles لقد أصبنا بالجنون في المخزن ، ولكن الآن نحن بخير
    dükkanda da kimse kalmayınca beni çağırmışlar işte. Open Subtitles هذا سبب عدم وجود اناس كافين بالمحل لذا اتصلوا بي
    Üzerinde herhangi bir iz yoktu ve bu bölgede, birçok dükkanda satılıyor. Open Subtitles لا توجد عليه بصمات دومتوفر في جميع المحلات
    Çok şanslıyım, dükkanda bir sürü var. Open Subtitles أنا محظوظة أنه مازال هناك قطع بالمخزن
    "Seni dükkanda ilk gördüğüm andan itibaren.." Open Subtitles من المرة الأولى التي رأيتك فيها في متجري
    Dükkânda yanımda olmana ihtiyacım var tatlım. Open Subtitles أريدكِ بالقرب مني، يا عزيزتي، هُناك بالأسفل في الدكان.
    San Fransisco'da bir dükkanda bulduğu Coltrane CD'lerini de getirdi. Open Subtitles وأحضر مع بعض اسطوانات كولتران والتى وجدها بمتجر بسان فرانسيسكو.
    Eğer size ihtiyacımız olursa dükkanda mı olacaksınız, Bay Wilson? Open Subtitles سيد ويلسون ,ستكون فى محلك لو احتجت اليك ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد