Yapabileceğimiz her şeyi yaptık ama henüz ekonomi düzelmedi. | Open Subtitles | لقد فعلنا ما بوسعنا, لكن الاقتصاد لم يتحسن. |
Ben'in yaptığında sonra düzelir diye düşünmüştüm ama düzelmedi. | Open Subtitles | ظنننت ان الأمر سيتحسن بعد ما قام به بين لكن لم يتحسن |
Hiçbir zaman düzelmedi. Gittikçe hep daha kötü oldu. | Open Subtitles | ، لم يتحسن الوضع أبدا كان يسوء أكثر وأكثر |
Luther, boynunu kırdın ve tam düzelmedi. | Open Subtitles | أساساً يا لوثر، أنت كسرت رقبتك ولم تشفى بشكل صحيح |
Luther, boynunu kırdın ve tam düzelmedi. | Open Subtitles | أساساً يا لوثر، أنت كسرت رقبتك ولم تشفى بشكل صحيح |
Kalbi de düzelmedi. | Open Subtitles | والقلب لا يتحسن |
"Hava henüz düzelmedi." | Open Subtitles | الطقس لم يتحسن بعد". |
"Hava henüz düzelmedi." | Open Subtitles | "الطقس لم يتحسن." |
Sonradan düzelmedi işte. | Open Subtitles | لم يتحسن |
- Pek düzelmedi. | Open Subtitles | لم يتحسن |
Artık aç değilim. Ne kadar problemi yok saymanın işi çözeceğini sansam da ilişkimiz asla düzelmedi. | Open Subtitles | علاقتنا لم تشفى بعد ذلك وأي مقدار من تجاهل المشكلة لا يمكنه إصلاحها |