Bağlılıkları benimki kadar tereddütsüzdü ve şimdi onlara gizli gizli dünyalarından çalarak Yıldız Geçidi programını ve insanlarını riske sokarak teşekkür ediyorsunuz. | Open Subtitles | كانت عزيمتهم شديدة مثل عزيمتي.. وتردون لهم المعروف الآن بالتسلل إلى عالمهم.. وتعريض شعبهم وبرنامج بوابة النجوم للخطر |
Bu fay hatları sayesinde sürükleniyorlar. Kendi dünyalarından yola çıkıp, boşluktan geçip dünyanıza ilerliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتسربون من الشقوق من عالمهم ويعبرون الفراغ إلى عالمكم |
Orada bir mağara, bir yarık buldular ve dünyalarından buraya geldiler. | Open Subtitles | وهناك وجدوا كهفاً هوّة نادرة جلبتهم إلى هنا من عالمهم |
Oyuncular hayal dünyalarından çıkıp gerçekle yüzleşebilirler. | Open Subtitles | قد يرى المُمثلون فجأة عالمهم الخيالي كالحقيقي. |
Kendi dünyalarından yola çıkıp, boşluktan geçip dünyanıza ilerliyorlar. | Open Subtitles | يأتون من عالمهم عبر الفراغ إلى عالمكم |
- Bir gün bir mağara buldular, o mağara buraya açılan nadir geçitlerdendi ve onları kendi dünyalarından buraya getirdi. | Open Subtitles | وجدوا كهفاً أحضرهم لهنا من عالمهم |
"Bununla uğraşmak istiyor muyum bilmiyorum" diye düşünüyorlar. Mentorları gelip, onları sıradan dünyalarından özel dünyalarına taşıyor. | TED | ويقولون، "لا أعلم إن كنت أريد المجازفة في هذه الأمر،" ثم يأتي المرشد ويساعدهم على التحول من العالم العادي إلى عالمهم الخاص. |
dünyalarından gına geldi. | Open Subtitles | أنا أعرف عن عالمهم بدرجة كافية . |
dünyalarından yeterince baygınlık geldi. | Open Subtitles | أنا أعرف عن عالمهم بدرجة كافية . |
Kendi dünyalarından, uzaydan gelen şeyler onları çekiyor. | Open Subtitles | إنها تنجذب لأشياء من عالمهم |
Bizi kendi dünyalarından ayırmak için bir duvar ördüler. | Open Subtitles | أنشأوا جدار ليفصلنا عن عالمهم |